FETÖ Mobesecisinin şifreleri

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam eden FETÖ soruşturmaları çerçevesinde MİT’e devredilen Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’nın başındaki isim olan Basri Aktepe hakkıda Hürriyet.com.tr'da yer alan Murat Yetkin imzasıyla çarpıcı bir yazı yayınladı.

"Bir istihbaratçının yükselişi ve düşüşü" başlığıyla yayınlanan yazıda Aktepe temelinde Türkiye'nin istihbarat ağının nasıl cemaatin ellerine teslim edildiğinin antaldığı yazıda gazeteci Murat Yetkin, 3 Haziran 2008 tarihinde Meclis grup toplantısında Deniz Baykal'ın, daha önce F-Tipi adını taktığı Cemaat örgütlenmesinin başında Aktepe’nin olduğu bir ekiple kendisini ve partisini yasadışı dinlediğini söylediğini hatırlattı. Ardından da Baykal'ın iki yıl kadar sonra kaset kumpası sonrasında 10 Mayıs 2010’da görevini bırakmak zorunda kaldığı bilgisini okuyucuyla paylaştı.

FETÖ-PDY soruşturması kapsamında, “Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak” ve o çerçevede 15 Temmuz darbe girişimine karışmak suçlamasıyla 7 Eylül’de tutuklanan Aktepe hakkında Yetkin'in dikkat çeken yazısı ise şöyle:

Aktepe'nin Polis Akademisini bitirdikten sonra ABD’ye eğitime gönderildiği ve 1996 yılında da FBIU akademisinden mezun olduğu bilgisi verilen yazıda, "Türk kamuoyu Basri Aktepe adıyla ilk defa 1999'da Emniyet tarafından hazırlanan polis içindeki Fethullah Gülen Cemaati üyeleri raporuyla tanıştı" bilgilendirmesi yapılıyor.

Kaset kumpasılarının altındaki isim
Devamında, "Ankara’ya döner dönmez de Emniyet İstihbaratında müdür olarak çalışmaya başlamıştı. Necmettin Erbakan’ın RefahYol koalisyonunun işbaşında bulunduğu, Susurluk Skandalının patlamak üzere olduğu günlerdi. Müthiş bir elektronik bilgisi, bilgisayar hâkimiyeti vardı. İstanbul’dan başlayarak sokakları kamerayla takip sistemini o kurdu; o nedenle daha sonraki yıllarda Basri Aktepe “Mobese’nin B’si” olarak da anılacaktı. Ancak 1999’da raporun yazıldığı sırada patlayan Telekulak skandalı nedeniyle raporun yazımında görev alan Ankara Emniyet Müdürü Cevdat Saral ve ekibi görevden alınırken, raporun hedefindeki Aktepe yükseldi. Bu konuda soruşturma açan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Nuh Mete Yüksel ise gizlice çekilen bir videokasetinin 2002’de basına sızdırılması sonrasında görevi bıraktı..." bilgisi dikkat çekti.

Teknik birimin başına getirildi
Aktepe’yi 23 Temmuz 2006’da kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında (TİB) Başkan Yardımcısı olarak teknik birimin başında getirildiği anlatılan yazıda günümüze kadar süreç hakkında çarpıcı tesbitlerde bulunuldu.
"Dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, hükümet de TİB’den çok memnundu. Erdoğan o sıralarda bir ameliyat geçiren Aktepe’yi hastanede ziyaret etmişti örneğin. Hükümet yanlısı Yeni Şafak gazetesi 13 Aralık 2007’de TİB sayesinde başta Hrant Dink cinayeti olmak üzere hemen bütün karanlık olayların aydınlatıldığını yazıyordu. (Oysa bugün, yıllardır saklanmış olan belgelerin açığa çıkmasıyla işin bambaşka yöne kaydığına ve çok sayıda polis ve jandarmanın 19 Ocak 2007’deki cinayete karışmak suçlamasıyla tutuklandığına şahit oluyoruz.)CHP’nin önceki genel başkanı Deniz Baykal, 3 Haziran 2008 tarihli Meclis grup toplantısında, daha önce F-Tipi adını taktığı Cemaat örgütlenmesinin başında Aktepe’nin olduğu bir ekiple kendisini ve partisini yasadışı dinlediğini söyledi. Aktepe yalanladı ve işine devam etti. Baykal iki yıl kadar sonra patlayan bir kaset kumpası sonrasında 10 Mayıs 2010’da görevini bırakmak zorunda kaldı. Fidan’ın 25 Mayıs 2010’da MİT Müsteşarlığına getirilmesi ardından yıldızı iyice yükselmiş olan Aktepe de MİT’e alındı..."
"Ankara Gölbaşı’daki Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES), yani temel askeri istihbarat sistemlerinin 1 Ocak 2012 itibarıyla MİT’e devrinden sonra da Elektronik Teknik İstihbarat (ETİ) Başkanı sıfatıyla önemli işlevi oldu. Hemen öncesinde, 2011 Aralık ayında Başbakan Erdoğan’ın çalışma odasında iki gizli dinleme cihazının, ya da yaygın deyişle “böcek”in bulunması olayında da yine hükümet yanlısı medya tarafından başrolde gösterildi. Varlığı 17 Aralık 2013’te yolsuzluk iddiasıyla açılan soruşturma sonrasında 22 Aralık’ta basına sızdırılınca öğrenilen bu olay sonrasında koruma ekibindeki iki polisin –sonradan FETÖ soruşturması kapsamına alındı- tutuklanması Aktepe’yi öne çıkarmıştı. Oysa Aktepe’nin yıldızı, şimdi kumpas olarak adlandırılan Ergenekon ve Balyoz davası (şimdi tamamı FETÖ suçlaması altındaki) savcı ve hâkimlerinin MİT Müsteşarı Fidan’ı sorgulamak istemesi olayı ardından sönmeye yüz tutmuştu bile. Erdoğan ile yıllarca ona destek olan Gülen’in yollarını ayıran 17-25 Aralık soruşturmalarından 2 ay önce, Aktepe pasif göreve alınmıştı, istihbarat kaynaklarının bildirdiğine göre. Kaynaklar, 'Neden işine o zaman son vermediniz?' sorusuna devlet memurları yasasının 'göreve iade' imkânı maddelerini gerekçe gösteriyor..."

Bilgilerin kopyası ABD'ye
Yazıda, "2014 başlarında bir istihbarat yetkilisinden 17-25 Aralık 2013 soruşturmalarının soruşturulması sırasında bir casus yazılım tespit ettikleri bilgisini aldım. Buna göre devlet kullanımındaki 14 bin satırlık bir yazılımın içine gizlice yerleştirilmiş bir komutla polis, jandarma ve MİT’ten TİBE’e gönderilen her bilginin bir kopyası ABD’de o sırada saptayamadıkları bir adrese gönderiliyordu. Bu bilgiyi 2 Mart 2014’te Radikal’de “TİB’e Yol Görünüyor” başlığıyla yazdım.Daha o sıralarda ölmeye bırakılan, binası değiştirilen TİB’in, 15 Temmuz kanlı darbe girişiminden bir ay sonra, 15 Ağustos tarihinde resmen kapatıldığı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş tarafından duyuruldu. Ama o sırada ilginç gelişmeler oluyordu. 15 Temmuz darbe girişiminden iki gün sonra, 17 Temmuz’da bir zamanların parlak istihbaratçısı Basri Aktepe MİT’teki o pasif görevinden de açığa alındı..."

Etkin pişmanlıktan faydalanmak istedi
FETÖ üyeliğinden tutuklan Aktepe’nin “etkin pişmanlık” yasasından yararlanmak istediğinin yazıldığı bilgisi yer aldığı bilgisi de okuyucuyla paylaşıldı.


Sonraki Haber