FETÖ hükümlüsü avukata ret

Anayasa Mahkemesi (AYM), FETÖ hükümlüsü avukatın, görme yetersizliğinin ceza infaz kurumunda tutulmasına kesin olarak uygun olmamasına rağmen tutukluluğun devam ettirildiği iddiasıyla yaptığı başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun buldu

Mardin'de avukat olan Mehmet Ali Uçar 22 Kasım 2016 tarihinde FETÖ'ye üye olma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı. Uçar'ın, ceza infaz kurumundaki şartlardan ve her iki gözünün görme yetisinden yoksun olduğundan bahisle tahliye talebinde bulunması üzerine Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 20 Aralık 2016 tarihli kararıyla serbest bırakılmasına karar verildi. Tutukluluk hali sona eren Uçar, Mardin'den İzmir'e taşındı ve avukatlık yapmaya devam etti. Söz konusu suç isnadı kapsamında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada 6 Şubat 2018 tarihinde Uçar yeniden tutuklandı.

ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN CEZA ALDI

Uçar hakkında düzenlenen iddianame İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme 27 Haziran 2018 tarihinde Uçar'ın serbest bırakılmasına karar verdi. Kararın gerekçesinde 8 Haziran 2018 tarihinde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun başvurucu ile ilgili olarak düzenlediği bir rapora dayanıldı. Bu raporda Uçar'ın her iki gözünde görme kaybı olduğu, başkasının yardımına muhtaç olduğu ve ceza infaz kurumunda hayatını tek başına idame ettiremeyeceği belirtildi.

Uçar hakkında İzmir Katip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 14 Mart 2018 tarihli raporda rehabilitasyon tipi ceza infaz kurumunda kalmasının uygun olduğu belirtildi. Mahkeme 11 Ocak 2021 tarihinde, Uçar'ın FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan 8 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi. Anılan karara yönelik istinaf ve temyiz talepleri reddedilerek karar 2 Mart 2022 tarihinde kesinleşti.

AYM'NİN GEREKÇESİ

Tutuklama kararına yaptığı itiraz reddedilen Uçar, AYM’ye bireysel başvuru yaptı. AYM İkinci Bölümü, kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Kararın gerekçesinde şöyle denildi:

"Başvurucu, ceza infaz kurumunda tutulması sebebiyle görme yetisindeki kaybın arttığını ileri sürmüş ve bu iddiasını 2014 yılına ait bir sağlık kurulu raporu ile 2018 yılında verilen bir başka sağlık raporuna dayandırmıştır. Ne var ki 2014 yılında alınan sağlık kurulu raporu genel engellilik durumuna, 2018 yılında düzenlenen adli tıp kurulu raporu ise görme yetersizliğine ilişkindir. Bu nedenle başvuru dosyasında başvurucunun 2018 yılı öncesinde az da olsa görebildiğine ve ceza infaz kurumunda tutulması nedeniyle görme yetisini tamamen kaybettiğine dair hiçbir tıbbi veri yoktur. Bu nedenle başvurucunun durumunun bir tutuklunun sağlık durumunun tutukluluk halinin devamıyla kesinlikle uyumlu olmadığı istisnai koşullara dahil olmadığı kanaatine ulaşılmıştır."

Sonraki Haber