Fındık çağrısı: Daha çok üretelim daha çok kazanalım

Türk fındığının dünyada değer bulması için; yaşlı bahçelerin rehabilite edilmesi, desteklerin verim ve kalite odaklı yapılandırılması, lisanslı depoların yaygınlaştırılması, 10 yıllık fındık politikası oluşturulması, miras hukukunun düzenlenmesi gerekiyor.

Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, Türkiye'nin son 10 sezonda fındıktan yaklaşık 20 milyar dolar döviz sağladığını, daha çok üretilmesi durumunda daha da çok kazanılacağını belirtti.

Arslantürk, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin 738 bin hektar fındık alanına sahip olduğunu, bu alanlardaki üretim miktarının olması gereken seviyenin altında kaldığını aktardı. Sürdürülebilir üretim modeli ile birim alanda verimin 3 kat artırılabileceğini vurgulayan Arslantürk, şöyle devam etti:

"Böylece hem maliyeti düşüreceğiz hem de dünyaya daha çok fındık satabileceğiz. Bu da üreticiden tutun tüccara, sanayici ve ihracatçıya kadar herkese daha fazla kazandıracaktır. Bunun için mutlaka üretimden tüketime kadar sürdürülebilir istikrarlı politikalar izlememiz gerekiyor. Bunun ilk şartından biri de desteklemenin alan bazlı değil, ürüne yapılmasıdır."

BADEMDE YÜKSELİŞ

Arslantürk, Amerika'nın bademde sürdürülebilir ve istikrarlı politikalar sonucunda dünyaya 1 milyon 260 bin ton dış satım yaptığının altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"1995 yılında Türk fındığında 455 bin ton üretim varken, Amerikan bademi 418 bin ton üretiliyordu. Bademde üretim sürekli artarken, fındıkta klasik değişmeyen 'var yılı, yok yılı' ya da 'Allah verdi, vermedi' anlayışı sürmeye devam etti. Bugün badem 1 milyon 260 bin tona yükseldi, fındık ise 665 bin tona çıktı yani badem yüzde 201,44 oranında arttı, fındık ise sadece yüzde 46,15 oranında yükseliş gösterebildi."

YAPILMASI GEREKENLER

Arslantürk, Türkiye'nin son 10 sezonda fındıktan yaklaşık 20 milyar dolar döviz sağladığına dikkati çekerek, "Daha çok üretirsek, daha da çok kazanırız" ifadesini kullandı.

Türk fındığının dünyada değer bulması ve ihracatta hedeflenen 5 milyar dolar seviyesine ulaşabilmesi için yapılması gerekenleri Arslantürk, şöyle sıraladı:

"Üretimde verim ve kaliteyi artırmak için yaşlı bahçelerin rehabilite edilip, belli bir plan dahilinde yenilenmeli. Devlet destekleri verim ve kalite odaklı yeniden yapılandırılmalı. Lisanslı depolar yaygınlaştırılmalı. Ürün ihtisas borsası etkinleştirilmeli. Kamu, sektör içinde kalacaksa en az 10 yıllık fındık politikası piyasa ile paylaşılmalı. Fındık üretiminden doğrudan geçim sağlayacak üretici kitlelerini oluşturmak için miras hukuku yeniden düzenlenmeli. Üretimde en az 4 hektar sınırlaması olmalı. Arazi toplulaştırması, kiralama gibi üretim modelleri teşvik edilmeli."

FINDIKTA BÖCEK TEHLİKESİ

Ulusal Fındık Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi (UFK) Levent Şahin Başaran, çiftçilerin "Amerikan beyaz kelebeği" mücadele etmesi gerektiğini belirterek aksi halde gelecek yıl fındıkta verim kaybı yaşanacağını bildirdi.

Bu zararlıya karşı üreticilerin ziraat odalarından destek alabileceğini dile getiren Başaran, "Sezona girmeden önce nisan ayından itibaren üreticilerimizi uyarıyoruz. Üreticilerimizi devamlı 'Mücadelenizi yapın, tarım il ve ilçe müdürlüklerinden, ziraat odalarından bilgi alın.' diye uyarıyoruz. Onlara hangi ilaçları kullanacaklarını söylüyoruz. Maalesef çiftçilerimiz bu konuda ihmalkar davranıyor" diye konuştu.

İHMAL ETMEYİN ÇAĞRISI

Başaran, bu zararlıya karşı ilaçlı mücadele yapılmasını gerektiğini vurgulayarak, "Bu mücadeleyi yaparsak üretici olarak önümüzdeki yıl iyi bir verim alabiliriz. Ama biz mücadelemizi yapmazsak önümüzdeki yıl fındıkta verim kaybımız çok olacak. Çiftçilerimizin bu konuda ihmalkarlık yapmamasını rica ediyoruz. Bir an önce mücadelelerine başlasınlar" ifadesini kullandı.

EMANETE ÜRÜN

Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, geçmiş yıllarda emanetten kaynaklı yaşanan sıkıntılar göz önünde bulundurularak emanete ürün bırakılmamasının üreticilerin menfaatine olacağını bildirdi.

Karan, yaptığı yazılı açıklamada, 2020 ürünü fındık rekoltesi dikkate alındığında, bu yıl fındığın her zamankinden daha değerli olacağını vurguladı. Çiftçinin bu durumun farkında olduğunu ve pazara ürün girişinde durağanlık yaşandığının altını çizen Karan, "Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile serbest piyasanın alım fiyatı aynı seviyede olmasına rağmen ne TMO'ya ne de serbest piyasada fındık satışı var. Sadece acil ihtiyacı olan üreticiler ürününü piyasaya indiriyor" ifadesini kullandı.

Karan, bunun dışındaki üreticilerin fındık fiyatlarının yükselmesini beklediğine işaret ederek, "Fındıkta yüksek fiyat beklentisi ister istemez bu sezon emanete olan talebi artırdı. Üreticiler büyük oranda ürününü emanete bırakıyor. Fındıkta emanet karlı gibi gözükse de büyük risk demek. Geçmiş yıllarda emanetten kaynaklı yaşanan sıkıntılar göz önünde bulundurularak emanete ürün bırakılmaması, üreticilerimizin menfaatine olacaktır" değerlendirmesinde bulundu

Sonraki Haber