Fırın işçileri ekmek kavgasında

Üstlerinde önlük, alınlarında ter. Gün boyu hamur yoğurup kürek çekiyorlar. 300 derece sıcaklıkta 14 saat ekmek üretiyorlar. Fakat en temel haklarından mahrum durumdalar. Diyarbakır'da  bir haftada ikinci kez meydana çıkan fırın ustaları, sosyal güvence ve çözüm istedi

Diyarbakır’da fırınlarda çalışan ekmek ustaları bir hafta içinde ikinci kez meydanlara çıktı, çalışma şartlarının düzeltilmesini istedi. Sur ilçesinde Dağkapı Meydanı'nda yaklaşık 300 emekçi buluştu. Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan da partili bir heyetle basın toplantısına katıldı. Basın toplantısı boyunca “Ustayız, haklıyız hakkımızı isteriz”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.

Fırıncı ekmek ustaları adına basın açıklamasını Nihat Güneş okudu. Güneş, sigortasız çalıştıklarını, ücretlerinin çok düşük olduğunu, mesai saatlerinin, izinlerinin olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Halkın yapı taşı olan fakat emeği ayaklar altına alınan fırın çalışanlarının sessiz çığlıklarına kulak verin! Geçmiş günlerde yaptığımız haklı savunmamız ve iş bırakma eylemlerimiz sonuçsuz kalmış, sesimize yetkili merciler tarafından kulak verilmemiştir. İçinde bulunduğumuz zor şartlar bizleri her geçen gün biraz daha mağdur duruma düşürmektedir. Fırında alın teri döken emektar arkadaşlarımızın çalışmalarının sonucunu alamadığını, zor şartlarda, ağır vaziyetlerde verdikleri emeğin zayi edildiğini daha önceki toplantılarımızda da belirtmiştik.

Nihat Güneş

TEDAVİ OLAMIYORLAR

"Bizler bu ülkenin işverenleri tarafından terk edilmiş, sindirilmiş emekçileri olmak istemiyoruz. Her gün saatlerce çalışarak halkın temel ihtiyaç maddesinin temin edilmesini sağlamak bizlere bedenen ve ruhen pahalıya mal olmaktadır. Kimi arkadaşımız zor çalışmanın neticesinde bedeni hastalıklara maruz kalmakta fakat sigorta güvencesi olmadığından tedavi dahi olamamaktadır.

7 GÜN KESİNTİSİZ MESAİ

"Haftanın yedi günü kesintisiz çalışmada dinlenmesi dahi olmayan bu ağır temponun maddi karşılığı işin ağırlığının altında erimiştir. Ekonominin geldiği son nokta ise bizlerin mağduriyetinin ne denli olduğunu gözler önüne sermektedir. Biz zahmetsiz rahmet bekleyen bireyler değiliz. Biz yalnızca taşımış olduğumuz ağır yükün altında ezilmek istemiyor ve emeğinin zayi edilmemesini talep ediyoruz.

'EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ'

"Buradan bütün fırın çalışanları olarak yaşamış olduğumuz mağduriyetin giderilmesi, çalışma şartlarımızın iyileştirilmesi ve emeklerimizin karşılık bulması için tüm işverenlere ve yetkililere sesleniyoruz. Ekmek kapılarımıza sessiz ve etkisiz kalarak kilit vurmayın! 'Sensin her şeyi üreten, sensin çalışıp da aç yatan!' Bu söz bizim durumumuzu anlatıyor. Biz emekçiyiz, emeğimizin karşılığını istiyoruz. İstersek Diyarbakır genelinde ekmek çıkarmayabiliriz. Bunu yapmamamızın nedeni halkımızın mağdur olmamasıdır. Şu anda Diyarbakır’da 10 bine yakın fırın ustası var. Sadece 500 kişi belki buradayız.”

TANHAN: KAHPE DÜNYA

Daha sonra Vatan Partisi Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan söz alarak kitleye hitap etti. Tanhan’ın konuşması sık sık alkışlarla, ıslıklarla desteklenirken, fırıncılar odası başkanı için “Başkan istifa” sloganları atıldı. Ferdi Tanhan “Kahpe dünya” diyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Ekmek üreten fırın ustaları evlerine ekmek götüremiyorsa maalesef bu dünya kahpe dünyadır.

Ekmek ustası yiyecek ekmek telaşındayken Millet Meclisi vekil maaşlarına zam telaşındaysa bu dünya zalimlerin dünyasıdır. Ekmek ustası ekmek teknesinden olurken yöneticilerimiz seyir terasındaysa lanet olsun böyle dünyaya.

Ustalar önlüklerinin üzerine "Uykuya aç sevgiye muhtaç", "Köleliğe son", "Kutsal mesleğe saygı" yazdı.

'EKMEK USTASINA KAPILAR KAPANMIŞ BANKALAR YAĞ BAĞLAMIŞ'

"Ekmek ustası pazarda ekmek alamazken siyasi partiler pazarlık masasında, oy avcılığındaysa o masa onların oturduğu son yer olsun. Ekmek ustasına ekmek kapıları kapanmış. Bankalar ise yağ bağlamış, palazlanmış. Ekmek ustası ekmek teknesinden oluyor. Geçtiğimiz sene o bankalar yüzde 742 daha fazla kar ediyor. Yazıklar olsun! Ekmek üretenler ekmek kavgasına düştüyse yazıklar olsun böyle dünyaya. Ekmek üretenle bir parça ekmeği bölüşemeyen bu sistemin sonu gelmiştir. Ekmeğin üzerine yemin olsun ki bu dünya böyle dönmez, bu devran böyle gitmez. Biz ekmek üreten fırıncılar olarak artık fırınlarımızı yakamıyoruz. Bu dünya değişene, düzelene kadar işlerimize gitmiyoruz. Fırınlarımızı yakamıyorsak bu sistemin çırasını yakacağız. Yeni bir dünya istiyoruz.

EKMEK USTASININ ELİNİ ÖPME GÜNÜ

"Ekmek yere düşse üç kere öpüp alnımıza koyarız. Ekmek ustasının emeği yerlerde sürünüyor. Ekmeği mukkades bilenler neredesiniz? Buna rıza gösterir misiniz? O halde gün ekmeği öpme değil, emeği yerlerde sürünen ekmek ustasının elini öpme günüdür. Değerli fırın ustaları sizin alın terinizdir ekmeği aziz kılan, ellerinizle birleşmeyen ellere, o elleri öpmeyen herkese yuh olsun. Biz de bu durum karşısında susarsak, bizi dinleyenler de, sizler de buna bir dur demezseniz bize de, size de, onlara da bilcümle yuh olsun!

300 DERECE SICAKLIKTA 14 SAAT

"Ey milletvekilleri, bakın buradaki ekmek ustaları sizin gibi turuncu koltuklarda yan gelip yatmıyor. Kan kırmızı 300 derece ateşin önünde günde 14 saat ekmek yoğuruyor, sizin sofranızdaki ekmeği pişiriyor. Sigortaları yok. Tatilleri yok. Meclis tatil oluyor ama fırın tatil olmuyor. Ellerine geçen ücret sizin zam yaptığınız maaşlarınızın 10’da 1’i bile değil. Dünyanın ekmeğini üretiyorlar. Ama evlerine ekmek götüremiyorlar. Herkes ekmek yiyerek yaşıyor, onlar ekmek üreterek bile yaşayamıyorlar. Nasıl oturursunuz o turuncu koltuklarda, bu sesi nasıl duymazsınız?

'YIKICI DEĞİL YAPICIYIZ'

"Vatan Partisi olarak bakış açımız şudur: Ekmek üreten evine ekmek götüremiyorsa yediğimiz ekmek haramdır. Ekmek teknelerimiz kapansın istemiyoruz. Ancak artık sigortasız çalışmak da istemiyoruz. Üç kuruş maaşla geçinmek de istemiyoruz. Sendikasız, örgütsüz bırakılmak da istemiyoruz. İşverenlerimizin ekmek teknesini ayakta tutacağı çözümlerde uzlaşmaya hazırız. Yıkıcı değiliz yapıcıyız. Biz kaos istemiyoruz. Üretmek ve çalışmak istiyoruz. Hakça paylaşmak da istiyoruz.

FIRIN USTASIYLA BEREKETLİ OLUR

"Bizim sorunumuz işverenlerimizle, fırın sahipleriyle değil. Biz onlara düşman değiliz. Bizim çözümümüz onlarla birlikte. Fırınlar ayakta kalsın. Odun ucuz, elektrik ucuz olursa emeğimizin hakkı verilir. Fırıncılar, fırın ustasıyla birlikte olursa ekmeğimiz bereketli olur. Biz onları da bu mücadeleye davet ediyoruz. Çözümü yöneticilerimizden, hükümetimizden ve belediyemizden bekliyoruz. Bu sese herkes kulak versin. Fırın ustası sigorta istiyor sigorta. Fırın ustası hakça maaş istiyor hakça maaş. Fırın ustası sendika istiyor sendika. Fırın ustası düzgün mesai istiyor. Çocuklarının yüzünü görmek, eşine akrabasına vakit ayırmak istiyor.

'ADALETİNİZ YOKSA OY İSTEMEYE ÇIKMAYIN'

"Ekmek üretene bunları verecek aklınız, hüneriniz, adaletiniz yoksa. Onların karşısına oy istemek için de çıkmayın. Onlar da siz de olmayan akıl da, hüner de, adalet de var. Öyle bir yönetim kurarlar, öyle bir yönetim seçerler. Siz de görürsünüz. Bu kahpe dünya da değişir.”

Basın açıklamasının ardından fırın ustalarının temsilcileriyle Vatan Partisi İl Başkanı Tanhan çözümü konuşmak üzere Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi ile görüşmeye gittiler. Basın toplantısına gelen kitle de sessizce dağıldı.

ODA BAŞKANINI İSTİFAYA ÇAĞIRDILAR

Diyarbakır Fırıncılar Odası Başkanı Mehmet Emin Güngör Whatsap durumunda paylaştığı kendi resmi üzerine yazdığı, “Birileri var bu sektörde kriz yaratıp kendince kahraman olmak istiyor. Hiç boşuna heveslenmeyin kimse size itibar etmez. Her iki tarafa da sesleniyorum. Emekçi çalışanlarımız da işverenler de herkes dürüstçe işini yapsın. Kısa zamanda BİZ YASAL ÇERÇEVEDE ÇÖZERİZ. Sabırlı ve saygılı olunuz, selamlar” şeklindeki yorum nedeniyle sık sık istifaya davet edildi.

55 YAŞINDA 1 GÜN SİGORTASI YOK

Aydınlık'a konuşan ekmek ustası Nihat Güneş, eylem yapmaya nasıl karar verdiklerini şöyle anlattı:

"Biz günlükçü yevmiyeyle çalışan işçileriz. Bugün aldığımız parayla bir lokantada yemek dahi yiyemiyoruz. Yersek eksik kalıyor. Ailemizle zaten herhangi bir sosyal aktivitemiz yok. Sabah 6'da işe gidip akşam saat dokuzlara kadar çalışan arkadaşlarımız var. Biz de baktık ki bu kadar çalışmamıza rağmen geçinemiyorsak çalışmayız. Arkadaşlarla oturup kendi aramızda bir şeyler yapalım, bir karar alalım istedik. Çoğu iş yerini bırakıp geldi. Adam gelmiş 55 yaşına hiçbir sigortası yok ve şu an çalışamayacak vaziyette. Şeker hastalığına yakalanmış. Günden güne eriyor. Onu görünce 'Arkadaş yarın aynı bu şekilde olacaksa ya bu işi bırakırız ya da isteklerimiz yerine gelir.' Öyle yola çıktık."

Sonraki Haber