Foreign Affairs: Kabullenelim HAMAS popüler ve güçleniyor
İsrail saldırılarında son iki gün içinde 100'ü aşkın sivil hayatını kaybetti. Tel Aviv katlederek kazanacağını zannetse de ABD dış politikası müttefikinin kaybettiğini çoktan kabullendi artık sebep ve sonuçlara odaklanıyor: Kayıplar artarken bile HAMAS'ın stratejik gücü büyüyor.
İsrail ordusu hafta sonu Gazze'de yeni katliamlara imza attı. Şati Mülteci Kampı'na cumartesi günü düzenlenen saldırılarda ölenlerin sayısı 43'e yükseldi. Enkaz altında kalanların olduğu ve onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi. Filistin Sağlık Bakanlığına göre cuma akşamından beri öldürülen sivil sayısı 100'ü aştı. Fakat Tel Aviv rejiminin dokuz aydır sürdürdüğü yoğun hava ve kara operasyonları HAMAS'ı yenilgiye uğratmaya yetmiyor. Hatta Amerikan dış siyasetine yön veren en önemli yayınlardan olan Foreign Affairs'e (FA) bakılırsa “Direniş bugün 7 Ekim'den daha güçlü.”
İsrail ordusu resmi rakamlara göre 40 bini aşkın askerle Gazze'ye girdi. Nüfusun yüzde 80'ini zorla yerinden etti. 37 binden fazla insanı öldürdü. Bölgeye en az 70 bin ton bomba attı. Gazze'deki binaların en az 60'ını yıktı veya hasar verdi. Bölgede yiyeceğe, yakıta, elektriğe hatta suya erişimi kısıtlayarak tüm nüfusu kıtlığa ve sefalete itti.
'SAVAŞÇI KAYIPLARINA ODAKLANMAK YANLIŞ'
Tel Aviv rejimi uyguladığı vahşeti HAMAS'ı “yok etme” hedefinin Filistinlilerin yaşamlarıyla ilgili her türlü kaygıdan önce gelmesi gerektiğini iddia ederek gerekçelendirdi. İsrail siyasi liderliği işgal sırasında öldürülen savaşçı sayısına odaklanarak, HAMAS kayıplarının artmasıyla zaferin geleceğine inandı veya inandırmak istedi. 7 Ekim'den önce HAMAS'ın 40 bin civarında savaşçısı olduğu düşünülüyordu. Tel Aviv, 14 bin direnişçiyi saf dışı bıraktığını ileri sürüyor, ABD bu rakamın en fazla 10 bin olabileceğini belirtirken HAMAS ise altı ile sekiz bin dolaylarında kayıp açıklıyor.
Hangi rakam doğru olursa olsun sahada hala çok ciddi sayıda savaşçı bulunduğu gerçeği değişmiyor. FA yazarı Chicago Üniversitesinden Prof. Robert A. Pape'e göre HAMAS'ın kayıpları savaştaki başarının önemli ölçütlerinden biri değil. Geçmişteki başarısız “kontrgerilla” operasyonlarının genellikle “düşmanın ceset sayısına odaklandığını” aktaran analist, İsrail ordusunun “şu anda ABD askerlerini yıllarca Afganistan'da çıkmaza sokan bildik köstebek vurma oyunuyla meşgul” diyor. Pape'e göre düşmanın kayıp sayısına fazlaca takılı kalmak, taktiksel ve stratejik başarıyı birbirine karıştırmaya yol açıyor. HAMAS'ın kayıpları artarken bile stratejik gücünün büyüdüğü göremeyecek kadar körleştiriyor.
Dahası ABD istihbarat verilerine göre Direniş'in savunma omurgasını oluşturan yer altı tünel ağının yüzde 80'den fazlası planlama, silah depolama ve İsrail'in saldırılarından kaçınmak için kullanılabilir durumda. Başta Yahya Sinvar olmak üzere Direniş'in Gazze'deki üst düzey liderlerinin çoğu hâlâ hayatta ve etkin durumda.
EN ÖNEMLİ FAKTÖR HALK DESTEĞİ
Prof. Pape, İsrail'in stratejisindeki temel kusurun “askeri ya da taktik başarısızlıktan” kaynaklanmadığını düşünüyor. Ona göre esas neden “HAMAS'ın gücünün dayandığı kaynakların ciddi biçimde yanlış değerlendirilmiş” olması. Uzman, “bir isyancı grup için temel güç kaynağının mevcut savaşçı sayısı değil, gelecekte yerel toplumdan destek kazanma potansiyeli” olduğunu belirtiyor. Silahlı gücü olan devlet dışı aktörlerin en önemli kabiliyeti “üye toplamak ve yeni nesil savaşçıları çekmektir” diyen Prof., bunun tek bir faktöre dayandığını söylüyor: “Kendi topluluğundan aldığı desteğin ölçeği ve yoğunluğu.”
Pape, saldırganlık arttıkça direnişin büyüdüğünü şu örnekle hatırlatıyor: “ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesinin ardından, tahminlere göre Sünni isyandaki savaşçıların sayısı 2004 baharında 5 binden 2004 sonbaharında 20 bine, Şubat 2007'de ise 30 bine çıktı. ABD ne kadar çok insanı öldürürse isyan da o kadar hızlı büyüdü.”
'GERİLLA SAVAŞI BAŞLATMAYA İSTEKLİ'
Filistinlilerin yüzde 60'ı mevcut savaşta bir aile üyesinin öldürüldüğünü bildirirken, dörtte üçünden fazlası bir aile üyesinin öldürüldüğünü veya yaralandığını bildiriyor. Her iki rakam da Aralık 2023'e göre önemli ölçüde yükselmiş görünüyor. Fakat Tel Aviv rejiminin uyguladığı vahşet, Filistinliler arasında ciddi bir caydırıcı etkiye sahip değil aksine direnişi daha canlı tutuyor. Bu çerçeveden bakıldığında Prof. Pape'nin “mevcut nesil savaşçılardaki kayıplar, HAMAS'a verilen desteğin artmasıyla ve bunun sonucunda grubun gelecek nesli askere alma becerisiyle telafi ediliyor.” sözleri daha fazla anlam kazanıyor. Hatta uzman yeni savaşçılar gelene kadar mevcut HAMAS güçlerinin “bir İsrail hedefine karşı uzun süreli gerilla savaşı başlatma konusunda her zamankinden daha istekli” olduklarını ifade ediyor.
Prof. Pape, HAMAS'ın kayıplarına rağmen sivillerin yoğunlaştığı alanlar da dahil olmak üzere geniş bir alanı fiilen kontrol altında tuttuğunu hatırlatıyor. Bunu da Direniş'in Gazzelilerden gördüğü “muazzam” desteğe bağlıyor. Direnişçiler bu sayede İsrail güçlerinin "temizlendiğini" iddia ettiği bölgelere kolayca geri dönüyor, yeniden organize oluyor, koşullara uyum sağlayarak gerilla savaşı veriyor.
'KATI GERÇEĞİ KABULLENME ZAMANI'
Operasyonlar Gazze'nin güneyine yöneldiğinden beri İsrail ordusu defalarca kuzeye geri dönmek zorunda kaldı. Bu durum siyasi ve askeri liderlik arasında ciddi gerilimlere neden olurken, Savaş Kabinesinin feshedilmesiyle sonuçlanan bir istifa dalgasını da beraberinde getirdi. Yakında zamanda yapılan Tel Aviv kaynaklı bir değerlendirmeye göre şu anda HAMAS'ın geçen sonbaharda “temizlenen” kuzeyde, güneydeki Refah'ta olduğundan daha fazla savaşçısı bulunuyor. Bu da Tel Aviv rejiminin bitmek tükenmek bilmeyen bir kısır döngünün içine girdiğini gösteriyor; bu arada askerler ölüyor, İsrail dünyadan hep daha izole hale geliyor.
Prof. Pape makalesinin sonunda “artık katı gerçeği kabul etmenin zamanı geldi” diyor ve ekliyor: “HAMAS'ı yenmek için askeri bir çözüm yok. Grup, bilinen savaşçı sayısından fazlasına sahip. Direniş, merkezinde şiddet olan siyasi ve toplumsal bir hareket ve halk için çağrıştırıcı bir fikirden çok daha fazlasını ifade ediyor.”
Tüm veriler gösteriyor ki HAMAS ne mağlup oldu ne de yenilginin eşiğinde. Davası 7 Ekim öncesine göre daha popüler ve daha çekici. İsrail'in ise durumu ortada: Birçok müttefikinin dahi sırt çevirdiği, ABD'ye daha fazla silah için yalvaran, her geçen gün uluslararası bir parya olma yolunda emin adımlar atan bir ülke.
AKSA TUFANI'NI HAKLI BULUYORLAR
Filistin Politika ve Araştırma Araştırmaları Merkezi (PSR), yeni bir kamuoyu araştırması yayımladı. Haziran 2023'ten Haziran 2024'e kadar süren çalışmanın ortaya koyduğu en çarpıcı veri, HAMAS'ın bugün Filistinliler arasında neredeyse her açıdan 7 Ekim öncesine göre daha fazla desteğe sahip olması. Araştırma HAMAS'a verilen siyasi desteğin El Fetih ile karşılaştırıldığında bir yıl öncesine oranla iki kat arttığını gösteriyor. Bir başka önemli bulgu da Eylül 2023'te Filistinlilerin yüzde 53'ü İsrail'e karşı askeri operasyonları desteklerken, Mart 2024'e gelindiğinde Aksa Tufanı'nı haklı bulanların sayısı yüzde 73'e çıkmış olması.