Fırçalanmayan dişler damar tıkanıklığına neden oluyor

Kalp sağlığını korumak için önerilerde bulunan Prof. Dr. Hamza Duygu, diş etlerindeki iltihabın damar duvarlarında da iltihaba neden olduğunu ve bunun da ilerleyen dönemlerde damar tıkanıklığına yol açabileceği uyarısında bulundu.


Kalp hastalıkları birden fazla faktöre bağlı olarak günümüzde en sık karşılaşılan sağlık problemlerinin başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü, kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile kalp ve damar hastalıklarının görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini açıkladı. Kalp damar hastalıklarına neden olan faktörleri anlatan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu ise diş fırçalamanın kalp sağlığı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu kaydetti. Diş etlerindeki iltihabın damar duvarlarında düşük yoğunluklu iltihaba neden olduğunu kaydeden Duygu, bu durumun damar sertliği oluşturan plağın üstünde pıhtı oluşarak damarın tıkanmasına yol açabileceğini söyleyerek, kalp krizini önlemek için dişlerin günde en az iki kere fırçalanmasını önerdi.


Koruyucu hekimliğin kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin azaltılmasında çok önemli role sahip olduğunu söyleyen Duygu, aile hekimliğinin kalp damar tıkanıklığı için yüksek risk taşıyan bireylerin saptanması ve bu kişilerdeki ilk veya tekrarlayan kalp damar tıkanıklığı sorunlarının önlenmesinde çok önemli bir işlev gördüğünü söyledi. Kalp ve damar hastalığının birden fazla faktöre bağlı olduğunu belirten Prof. Dr. Duygu, “Bugün için kalp ve damar hastalıkları riskini artırdığı bilinen ve her toplumda etkin olduğu kabul edilen risk faktörleri vardır. Sigara içmemenin, sağlıklı beslenmenin, aşırı kilodan kaçınmanın, en az günde yarım saat ve haftada beş gün yapılacak şekilde düzenli egzersiz yapmanın, normal şeker metabolizmasının ve aşırı stresten uzak durmanın kalp ve damar sağlığını korumak açısından önemi bilinmektedir” ifadesini kullandı.

Az uyuyanlar veya uykusu düzensiz olanların daha kolay kalp krizi geçirdiğini aktaran Prof. Dr. Hamza Duygu, “Hele uyku apnesi varsa yüksek tansiyondan, şeker hastalığına kadar çeşitli risk faktörlerini tetikliyor. Dinlendirici bir uykunun önündeki engelleri kaldırıp her akşam aynı saatte yatıp 7 - 8 saat uyku son derece faydalıdır. Fazla kilo ve şişmanlık kalp damar hastalıklarına yol açan birçok etkenin arkasındaki ana nedendir. Dengeli beslenip, egzersiz yaparak vücut kütle endeksini 25’in altında tutmaya dikkat edelim” dedi.


Kalp ve damar hastalıkları ile ilgili risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, genetik ve değiştirilemez olan etnik etkenlerin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol, oturgan yaşam, şişmanlık, kan yağlarının yüksekliği, kan basıncı yüksekliği ve kan şekerinin düzeltilebilir risk faktörleri olduğunu belirtti. Prof. Dr. Hamza Duygu sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle düzeltilebilir risk faktörleri kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi stratejilerinin temelini oluşturur. Başta gelen üç risk faktörü olan obezite hipertansiyon ve sigara içimi kalp ve damar hastalıkları ile savaşta ana hedef olmalıdır.”


Sağlıklı kalp için önerilerde de bulunan Prof. Dr. Hamza Duygu, kişilerin öncelikle sigara dumanında uzak durması gerektiğini belirtti. Sigaranın kalp damarlarını büzerek, içlerini örten ince yararlı örtüyü tahrip ettiğini söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sigara dumanının aynı zamanda kanın pıhtılaşmasını da kolaylaştırdığını söyleyerek, “Böylece damar sertliğini başlatarak kalp krizine, felç ve bacak damarlarında tıkanmalara neden olur. Aktif içicilik kadar pasif içicilik de kalp damar sağlığı açısından son derece zararlıdır” dedi.

Tansiyona dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sessiz katil olarak adlandırılan hipertansiyonla mücadelenin, yaşam tarzı değişikliklerinin ve düzenli tansiyon ilacı kullanımının kalp krizi, aort damar yırtılması, beyin kanaması ve aort damarında genişlemenin önlenmesi için hayati önem arz ettiğini belirtti. Kan şekerinin normal sınırda tutulması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Hamza Duygu, “ Şeker hastalığı günümüzde kalp damar hastalığı eşdeğeri olarak kabul edilmektedir. Diyabetiniz varsa diyet, kilo kontrolü ile birlikte uygun tedavinin başlanması konusunda titiz davranmak önemli. Yüksek kolesterolle mücadele edip diyet ve egzersize ilaveten doktorunuz gerekli gördüğünde ilaç kullanmaktan çekinmeyin” diye konuştu.

Kişilerin beslenme tarzı olarak Akdeniz mutfağını benimsemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, sebze, meyve, baklagil, kepekli tahıl ve kuruyemişten zengin, zeytinyağının temel yağ olarak kullanıldığı, balığın kırmızı ete tercih edildiği, etin yasaklanmadığı, hazır ve paketlenmiş besinlerin olmadığı yeme alışkanlıkları kalp sağlığı açısından önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Duygu: “Kalp damar hastalıklarına katkıda bulunan risk faktörlerinin birçoğunu etkileyerek sağlığımızı koruyan egzersizin mutlaka spor salonunda yapılması şart değil. Her gün 30 - 45 dakikalık yürüyüşler bile damar sağlığına katkıda bulunur. Asansörden ve yürüyen merdivenden uzak duralım” ifadesini kullandı.
“Aşırı tuz yüksek tansiyonu tetikleyen ana nedenlerden biridir”
Aşırı tuz tüketiminin yüksek tansiyonu tetikleyen ana nedenlerden biri olduğunu belirten Dr. Duygu, “Fazla tuz tüketiminin en önemli kaynağı hazır besinler ve lokantalardaki yemekler, özellikle de hızlı tüketilen yemeklerdir. Sofrada tuzluğu masadan uzak tutmaya özen gösterelim. İçkinin fazlası sindirim sistemi yanında kalbe de zarar verir. Ciddi çarpıntılara, kalp kasılmasının zayıflamasına neden olabilir. Bir iki kadehten fazla içki içmemeye dikkat edelim” ifadesini kullandı.

Stresin vücudumuzun her tarafını etkilediği gibi kalp damar sağlığı açısından da sakıncalı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, mümkün olduğu kadar stres oluşturan durumlardan uzak kalıp, stresle baş etme yönteminin öğrenilmesi gerektiğini belirtti. Televizyonun karşısında saatlerce hareketsiz oturunca ya da bilgisayar önünde geçirilen saatler arttıkça kalp damar hastalıklarının da arttığını söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, reçetesiz alınan ilaçlar da kalbe zarar veriyor. Keza ilaçtan bile sayılmayan destek haplarının bazılarının kalbi yorduğu anlaşılıyor, kanın pıhtılaşmasını bozabiliyor. Reçetesiz satılanlardan da olsa rastgele ilaç almayın" diyerek sözlerini sonlandırdı.

Sonraki Haber