Filistinli örgütler tek yumruk

Çin'in Filistin'e yönelik diplomatik atağı, Ejderha'nın dünya vizyonuna dair önemli bir örnek sundu. Pekin, FKÖ çatısı altında birleşecek eski rakiplerin ancak tek yumruk olarak mücadele edebileceğini biliyor. Filistin sorununun küresel bir mesele olduğunun farkında

Pekin salı günü küresel diplomasinin odak noktası oldu. Filistinli gruplar tarihi bölünmenin sonunun geldiğini ilan etti. Böylece Pekin Deklarasyonu imzalandı. Çin, Orta Doğu'daki sorunun bölerek, parçalayarak değil, birleştirerek çözüleceğinin farkında. Nitekim inisiyatifi ele almış durumda. Dışişleri Bakanı Wang Yi buluşmanın kapanış konuşmasında, Devlet Başkanı Xi Jinping'in Filistin sorunu konusunda “öneriler ve teklifler ortaya koyduğunu, sorunun ele alınmasında Çin bilgeliği ile katkıda bulunduğunu” belirtti. Tüm bu çabalar, Pekin'in Orta Doğu'da Küresel Güvenlik Girişimi'ni eyleme döktüğünü gösteriyor.

Filistin Ulusal Girişimi Genel Sekreteri Mustafa Barguti, Pekin Deklarasyonu'nun son yıllarda atılan tüm adımlardan "çok daha ileri" gittiğini belirtti. Gazetecilerin çatışmanın neden dünyanın başka yerlerinde değil de sadece Pekin'de çözülebildiği sorusuna Barguti şu yanıtı verdi: “Bu, Çin'in dürüst ve namuslu olmasından kaynaklanıyor.”

OYUNLAR YERİNE KAZAN-KAZAN

Çin Komünist Partisinin resmi yayını Global Times'ın (GT) çarşamba günü çıkan başyazısında şu ifadelere yer verildi:

“Pekin Deklarasyonu olağanüstü bir öneme sahiptir. Geçen yıl İran ve Suudi Arabistan arasındaki tarihi uzlaşmadan, Filistinli grupların bir araya gelmesine kadar dünya daha geniş bir olasılık yelpazesine tanık oldu. Çin'in savunduğu yeni güvenlik yolu; çatışma yerine diyalog, ittifak yerine ortaklık ve sıfır sonuç getiren oyunlar yerine kazan-kazan işbirliğinin uygulanabilir olduğunu kanıtladı.

Düğümleri çözmek için kılıç gerekmez. İzolasyon, baskı, yaptırımlar, çatışma, müdahale, saldırganlık ve karşılıklı yıkımın ötesinde, insanlığın başka bir yolu var: Diyalog ve işbirliği yoluyla karmaşık ve zor sorunları çözmek. Çin'in savunduğu Küresel Güvenlik Girişimi bir umut ışığıdır.”

ULUSLARARASI KİMLİĞİ OLAN BİR 'BARIŞ SÜRECİ'

Zhejiang Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Akdeniz Kıyıları Çalışmaları Enstitüsü Dekanı Prof. Ma Xiaolin, GT'ye verdiği demeçte, geçmişte Orta Doğu'daki büyük bölgesel güçler tarafından yürütülen uzlaşma diyaloğunun sadece el-Fetih ve HAMAS arasında olduğuna ve 14 fraksiyonun bir araya gelmesinin emsalsizliğine dikkat çekti. Elbette bu da deklarasyonun kapsayıcılığını ve meşrutiyetini tartışmasız kılıyor.

Dekan Ma'ya göre Filistin'in uzlaşma süreci artık sadece bölgesel bir mesele değil, uluslararası gözetim mekanizmasının devreye girdiği “bir barış süreci.” Bu nedenle imzalanan belge, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyelerinin de uluslararası destek ve denetimiyle uygulanabilir bir yol haritası.

FKÖ TEK MEŞRU TEMSİLCİ

Prof. ayrıca deklarasyonda Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) tüm Filistin halkının “tek meşru temsilcisi” olduğunun belirtildiğini, bunun da HAMAS ve el-Fetih de dahil olmak üzere diğer tüm grupların FKÖ’ye katılması gerekliliğini vurguladığını aktardı. Ma, “böylece Filistin dış dünyayla birleşik bir ülke olarak mücadele edebilir ve bu Filistin-İsrail sorununun geleceği için önemlidir.” diye ekledi. Çin Dışişleri Bakanı bu konuda şunları söyledi: “Uzlaşma diyaloğunun temel sonucu, FKÖ'nün tüm Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğunu vurgulamak oldu.” Dekan Ma, bu bağlamda ABD ve İsrail'e şu tavsiyede bulundu:

“Farklı Filistinli grupları ayrı ayrı ele almaktansa Filistin'le bir bütün olarak nasıl başa çıkacaklarını düşünmeleri gerekiyor.”

EYLEMLER KONUŞUYOR

Çin Sosyal Bilimler Akademisi Öğretim Görevlisi ve Orta Doğu Araştırmaları Derneği İcra Direktörü Prof. Yu Guoqing, uzlaşmanın Filistin'in uluslararası toplumda tek sesle konuşabilmesini sağlayacağını aktardı. Yu, CGTN'ye yaptığı açıklamada, bunun aynı zamanda Gazze'deki mevcut çatışmanın sona erdirilmesi, ateşkesin sağlanması ve savaş sonrası düzenlemelerin yapılması yönünde de büyük bir hamle olduğunu belirtti. Ayrıca, bunun iki devletli çözümü temel alan Filistin Devleti yolunda vazgeçilmez bir adım olduğunu vurguladı.

Gelişmeleri Pekin'in dış siyaseti açısından da değerlendiren Prof. şu ifadeleri kullandı: “Şu anda, tutumları farklı olan bu grupları bir araya getirebilecek tek gücün Çin olduğuna inanıyorum. Bu, Çin'in imajı için çok şey ifade ediyor. Pekin, Orta Doğu meseleleri söz konusu olduğunda kendi çıkarlarını gözetmiyor. BMGK'nın daimi üyesi ve sorumluluk sahibi büyük bir ülke olarak, insanlık için ortak bir geleceğe sahip bir topluluk inşa etme konseptini ve Orta Doğu'da Küresel Güvenlik Girişimi'ni eylemleriyle uyguladığını dünyaya bir kez daha gösterdi."

TAHRAN-RİYAD İLE BAŞLAYAN SÜREÇ

Çin Sosyal Bilimler Akademisi Batı Asya ve Afrika Çalışmaları Enstitüsü Öğretim Görevlisi Tang Zhichao, Çin'in geçen yıl Suudi Arabistan ve İran arasında tarihi bir uzlaşmaya aracılık ettiğini ve ekim ayından beri ateşkes çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Xinhua haber ajansına konuşan Tang, Pekin'in insani yardımları hızlandırdığını ve Filistin sorununa kalıcı, adil bir çözüm getirmek için çabaladığını kaydetti. Tang'e göre bu girişimler, "Yalnızca bölgedeki gerginliğin azaltılmasına yardımcı olmadı, aynı zamanda Arap ülkeleri arasında ve bölgede daha geniş bir uzlaşma dalgasının da katalizörü oldu."

Sonraki Haber