FETÖ'nün sözcüleri: ABD Kılıçdaroğlu'ndan yüksek performans bekliyor

'Erdoğan'ı yıkmak için finansman hazır'

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Doğu Akdeniz’de gemimize yapılan saldırı sonrası “Atlantik firkateyninin Erdoğan'ı devirme görevi” başlığı ile hedefin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söylemişti. İlk başlarda bu tespit kamuoyu tarafından tam olarak kavranamadı. Başka nedenler arandı. Ardından Biden tayfasından dışarıdan müdahele bekleyen sesler yükseldi, aşı üzerinden fitne ateşi devam etti ve dün yurtdışına kaçmış FETÖ mensuplarından “ABD Erdoğan’ı devirmek için düğmeye bastı” açıklaması geldi. Emre Uslu, “ABD’nin Tayyip Erdoğan’ın sonunu getirmek üzere Türkiye’de düğmeye basıldığını en azından bunun için bir takım düşünce egzersizlerin başladığını söyleyebiliriz. Kılıçdaroğlu’ndan yüksek performans bekliyorlar. Denklemin bir ucuna Kemal Kılıçdaroğlu’nun oturtulduğunu, bunun içinde Batı başkentlerinde belirli çalışmaların ayrıldığını, yapıldığını biliyorum. Belki bir Körfez ülkesinden bütçe de ayrılmış olabilir. CHP iktidara seçim yoluyla gelemez. Anadolu’daki yüzde 70 olan muhafazakâr kesim CHP’ye oy vermez. Buna rağmen CHP’yi nasıl iktidara getirebileceklerini sorabilirsiniz. Haklı bir soru bu. Bunun da bir formülün düşünüldüğünü düşünüyorum” dedi. Adem Yavuz Arslan ise “Trump döneminde ertelenen yaptırımların artık Biden döneminde gündeme geleceğini, CAATSA yaptırımların kaçınılmaz olarak uygulanacağını”söyledi. Bu durum, düşmanın ne yapacağını önceden anlamak ve onunla mücadele edebilmek için Doğu Perinçek ve Vatan Partisi'nin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.

BAŞLIK:'Fuller ABD’yi uyarıyor'

SABAH-MAHMUT ÖVÜR

Türkiye'nin Müslüman dünyadaki yerine, Rusya ve Çin ile ilişkilerinin önemine özel vurgu yapan Fuller, asıl mesajını şu satırlarla veriyor: "Önümüzdeki yıllarda Türkiye'yle ilişkileri yönetmek için, onun bu emellerinin temelini ve çapını anlamak kaçınılmazdır; çünkü ABD, uluslararası siyasette giderek egemen rolünü kaybetmeye devam ediyor ve yeni bölgesel güçleri kabul etmek zorunda kalıyor." Acaba, eski CIA mensubu, akademisyen, araştırmacı Harvard Üniversitesi'nde Türkiye, Ortadoğu ve Rusya konularında uzun zaman çalışan Fuller'in, ABD'nin irtifa kaybettiği bu dönemde Türkiye eksenli bir analiz yapması ne anlama geliyor? (…) Bütün bunların anlamı şu: Fuller, düşüşe geçen ABD ve AB'yi uyarıyor.

BAŞLIK: AŞI TARTIŞMALARI DEVAM EDİYOR

HABERTÜRK- Nagehan Alçı

Batı’nın Batı menşeili aşıları tercih etmesinin sebebi bu aşıların Sinovac’tan üstün olması değil, politik ve ekonomik dengeler açısından Çin’den alım yapmayı tercih etmemiş olmaları gibi görünüyor. ABD-Çin arasında giderek artan bir rekabet varken ve ABD kendi aşısını geliştirmişken Çin’den alması zaten beklenemezdi. Keza Avrupa için de benzer bir durum söz konusu. Kısacası Sinovac konusunda başta yaşadığım tereddütleri bilim insanları ile konuştuktan sonra bir kenara bıraktım.

KARAR-İbrahim Kiras

ABD, AB, İngiltere, Japonya, Kanada gibi ülkeler -Çin ve Rus aşıları dışındaki- bütün aşılardan sipariş vermiş görünüyorlar. Bizde ise tek kaynağa bağımlı olduğumuz için isteyenin istediği aşıyı olması mümkün olmayacak. Yetkililer “Biz Çin aşısını ücretsiz yapacağız, başka aşı isteyen olursa eczaneden alıp yaptırabilir” diyorlar ama böyle bir durum söz konusu değil. Eczanelerde başka aşıların olması için devletin ilgili firmalarla anlaşma yapması ve sipariş vermesi gerekir. Bu yapılmadı.

SÖZCÜ-Emin Çölaşan

Bu aşı Çin kaynaklı olacak. Türkiye'de bu işin uzmanları daha şimdiden ikiye ayrılmış durumda. Bir kesim bu Çin aşısına kesinlikle karşı, diğer kesim tam tersini savunuyor. Bizler sıradan vatandaş kimliğimizle, çarpışan bu iki görüşten hangisine inanacağız?

SÖZCÜ-Yılmaz Özdil

Domuz gribine karşı ilk aşıyı kim üretti biliyor musunuz? Bugün Çin aşısını aldığımız Çin şirketi üretti. En önce onlar buldu. Peki, biz domuz gribi aşılarını Çin'den mi aldık? Hayır. Nereden aldık?Avrupalı üç şirketten aldık. Niye Çin şirketinden almadık? Hükümetimiz, aynı hükümet… Çin şirketi, aynı Çin şirketi… Niye o tarihte Çin'den almadık da, Avrupa'dan aldık? Niye şimdi Avrupa'dan almıyoruz da, Çin'den alıyoruz?

BAŞLIK:BABACANLA AYNI ÇAĞRI YAPTI!

AKİT-Sabri Balaban

Kısa vadede Türkiye’nin içine düşmüş olduğu durumda ittifak pekâlâ yararlı olmuş olsa da; uzun vadede Türkiye’nin Erdoğan’ın ve Muhafazakâr tabanın ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzaklaştı. Bunun üstüne AK Parti’nin içindeki bazı menfaatçilerin bu ittifak sayesinde hayat bulmasını eklediğimizde Erdoğan ve AK Parti için MHP bir prangadan öteye gitmiyor.

Sayın Erdoğan, 18 yıllık iktidarını aslında reformist ve yenilikçi, kalkınma odaklı ve insana dokunan şefkatli yönüyle gücüne güç kattı. Bugüne kadar onlarca kez seçimleri tek başına ve ortaksız kazandı. Geldiğimiz an itibariyle FETÖ’den doğan zaruriyet, MHP ve Vatan Partisi’nden ötürü mahcubiyete götürüyor; AK Parti tabanında..

Sonraki Haber