Filipinler’de bağımsız dış politika kazandı

9 Mayıs’ta Filipinler’de başkanlık seçimi yapıldı ve yeni başkan seçildi. Türkiye’de Pasifik’teki gelişmelere çok önem verilmiyor.

Seçimi ezici oy çoğunluğuyla halkın babasıyla aynı ismi taşımasından dolayı genellikle “Bongbong Marcos” veya “Küçük Marcos” olarak adlandırdığı Ferdinand Romualdez Marcos kazandı. Marcos, kendisinden sonra en fazla oyu alan rakibi Leni Robredo’nun iki katından fazla oy aldı. Oy oranları ise Marcos yüzde 58.9, Robredo yüzde 28.1.
Kendi isteğiyle aday olmayan eski Başkan Rodrigo Duterte, Marcos’u destekledi, Duterte’nin kızı Sara Duterte de başkan yardımcı olarak seçildi.

SEÇİMLERDE ABD’NİN ADAYI İLE YARIŞTI

Eski Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos’un oğlunun trajik bir hayatı var. Babasının seçimleri iptal edip, ülkeyi sıkıyönetimle yönetmeye başladığı 1972’de ilkokul öğrencisi. 1983’te seçim ile Vali Yardımcısı oluyor. Marcos diktatörlüğü, 1986’de halk hareketiyle devrilince ailesiyle birlikte Havai’ye sığınıyor. Babası sürgünde ölünceye dek Filipinler’e giremiyor. Ülkeye ilk dönen aile üyesi. Döndükten sonra, siyasi faaliyetlere devam ediyor.
Marcos’un rakibine fark atmasında vali yardımcısı, senatör, başkan yardımcısı gibi görevlerde 30 yıllık bir yöneticilik geçmişi olmasının etkili olduğu belirtiliyor. Marcos’un yöneticiliği sırasında kamu hizmetlerini insani çalışmalara yönlendirmesi, özellikle Kovid-19 salgını sırasında çocuklara ve halka çeşitli yardım hizmetlerinin başını çekmesi halkta sempati yarattı. Marcos seçim kampanyasında eğitim, sağlık ve uyuşturucu ile mücadele konuları üzerinde durdu, dış politikada rakibi Robredo’ya göre daha milli tutumları savundu, Duterte gibi güçlü ve bağımsız lider görüntü vermesiyle seçimleri kazandı. Marcos’un seçimlerde yarıştığı Leni Robredo, ABD’nin açık desteğine sahipti. Marcos’un, ABD ile Çin arasında dengeli tutum alması ve bağımsız politika izlemesi başarıyı getirdi.

BATI, BONGBONG MARCOS’A KARŞI

Türkiye’nin aksine Filipinler’deki başkanlık seçimleri ABD’nin öncelikli gündemiydi. ABD için, Filipin adaları Pasifik’te batmayan uçak gemisi işlevi gördü. Pasifik’teki Amerikan askeri varlığının en önemli dayanaklarından. ABD’nin Çin’i çevreleme stratejisinde kritik öneme sahip. Seçimlerin öncesinde batı medyası özellikle Marcos’u “diktatörün oğlu” olarak yaftaladı. Seçilmesiyle Filipinler’in otokrasiye evrileceği öcüsünü kullandı. Hatta Marcos’un kişisel servetinin 174 milyon Filipin pezosu (3,3 milyon dolar) olması aleyhinde kullanıldı.
ABD’nin Pasifik’te kalesi olarak gördüğü Filipinler’in tıpkı Türkiye gibi NATO ve ABD’den bağımsız bir dış politikaya yönelmesi, ABD’yi çok telaşlandırıyor.
1999’da imzalanan “Ziyaretçi Kuvvetler Anlaşması” ile, her yıl on binlerce ABD askerinin ülkeye girip çıkması yasallaşmıştı. Şubat 2020’de Duterte bu anlaşmayı iptal edeceğini ABD’ye bildirmişti. ABD’nin bölgede askeri olarak zayıflamasına neden olacak fesih kararı Çin ve Rusya tarafından Filipin’in daha bağımsız bir rotaya girmesi olarak değerlendirilerek memnuniyetle karşılandı. Duterte 2021 Temmuz’unda anlaşmayı feshetmekten vazgeçti. Yeni Başkan Marcos seçildikten hemen sonra Ziyaretçi Kuvvetler Anlaşması için ABD ile Büyükelçisi ile görüştü. Anlaşma’nın Filipin’in ulusal çıkarlarına uygun olarak iyileştirilmesi ve dengeli olması bekleniyor. Filipin’in eski başkanı Rodrigue Duterte, Filipinler’i “ABD’nin kaybettiği bir ülke” olarak değerlendirmişti. Marcos dış politikada Duterte’nin yolunu takip ederek, babasının aksine ABD ile bağımlılık ilişkisinden uzak, mesafeli bir ilişki izlemesi bekleniyor.

ÇİN İLE İLİŞKİLERİ BİR ÜST SEVİYEYE TAŞIYACAK

ABD ve Batı basını, Marcos’un Çin’e karşı tutum alacağı yönünde haberler yaydı. Ancak Marcos’un başkanlık koltuğuna oturmadan önceki açıklaması ABD’nin hayallerini suya düşürdü. Marcos, Çin-Filipin ilişkilerini bir üst seviyeye taşımayı hedef olarak ilan etti. Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Deniz’indeki anlaşmazlıklarına rağmen Çin ile anlaşmazlıkların savaş yerine ikili ilişkilerin iletişim yoluyla çözüleceğini belirtti. (1) Marcos’un dış politikada Çin ile dostane ilişkiler kurarak Güney Çin Denizindeki sorunları barış ve diplomatik yollarla çözüm aramaya yöneleceği gözüküyor.
Güney Çin Denizi sorunda, ABD’nin yönlendirmesiyle Filipinler yetkili olmadığı halde konuyu uluslararası mahkemeye götürüp Çin aleyhine karar çıkartmıştı. Duterte, bu mahkeme kararını uygulamayacağını belirtince, ABD’nin suçlamalarının hedefi olmuştu.
2021 yılının ilk 10 ayında Çin ile Filipin arasındaki ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 37,4 artarak 66,22 milyar dolara ulaştı. 2010 yılında Çin-Filipin arasında ticaret hacmi 20 milyar dolar seviyesindeyken 10 yılda üç kattan fazla artması iki ülkenin ilişkisinin stratejik olduğunu gösteriyor.
Nitekim, Filipin Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Sekreteri Ramon M. Lopez, Filipinler'in RCEP anlaşmasının onaylanmasını hızlandırdığını ve ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi'nin inşasını teşvik etmek için Çin ile birlikte çalışmaya istekli olduğunu açıkladı. Lopez, tarifelerin düşürülmesi yoluyla diğer pazarlarda daha rekabetçi hale gelecekleri için RCEP'in Filipin tarıma dayalı ihracatın potansiyellerini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabileceğini söyledi.

TÜRK-FİLİPİN İLİŞKİLERİ GELİŞTİRİLMELİ

Filipinler 112,5 milyonluk hızla büyüyen genç ve dinamik nüfusu ve Güney Asya’daki jeo-politik önemi göz önüne alındığında, Türkiye’nin “Yeniden Asya açılımı” siyasetinde önemli yer alması gereken bir ülke. Filipinler, bağımsız dış politikası ile Asya’nın hızla kalkınan ülkelerinden biri olmaya aday. İki ülke arasında büyük bir ticaret potansiyeli bulunuyor.
Türkiye ile Filipinler arasındaki ikili ticaret hacmi henüz 400 milyon dolara bile ulaşamamış. Tek gelişen ticari ilişkimiz savunma sanayi alanında. Özellikle son yıllarda Filipinler’e askeri araçlar ve silah ihracatı en büyük kalemi oluşturuyor. Geçen ay Türkiye iki Atak helikopterini Filipinler’e teslim etti ve toplamda 6 helikopter ihraç edecek. Türkiye ile Filipinler arasında 2017 ve 2018 yıllarında imzalanan T129 Atak Taarruz Helikopteri, Amfibi Zırhlı Muharebe İş Makinesi (AZMİM), silah ihracatı ve M113 kule modernizasyonunu içeren 4 projeye imza attı. Milli Savunma Bakanlığı’nın ASFAT şirketi ile Filipinler Savunma Bakanlığı arasında 6 adet Açık Deniz Karakol Gemisi tedarikine yönelik anlaşmanın, çok kısa süre içerisinde imzalanması bekleniyor. Anlaşmanın ekonomik değerinin 600 milyon ABD Doları olacak.
Temiz kalpli, her zaman neşeli ama çoğunlukla yoksul insanların ülkesi Filipinler, Türkiye’nin yakın ilgisini hak ediyor.

Sonraki Haber