Fındığın ayak izi alınacak

‘İklim koşulları bizi gittikçe zorluyor. Eskiden fındık tarımı 700 metre kotunun altında yapılıyordu. Şimdi 700 metre kotunun altında düzenli olarak neredeyse her sene don yemeye başladı. 700 metre üstünde don yok ama fındık tam yetişmiyor.’

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile fındık üreticisi ve ihracatçısı bir firmanın başlattığı projeyle fındığın, toplanmasından fabrikadan çıkışına kadarki çevresel ayak izi hesaplanarak daha verimli üretim haritası çıkarılacak.

"Fındık Üretiminin Çevresel Ayak İzinin Belirlenmesi ve İyileştirilmesi" projesi, geçen yılın eylül ayında hayata geçirildi. 3 etaptan oluşan projenin ilk etabında, fındık üretimindeki her aşama 1 yıl boyunca adım adım takip edilecek. İkinci etapta 3 ayrı ildeki fındık bahçelerinde proje araştırma ekibinin belirlediği kriterlerle fındık üretimi yapılacak ve verimlilik ölçülecek. Projenin son aşamasında ise fındığın küresel ısınmadan ve iklim değişikliğinden nasıl etkilendiği ve fındık üretiminin hangi bölgelerde daha verimli yapılabileceği belirlenecek.

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, İklim ve Doğa Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, Türkiye'nin en önemli tarımsal ihracat ürününün fındık olduğunu belirterek, "Bu ürünleri üreten ana üreticiler Türkiye'den fındık alarak bunu üretiyorlar. Türkiye'ye dönüp 'Fındığı nasıl üretiyorsunuz?' diyorlar. Türkiye'de 2 tane önemli problem var. Birisi; insanlar çoğunlukla komşudan gördükleri biçimde bu üretimi yapıyorlar. İkincisi; eğer bu üretimi değiştirecek olurlarsa aslında daha faydalı olabileceğine dair elimizde somut veriler çok az. Biz bu iki noktayı bir araya getiren bir çalışma yapma arzusundaydık" diye konuştu.

HER ŞEY KAYIT ALTINA ALINACAK

Projenin ilk etabında fındık üretiminde kullanılan her şeyi kayıt altına alacaklarını bildiren Kurnaz, şu bilgileri verdi: "Çiftçinin ne kadar mazot harcadığı, hangi gübreyi ne kadar kullandığı, hangi ilacı tercih ettiği, çiftçinin fındığını götürdüğü kırıcıya ve fındığın buradan işlenmek için geldiği fabrikaya ne kadar uzakta olduğu, fabrikada ne kadar enerji, kimyasal ve su tüketildiğini kapsayan bir çalışma yapıyoruz.”

Projeyi, fındık sezonunun başladığı 1 Eylül 2021'de hayata geçirdiklerini ve bu yılın 1 Eylül'üne kadar bütün verileri toplayacaklarını aktaran Kurnaz, "Ondan sonra bütün bu verileri fındığın ayak izini çıkarmak için kullanacağız. Çünkü fındığı üretmek için bu nesnelerden ne kadar kullanıldığını, bu nesnelerin tümünün ayak izini biliyor olacağız. Elimizde yurt dışına ihraç ettiğimiz ya da Türkiye'de tükettiğimiz 1 kilo fındığın ayak izi olacak" dedi.

İLK SONUÇLAR EKİM AYINDA

Projenin ilk etabıyla eş zamanlı olarak yürütülen ikinci etabı kapsamında Giresun, Ordu ve Sakarya'da düzenledikleri fındık bahçelerinde sadece araştırma ekibinin söylediği şekilde fındık tarımı yapıldığını anlatan Kurnaz, şöyle devam etti:

"Kontrollü 3 tane bahçe aldık. O bahçelerde tamamen bizim dediğimiz gibi tarım yapılıyor. İlk sonuçlarımızı, 2021-2022 verimiyle alakalı olarak, ekim ayı civarında almaya başlayacağız. Burada bir sonuç verebilmek için ürünün toplanıp işlenmesi, en son noktada da kilo bazına dönüştürmemiz gerekiyor."

Yaşam döngüsü analizi denen sistem içerisinde ürünle ilgili bütün çevresel etkileri incelediklerini vurgulayan Kurnaz, karbonun bunlardan sadece biri olduğunu ve bu üretim şekliyle ne kadar verim alındığını göstermeye çalışacaklarını dile getirdi.

3 YIL SÜRECEK

Projede sağlayacakları ilerlemenin ardından üçüncü aşamaya geçeceklerini kaydeden Kurnaz, bu aşamada da iklim değişikliği faktörüne odaklanarak, fındık tarımının daha iyi nerede yapılacağı, sağlıklı fındığın nerede yetişeceği ve fındık tarımının nerelere kaydırılabileceği gibi sorulara yanıt arayacaklarını bildirdi.

Fındığın çevresel ayak izinin çıkarılmasının ve doğru üretimin belirlenmesinin 3 yıl süreceğini vurgulayan Kurnaz, “Eskiden fındık tarımı 700 metre kotunun altında yapılıyordu, üstünde çok yetişmiyordu. Şimdi 700 metre kotunun altında düzenli olarak neredeyse her sene don yemeye başladı. 700 metre kotunun üstünde don yok ama fındık tam yetişmiyor. Bizim artık bu konuda dünya lideri bir ülke olarak bilimsel yaklaşmamız gerekiyor" diye konuştu.

Sonraki Haber