FETÖ'nün 'Kuleli yapılanması' çözülüyor

15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol aldığı kapatılan Kuleli Askeri Lisesi'ndeki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma çözülüyor

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) önem verdiği örgüt mensubu birçok eski subayın yetiştirildiği ve mensuplarının 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol aldığı kapatılan Kuleli Askeri Lisesi'ndeki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma sonucunda, 10'u "sivil imam", 15'i tutuklu 16 sanık hakkında "silahlı terör örgütü yöneticisi olma" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Yüzbaşı Burak Akın'ın da aralarında bulunduğu birçok itirafçının beyanında geçen, darbe girişiminden sonra kapatılan Kuleli Askeri Lisesi'deki FETÖ yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor.

Savcılık, "Kuleli Askeri Lisesi yapılanması"na ilişkin yürütülen soruşturmanın bir kısmını tamamlayarak, 10'u "sivil imam", 15'i tutuklu 16 sanık hakkında iddianame düzenledi.

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, "özel mahrem yapılanma" içerisinde yer aldığı iddia edilen sanıklar Abdullah Ak, Cemil Arıcı, Ekrem Güner, Fetullah Bingöl, Mahmut Güner, Mehmet Meme, Mustafa Güven, Ramazan Aktaş, Sedat Şen ve Yunus Manav hakkında "silahlı terör örgütü yöneticisi olma" suçundan ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla, diğer 6 sanık hakkında ise ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Örgüt yöneticiliğinden suçlanan sanıklar Sedat Şen ve Ramazan Aktaş hakkında ayrıca "resmi belgede sahtecilik" suçundan 11'er yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, "suçtan zarar gören'' sıfatıyla 14 kişi yer aldı.

"BİRİM, ÖRGÜTÜN ASKERİ YAPILANMASI"

Örgütün yapılanması ve eylemlerinin anlatıldığı iddianamede, örgütün ''birim yapılanması" hakkında şunlar kaydedildi:

"Birim, FETÖ/PDY terör örgütünün askeri yapılanmasıdır. Her askeri kuvvetin (Kara, Hava, Deniz, Jandarma) başında bir sorumlunun, onların altında Türkiye'nin coğrafi bölgelerine göre ayarlanmış 'bölge temsilcileri'nin yani bölge sorumlularının, temsilcilerin altında 'müdürlerin', duruma yani personel (öğrenci) sayısına göre müdürlerin sayısının da değiştiği, müdürlerin altında ise 'müdür yardımcılarının', müdür yardımcılarının altında 'öğretmenlerin' bulunduğu anlaşılmıştır. Öğretmenlerin altında bulunan askeri personelle ilgilendikleri, askeri personelin ortak adının 'öğrenci' olduğu belirlenmiştir.

Birim, örgütün eğitimlerini sağlamak, soruları ele geçirmek ve benzeri yöntemlerle orduya sızdırdığı/sızdıracağı şahıslarla ilgili izlediği yol ve yöntemleri belirlediği, ordudan tasfiye edilmesi istenen yapılanma dışında bulunan ve karşıt görüşe sahip şahısların tespit ve tasfiye argümanlarını topladığı ve orduyu astsubay ve astsubaylıktan geçme subaylar vasıtasıyla kontrol altında tutmaya çalıştığı yapıdır.''

YAPILANMAYI ANLATAN İTİRAFÇILAR

İddianamede, kod adı da bulunan şüpheli O.Ç'nin 13 Temmuz 2017'de Başsavcılığa başvurarak, FETÖ'nün "Kuleli Askeri Lisesi'ndeki yapılanması"nda asker şahıslarla ilgilenen ve "öğretmen" tabir edilen görevle faaliyet yürüttüğünü belirterek, bu kapsamda ifade verdiği anlatıldı.

Şüpheli Ç'nin, örgütün söz konusu yapılanması hakkında ayrıntılı beyan ve teşhislerde bulunduğu anlatılan iddianamede, söz konusu beyan içeriğinden terör örgütünün "Kuleli Askeri Lisesi yapılanması"nın darbe girişimine kadar faaliyetlerine aktif olarak devam ettiğinin anlaşıldığı belirtildi.

İddianamede, itirafçı şüpheli Ç'nin ilişki ve irtibatlarının takip edilmesi doğrultusunda soruşturmaya devam edilmesi sırasında, ifadesinde adı geçen ve kendisi gibi "öğretmen" olarak faaliyet gösteren şüpheliler S.K. ve M.G'nin de kolluk birimine müracaat ederek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebinde bulundukları kaydedilerek, bu şüphelilerin yapılanmayı deşifre edici şekilde beyanda bulundukları, akabinde beyan ve teşhislerinde geçen örgüt mensuplarının yakalanması ve suç delillerinin ele geçirilmesi amacıyla 14 Kasım 2017'de eş zamanlı yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemi yapıldığına değinildi.

DARBE GİRİŞİMİN ARDINDAN ÖRGÜT HALEN FAAL

Şüpheli itirafçıların beyanlarından "Kuleli Askeri Lisesi yapılanması"nın, darbe girişiminden sonra da örgüt faaliyetlerine devam ettiğinin anlaşıldığı vurgulanan iddianamede, "Yapılanmanın, ülke genelinde gerçekleştirilen FETÖ operasyonları nedeniyle faaliyet alanını daralttığı, tutuklanan örgüt mensuplarının yerine daha alt kademedeki örgüt mensuplarını atadığı, Silahlı Kuvvetlerimizin başka yapılanmalarından olan örgüt mensuplarına yeni görevler vererek birkaç hücreyi bir sorumluya bağladığı, operasyonlarda tutuklanan örgüt mensubu asker ve sivilleri sahiplenmek adına aileleriyle ilgilendiği, itirafçı olmalarını engellemek amacıyla maddi destekte bulunduğu, gerektiğinde tehdit etmek suretiyle faaliyetlerine devam ettiğinin anlaşıldığı" kaydedildi.

İddianamede yapılanmaya yönelik mensuplardan bir kısmı ile kendiliğinden müracaat eden şüphelilerin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle beyanda bulundukları, adı geçen itirafçı ve halihazırda firari durumda olan şüphelilerin dosyalarının ayrıldığı vurgulanırken, yine soruşturma kapsamında İstanbul'da faaliyet yürüten "Harp Akademileri yapılanması"nın da kısmen deşifre edildiği anlatıldı.

İddianamede sanıkların eylemlerine yer verilerek, sanıklar Özkan Kök, Ahmet Kazım Gençoğlu, Mevlüt Özdemir, Abdulsamet Kiraz ve Ahmet Albayrak'ın askeri personel olup örgütsel tabirle "öğrenci" olarak örgüte organik olarak bağlı şekilde faaliyet yürüttükleri ve üye konumunda oldukları anlatıldı.

Ayrıca sanıklar Ahmet Albayrak ve Mevlüt Özdemir'in Kuleli Askeri Lisesi'nde darbe girişiminden önce muvazzaf personel olarak görev yaptıkları, örgüt tarafından öğrenci işleriyle görevlendirildikleri, bu sanıkların terör örgütü yurtlarında ve öğrenci evlerinde yetiştirilerek gönderildikleri belirtilen iddianamede, ''Mükerrem'' kod adlı sanık Fetullah Bingöl, "Semih" kod adlı Yusuf Manav ve Mehmet Meme'nin askeri personelden sorumlu, onlara talimat veren ve örgütsel olarak "öğretmen" tabir edilen konumda oldukları vurgulandı.

İddianamede, sanık Bingöl'ün 26 Temmuz 2006 ila 16 Aralık 2015 arasında, terör örgütünün kendisi gibi diğer üst düzey yönetici mensuplarından Selman Kuzu (operasyon ekibi üyesi-molla) ile iletişim ve irtibat kaydının tespit edildiği, terör örgütü iltisakı nedeniyle kapatılan veya kayyum atanan kurumlarda SGK kaydının bulunduğu, sanıklar Yusuf Manav ve Mehmet Meme'nin, "ByLock" kullanıcısı oldukları, sanık Meme'nin 17-25 Aralık 2013'ten sonra Bank Asya'da mevcut hesabında artış tespit edildiğine değinildi.

DARBE GİRİŞİMİN ARDINDAN ANADOLU YAKASI'NIN ''İMAMI''

Terör örgütünün, darbe girişiminden sonra teşkilatlandırılan tüm kuvvetlerine mensup İstanbul'daki askeri yapılanmasının sivil imam ve askeri personelinden sorumlu, yönetici vasfında Anadolu Yakası temsilcisi olduğu ortaya çıkan "Ufuk" kod adlı sanık Mahmut Güner'in, terör örgütüne mensup askeri yapılanmada yer alan tutuklu şahısların ailelerini gezerek ihtiyaçlarını giderme suretiyle örgütlü bağlarının kopmaması için faaliyetlerde bulunduğu anlatılan iddianamede, Güner'in, firari şahısların saklandığı örgütsel olarak "gaybubed evleri" şeklinde tabir edilen hücre evlerin sorumluluğunu yaptığı belirtilerek, HTS kayıtlarındaki detaylara yer verildi.

İddianamede, "ByLock" kullanıcısı olduğu anlaşılan sanık Mahmut Güner'in, söz konusu programda kullandığı 42562 ID'yi ekleyenlerin kendisine, "Kara Kuvveti yapılanması"nda görev aldığını gösterir nitelikte "Ufuk İstanbul, Kara Ufuk, Ufuk Abi" benzeri isimler verdiklerinin tespit edildiğine dikkati

İddianamede, Güner'in yardımcılığını yapan sanık Mustafa Güven'in "Kuleli Askeri Lisesi yapılanması"nın sorumlusu olduğu, örgütsel tabirle "müdür" sıfatıyla faaliyet yürüttüğü, 17-15 Aralık 2013'ten sonra Bank Asya'daki mevcut hesabında artış tespit edildiği, terör örgütü iltisakı nedeniyle kapatılan veya kayyum atanan kurumlarda SGK kaydı bulunduğu ifade edildi.

"Mahir" kod adlı sanık Abdullah Ak'ın örgütsel olarak "doktor" tabir edilen, örgütün Suriçi yapılanması Bayrampaşa bölgesinde askeri okullara gönderilecek öğrencilerin seçimi ve yetiştirilmesinden sorumlu şahıslardan olduğu, aynı gruba mensup olup firari konumda olduğundan dosyası ayrılan şüpheli Ercan Çelik'in çözümü yapılan "ByLock" yazışma içeriğinden durumun tespit edilerek tutanak altına alındığı, sanığın kendisinin de "ByLock" kullanıcısı olduğu belirtildi.

Harp Akademileri personelinden sorumlu ''müdür yardımcısı''

İddianamede, "Nadir" kod adlı sanık Ramazan Aktaş'ın, darbe girişimi günü Harp Akademileri Komutanlığı personelinden müdür yardımcısı olduğu, halen bu görevi yürüttüğü, tutuklu Harp Akademileri Komutanlığı personelinin ailelerini gezerek ihtiyaçlarını giderme suretiyle örgütlü bağlarının kopmaması için faaliyetlerde bulunduğu, ayrıca Avrupa Yakası'nda bulunan firari şahısların saklandığı örgütsel olarak ''gaybubed evleri" şeklinde tabir edilen hücre evlerin sorumlusu olduğu ifade edildi.

"ByLock" kullanıcısı Aktaş'ın kendi adına kayıtlı otomobilde, üzerinde 65 yazan bir anahtarlığa takılı ev kapısı anahtarının hücre evinin değiştirilen kilit göbeğini açtığı, Aktaş yakalandıktan sonra kapı göbeğinin tedbir amaçlı değiştirildiği anlatılan iddianamede, sanık Aktaş'ın aracından ayrıca dosyada "suçtan zarar gören" sıfatıyla yer alan Cemalettin Apaydın adına sahte olarak hazırlanmış nüfus cüzdanı ve üzerinde sarı etiket ve kod adını gösterir "Nadir Bey" ibaresi yazılı sürücü belgesine el konulduğu bilgisine yer verildi.

"Yavuz" kod adlı sanık Sedat Şen'in Bahçelievler'de kendi ikameti olarak görünen evde, itirafçı şüphelilerden H.A.A'nın kiraladığı ancak hücre evin sorumlusu ve bu evde yakalandığı anlatılan iddianamede, Şen'in yakalandığı esnada üzerinde yapılan arama sonucunda iddianamede "suçtan zarar gören" sıfatıyla yer alan Murat Soylu adına sahte olarak hazırlanmış 1 nüfus cüzdanı ve 1 sürücü belgesine el konulduğu belirtildi.

İddianamede, operasyon kapsamında arama yapılan evin arka tarafındaki pencere ve balkon kısımları ile karşı binanın çatısının arasına şüpheli şahıslar tarafından atıldığı görünen kırmızı- beyaz renkli poşet içerisinde firari örgüt mensuplarının saklanması amacıyla hazırlandığı anlaşılan 12 sahte nüfus cüzdanı, 82 bin 765 lira, 67 bin 95 avro ve 24 bin 850 dolar ele geçirildiği vurgulandı.

ÖRGÜT EVİNDEN ESKİ ALBAYIN EŞİ ÇIKTI

"Nadir" kod adlı sanık Ramazan Aktaş'ın üzerinden çıkan anahtarlardan birinin bu örgüt evinin kilidini açtığı, yine çatıya atılan poşet içerisinden elde edilen 1'den 4'e kadar numaralandırılmış şekilde şifre, telefon numarası ve notların olduğu not kağıdı içerisinde yazılı bulunan Esenkent'te bir ev adresinin yer aldığı anlatılan iddianamede, kollukça yapılan araştırmalar sonucu bu ikamette bulunan kişinin darbe girişiminde 47. Mekanize Piyade Alay Komutanı Albay olan ve ''anayasayı ihlal'' suçundan yargılanan Sadık Cebeci'nin eşi Zeliha Cebeci olduğu kaydedildi.

İddianamede, Zeliha Cebeci'nin, "ByLock" kullanıcısı olduğu, terör örgütüyle iltisakı nedeniyle kamu görevinden ihraç edildiği, 17-15 Aralık 2013 döneminden sonra Bank Asya'da hesap açtırdığı ve mevcut hesabında artış bulunduğu vurgulandı.

"Nasrullah" kod adlı sanık Cemil Arıcı'nın 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'nda görev yapan örgüt mensubu askerlerin "öğretmen" düzeyinde sorumluluğunu yaptığı, "ByLock" kullanıcısı olduğu belirtilen iddianamede, "Ali" kod adlı sanık Ekrem Güner'in, sanık Ramazan Aktaş'ın altındaki askerlerden sorumlu "öğretmen" olarak faaliyet yürüttüğü ve "ByLock" kullanıcı olduğu kaydedildi.

Sanık Zübeyir Kaya'nın "Yavuz" kod adlı Desta Şen'in sorumlu olduğu hücre evinde sahte kimlik, ehliyet gibi materyallerin bulunduğu poşetlerden biri üzerinde parmak izinin çıktığına dikkati çekilen iddianamede, sanıklardan Sedat Şen'in üzerinde ve sorumlusu olduğu hücre evinde çok sayıda sahte evrak, belge ve kimliğin birden çok kişinin bilgisini içermesi nedeniyle zincirleme olarak sahtecilik suçu işlediği bilgisine yer verildi.

İddianamede, sanıklar Abdullah Ak, Cemil Arıcı, Ekrem Güner, Fetullah Bingöl, Mahmut Güner, Mehmet Meme, Mustafa Güven, Ramazan Aktaş, Sedat Şen ve Yunus Manav'ın örgütün TSK içerisindeki yapılanmasının kurum imamlarından oldukları, diğer sanıkların ise yapılanmaya organik şekilde bağlı olup kod isim alarak süreklilik ve yoğunluk gösteren örgütsel tabirle "şakirttik" konumunda faaliyetlerde bulundukları anlatıldı.

Sonraki Haber