FETÖ'nün akademi imamı olduğu iddia ediliyordu: Usul hatası nedeniyle hak ihlali kararı verildi

Erzincan'da FETÖ'nün akademisyenlerden sorumlu imamı olduğu iddia edilen Durmuş Ali Bal hakkında FETÖ üyeliği suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Karar kesinleşirken sanığın Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine hükmedildi.

Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ/PDY yöneticisi olduğu şüphesiyle o tarihte Erzincan Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak görev yapan Durmuş Ali Bal hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma neticesinde Başsavcılık, Bal hakkında silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan cezalandırılması talebiyle 7/5/iddianame düzenledi. İddianamede özetle; Bal'ın Asya Katılım Bankası Anonim Şirketinde örgütsel tepki ve destek anlamında değerlendirilecek hesap hareketleri gerçekleştirdiği, örgütün tepe yönetiminde yer alan bir kişiyle 12 kez GSM yoluyla irtibat kurduğu belirtildi.

TANIK İFADELERİ

İddianamede ayrıca tanık beyanlarına da yer verildi. Tanık beyanlarına göre Bal'ın Erzincan'da akademisyenlerden sorumlu akademi imamı olduğu, sohbet adı verilen örgütsel toplantıları düzenlediği, bu toplantılarda Zaman Gazetesi ve Sızıntı Dergisine abone olunması ve yine burs parası, kurban parası adı altında örgüte maddi destek sağlanması için diğer örgüt üyelerine baskı yaptığı belirtilerek üzerine atılı suçu işlediği iddia edildi.

HAKKINDA DAVA AÇILDI

İddianamenin kabulü ile açılan dava, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlandı. Mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosya yetkili ve görevli Adana Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Adana 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülmeye başlanan yargılamada 27 Haziran 2019 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapıldı. Tensip tutanağında diğerlerinin yanı sıra tanıklar B.B., Y.K., M.N., A.K., Ö.T., Ç.D. ve F.S.'nin istinabe yoluyla dinlenilmesine karar verildi.

MAHKEMEDEKİ SAVUNMASI

Duruşma, iki celsede bitirildi. Birinci celsede tanıklar B.B., Y.K., M.N., A.K., Ö.T. ve Ç.D.'nin bilgi ve görgüsünün tespiti için yazılan talimatlara ikmalen cevap verildi. Tanık F.S.'nin ise dinlenilmesinden vazgeçilmesine, soruşturma evresindeki beyanı ile yetinilmesine karar verildi. Sanık Bal bu celsede yaptığı savunmasında özetle; "geçmişte cemaat veya hizmet olarak bilinen, ahlakı ve bilimi önceleyen bir sivil toplum örgütü zannıyla bu yapıya tolerans veya sempati ile baktığını, kardeşinin bu yapıya ait bir özel okulda büro memuru olarak çalıştığını, çocuklarını ortaöğretim düzeyinde bu yapının okullarına gönderdiğini ancak bu örgütle ilişkisinin bununla sınırlı olduğunu, FETÖ/PDY kültürüyle yetişmiş bir insan olmadığını, üniversite yıllarından okul arkadaşı olan öğretim üyesi Y.K.nın kendisine Kırgızistan'daki örgüte bağlı bir üniversitenin rektörlüğünü yapma teklifinde bulunduğunu ancak kendisinin bu teklifi kabul etmediğini" beyan etti.

ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN CEZA

İkinci celsede iddia makamı esas hakkında mütalaa sundu. Bal ve avukatı esas hakkındaki mütalaaya karşı yaptıkları savunmalarda mütalaayı kabul etmediklerini, tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, tanıkların mahkemece dinlenmediğini ve atılı suçun işlendiğine dair dosyada somut bir delil bulunmadığını ileri sürdü. Mahkeme, Bal'ın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Kararın kesinleşmesi üzerine Bal, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı.

AYM'NİN GEREKÇESİ

Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Kararda şöyle denildi:

"Dosyada tanık beyanlarını destekleyen başka deliller de bulunmaktadır. Ancak mahkemenin sözü edilen tanıkları SEGBİS yoluyla neden dinlemediğine ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Sonuç olarak güvenilirliği ve doğruluğu test edilmemiş tanık ifadeleri cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesinde belirleyici ölçüde esas alındığı halde savunma tarafına karşılaştığı zorlukları telafi edecek karşı dengeleyici güvencelerin tanınmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda tanıkların duruşmada veya SEGBİS gibi vasıtaların kullanılması suretiyle dinlenmemesinin bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır."

Sonraki Haber