‘Flayer’ tacizine verilmesi gereken yanıt

Bilimsel araştırma yapan TCG Çeşme gemimize Yunan F-16'ları yine tacizde bulundu. Bunlarda birisi ‘Flayer’ atarak tacizin boyutunu tahrike kadar uzattı.

CHAFF/FLAYER

Chaff/Flayer diye adlandırılan kitler savaş uçaklarının kendilerine yönelen bir füzeyi yanıltarak kurtulmak için kullanılır. Bunlardan Chaff, radar güdümlü füzeleri yanıltmak için alüminyum veya bakır partiküller içerir. Flayer ise ısıya güdümlü füzelerden kurtulmak için ısı yayan partiküller içerirler. Bu kitler pilotun inisiyatifiyle atılabildiği gibi uçağın kendi radar ve koruma sistemi tarafından kendisine kilitlenmiş bir füzeden kurtulmak için otomatik olarak da ateşlenebilirler. Yunan F-16 pilotu flayer kiti kullanarak patlama sesi ve bunun beraberindeki havai fişek benzeri oluşumlarla gemimizi taciz etmiştir. Öte yandan da “Ben ateşlemedim uçağa kilitlenen bir füze sinyali algılanmış ve uçağın sistemleri tarafından otomatik ateşlenmiş” diye kendini savunmaya çalışabilecek ve aynı zamanda Türkiye’yi de kendisine füze yöneltmekle suçlayabilecektir.

Yunan pilotu büyük ihtimalle bunu aldığı talimat gereği bilerek ve isteyerek yaptı. Bölgede kendisine kilitlenecek yerden havaya bir füze de yok, Türk uçakları da yok.

Savunma Bakanımız Hulusi Akar gereken karşılık verilmiştir açıklaması yaparken bunun altını doldurmamıştır. Kamuoyumuz nasıl bir karşılık verildiğini öğrenmek ister. Muhtemelen benzer taciz bizim F-16 larımız tarafından Yuna gemi ya da gemilerine yapılmış olmalı.

EGEDE YUNAN KÜSTAHLIĞI

Ege’de Yunanistan’ın küstahlıkları giderek artıyor. Lozan anlaşmasına göre silahsız olması gereken adalara silah yığınağı yapıyor, Ege'deki 16 adamız ile çok sayıda adacıklarımızı işgale ediyor, bilimsel araştırma gemilerimizi taciz ediyor. Libya’ya yük götüren ticaret gemimize haydutluk korsanlık yapıyor ve daha pek çok kışkırtıcı girişimlerde bulunuyor. Güç mukayesesinde Türkiye karşısında ciddi bir varlığı olmayan Yunanistan’ın derdi ne arkasında kimler var sorusuna cevap bulmaya çalışalım.

Yunanistan “Megalo İdea” olarak adlandırılan Batı Anadolu’yu da ele geçirerek Ege'yi Yunan gölü yapma idealinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir. İngiliz desteği ile girdiği Anadolu’da yediği ağır tokat ile bu idealini biraz ötelese de fırsat kollamaya devam etmektedir. Emperyalist Batı da bunu bildiği için her fırsatta Yunanistan’ı kullanmıştır kullanmaya devam etmektedir.

Bölgesinde güçlü bir Türkiye, başta ABD olmak üzere Fransa ve İsrail’in yayılmacı emelleri ile Suriye ve Irak’da İkinci İsrail’in kurulmasındaki en büyük engeldir. Türkiye’nin önünün kesilmesi ve zayıflatılması için birlikte hareket etmektedirler. Özellikle Doğu Akdeniz’deki zengin hidro karbon yataklarına hakkı olduğu halde Türkiye’nin bu hakkına ulaşması önlenerek ekonomik açıdan da boğazı sıkılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’ye doğrudan diş gösterme cesaretinden yoksun bu tek dişi kalmış canavarlar piyonlarıyla Türkiye’nin üzerine gelmeye devam etmektedirler. Bir tarafta PKK piyonu öte tarafta da Megalo İdea peşindeki Yunanistan piyonu.

BATI’NIN BEKLENTİSİ

Batı Yunanistan’ı Türkiye üzerine kışkırtarak iki yönlü kazanım sağlama çabasındadır. Bir yandan Türkiye tehdit gösterilerek Yunanistan’a silah satıp ceplerini dolduruyorlar. Yunanistan 10 yılda 10 milyar avroluk silahlanma planı yapmıştır. Bu silahların büyük bölümü de Fransa’dandır. 18 adet Rafeller savaş uçağı Fransa’dandır. Ayrıca F-35 alımı gündemdedir. 4 yeni firkateyn ve 4 helikopter alımı çalışmalarını başlatmıştır. Ekonomisi batık durumda iken bu kadar silahlanma Yunan halkını isyan ettirecek düzeydedir.

ABD, Türk-Yunan çatışması çıkartarak Suriye ve Irak’ın kuzeyinde İkinci İsrai’lin kurulmasında, Fransa ile İsrail ise yanlarına Yunanistan’ı alarak Doğu Akdeniz’in hidro karbon yataklarını ele geçirilmesindeki en büyük engel Türkiye’yi saf dışı etmeyi hedeflemektedir.

Türkiye, ne güneyinde İkinci bir terör devleti kurulmasına müsaade edecek ne de uluslar arası hukuktan doğan Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan hak ve menfaatlerinden vazgeçecektir.

Gün geçmiyor ki Yunanistan’ın içinde olduğu İsrail, Fransa ve hatta Birleşik Arap Emirlikleri Akdeniz’de tatbikat yapmasınlar. En son ABD Yunanistan’a 6 adet üs kurma anlaşması imzalamış, Dedeağaç’a bin 500 civarında zırlı araçtan oluşan birlik konuşlandırmıştır. Bunlar kime karşı? Sorulduğunda Rusya’ya karşı ancak Rusya’ya karşı NATO savunması Romanya’dan başlar. Girit’e Dedeağaç’a konuşlanmak Türkiye’ye karşı konuşlanmaktır. Eğe’deki tatbikatlarda hedef ülke Türkiye dir. ABD bu tatbikatlarla Yunan adalarına yaptığı yığınaklarla Türkiye’yi korkutmak ve sindirmek bu sayede Suriye ve Irak’ın kuzeyinde istediğini elde etmek çabasındadır.

ABD askeri Türkiye’ye karşı doğrudan savaşamaz. Ancak piyonlarını Türkiye üzerine salarlar tehdit ve blöflerle isteklerini almaya çalışacaktır. Suriye ve Irak kuzeyinde bunun örneklerini gördük. Yunan halkı Türkiye ile çatışmaktan zararlı çıkacağının bilincinde olup Batı'nın dolduruşuna gelmemektedir. Ancak bir avuç fanatik Yunanlı yönetici ülkesinin piyon olarak kullanılmasına çanak açmaktadır. Aklı salim Yunan halkı buna müsaade etmeyecektir. Bu nedenle Türk-Yunan savaş ihtimalini de çok düşük görünüyor.

TÜRKİYE’NİN ALACAĞI TEDBİRLER

1-) Öncelikle Ege'de cesurca sopa gösterilmeye devam edilmelidir. S-400 ler uygun mevzilere yerleştirilerek gemilerimizi taciz eden Yunan uçaklarına kilit atılarak tehdit edilmeli. Hakiki mühimmat yükü ile Ege'de sürekli uçak ve gemi bulundurmalı, ciddiyet ve kararlılık gösterilmeli. Özetle tacize misli ile cevap verilmelidir.

2-) Batılı emperyalistlere karşı bizimle aynı tehdidi yaşayan Irak, İran, Türkiye, Suriye ve Rusya ile ittifak oluşturulup ortak hareket edecek tertip ve tedbirler alınmalı. Özellikle Ege’deki gelişmeler Rusya için de büyük tehdit oluşturmaktadır. Aslan ne kadar güçlü olursa olsun çakal sürüsüne karşı tek başına başarılı olamaz o nedenle aslan da olsa ittifak içinde olmak zorunludur.

3-) Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Rusya’nın hatta diğer bölge ülkelerinin de katılımı ile geniş kapsamlı bir tatbikat icra edilmeli ve belli aralıklarla tekrarlanmalıdır.

4-) Ege’de ve Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan’da her türlü sondaj ve aramalara asla ara verilmeden devam edilmeli.

5-) Yunanistan’a işgal ettiği adaları belli bir zaman diliminde boşaltması için nota verilmeli. Bu nota tüm dünya kamuoyuna yayınlanmalı. Boşaltılmayan ada ve adacıklara Kardak da olduğu gibi müdahale edileceği kararlılıkla ilan edilmeli.

6-) Türkiye gerektiğinde 5-10 günde üretimine geçebileceği bir nükleer silah için altyapı çalışmalarını hazır etmeli. Emperyalistlere karşı en büyük caydırıcı silah nükleer silahtır. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti olayı bunun en büyük ispatıdır.

Sonuç olarak Türkiye hak ve menfaatlerini koruma konusunda ne kadar çok dik duru ve kararlılık gösterir ise o oranda haklılığını kabul ettirecektir.

Sonraki Haber