Foreign Policy’de dikkat çeken analiz! İsrail saldırganlığı bölgeyi işbirliğine zorluyor

Türkiye’nin Suriye’nin kalbi Palmira-Tedmur bölgesinde askeri üsse sahip olma konusunda Şam’la anlaştığı yönündeki haberlerin ardından ABD ve İsrail basınında üç dikkat çekici değerlendirme yer aldı

Foreign Policy’de dikkat çeken analiz! İsrail saldırganlığı bölgeyi işbirliğine zorluyor

Kamuoyu, birkaç ay öncesine kadar “ABD askeri Suriye’den çekilir mi?” diye tartışırken, şimdilerde İsrail Türkiye’nin bölgedeki “hakimiyetine” yönelik endişe açıklamalarına hız verdi. İsrail Savunma Kuvvetleri Planlama Birimi’nde üst düzey yöneticilik yapan Emekli Albay Amit Yagur, “Türkiye, İran'ın yerini almaya çalışıyor. ABD'nin bu konudaki stratejisi ise belirsiz. ABD'nin Türkiye'ye F-35 satışını yeniden gündeme getirmesi İsrail'i endişelendirmeli. Washington ile Ankara'nın bölgedeki rolü hakkında acilen görüşmeliyiz.” dedi.

İSRAİL VE TÜRKİYE’NİN SURİYE’DE ÇATIŞMA RİSKİ

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye’de yeni üs iddialarını yalanlamadı. Kaynaklar, “Türkiye, Suriye’deki yeni hükümetin talepleri doğrultusunda, Suriye ordusunun kapasitesinin artırılması kapsamında eğitim maksatlı üs kurulmasına yönelik değerlendirmelere devam etmektedir." ifadesini kullandı. Tel Aviv geçen hafta, Türkiye’nin yeni üs kuracağı yer olarak anılan Palmira’daki askeri üs bölgelerine iki kez hava harekatı düzenledi. İsrail Savunma Kuvvetlerinden yapılan açıklamada, saldırıların, “bölgede kalan askeri yetenekleri hedef aldığı” ifade edildi. Siyonist yayın organı Globes'taki şu değerlendirme de dikkat çekti: “İsrail için asıl zorluk, Esad rejimi döneminden kalan yeteneklerin bertaraf edilmesinden ziyade, Türkiye'den giden ileri teknoloji askeri teçhizat. Suriye ordusu birkaç gün önce Türkiye'den 40 yeni zırhlı aldı. İsrail'in imha ettiği ekipmanlardan çok daha kaliteli olan bu silahlar, Suriye ordusunu güçlendirebilir. Suriye'nin çeşitli bölgelerinde Türk güçleri gözlemlenirken, doğrudan bir çatışma riski endişesi artıyor.”

‘İSRAİL’E MEYDAN OKUMA’

Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun kıdemli yazarı Charles Lister da Foreign Policy’deki analizinde, İsrail’in saldırganlığının Şam’ı Türkiye’ye mecbur kıldığı değerlendirmesini yaptı. Esad’ın düşüşünü Tahran’ın “stratejik yenilgisi” olarak niteleyen Lister, Türkiye’nin ocak ayının sonundan beri ülkede üs kurma çabalarına değindi: “Türkiye, Suriye'nin hava sahası üzerinde egemenlik kurmak amacıyla Suriye'nin orta kesimindeki iki hava üssüne savaş uçakları ve hava savunma sistemleri konuşlandırılmasını içeren planı Suriye'nin geçici hükûmetine sundu. Şam’dan üst düzey bir yetkili bu teklifi, ‘Türkiye'nin İsrail'in hareket serbestisine doğrudan bir meydan okuması anlamına geliyor. İsrail'in son dönemde tırmandırdığı gerilimin önemi göz önüne alındığında, böyle bir savunma anlaşmasının imzalanmasının eşiğinde olabiliriz.’ sözleriyle değerlendirdi. Şam, ciddi bir krizi tetikleyeceğini çok iyi bildikleri için Türkiye'nin teklifini kabul etmekten kibarca kaçındı. Ancak gidişatı böyle bir pragmatizmi giderek daha olanaksız kılıyor.”

‘KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET’

Şam’ın Akdeniz kıyısındaki hava ve deniz üslerinde asker bulunduran Rusya ile düzenli ve giderek daha verimli bir alışveriş içinde olduğunu da ifade eden Lister, Trump yönetiminin gelişmeleri stratejik bir fırsata dönüştürmek için İsrail’e baskı yapmasını istiyor: “İsrail'in saldırganlığı mevcut haliyle kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet yaratma riski taşıyor. Trump yönetimi İsrail'le olan yakınlığını ve nüfuzunu kullanarak gerilimin düşürülmesi için baskı yapmalıdır.”

‘TÜRKİYE, İRAN’IN YERİNİ ALACAK’ ENDİŞESİ

Bir diğer haber de Tel Aviv merkezli Maariv’ten… Gazete, geçmişte İsrail Savunma Kuvvetleri Planlama Birimi'nde Filistin sahasında üst düzey yöneticilik yapan Emekli Albay Amit Yagur ile yaptığı röportaja, “Türkiye İran’ın yerini almak istiyor” başlığını attı. Türkiye’nin İran benzeri bir güç olmaya çalıştığını savunan Yagur, şöyle devam etti: “Türkiye'nin iç istikrarsızlığı uzun vadede etkili olabilir, ancak ABD'nin Türkiye'ye F-35 satışını yeniden gündeme getirmesi İsrail'i endişelendirmeli. Washington ile Ankara'nın bölgedeki rolü hakkında acilen görüşmeliyiz. Çünkü bu, Orta Doğu'daki yeni düzen için kritik öneme sahip.”

‘Mısır ve Ürdün’ün direnci kırılıyor’

Emekli Albay Amit Yagur, İsrail Savunma Kuvvetleri Planlama Dairesi, Filistin Cephesi Başkan Yardımcısı. Maariv haberinde Yagur’un deniz istihbaratında kıdemli bir isim olduğu ifade ediliyor. Gazzelileri tehcir planıyla ilgili de konuşan Yagur, “Mısır ve Ürdün'ün direnci kırılıyor. Her iki ülke de Gazze'den göçmen kabul etmeye hazırlanıyor. Ayrıca HAMAS’ın silahsızlandırılması ve liderlerinin sürgün edilmesi gündemde. Gazze'nin kuzeyinde HAMAS karşıtı protestolar düzenlendi. Katılımcılar arasında yerel ileri gelenler de vardı.” dedi.

Karargâhtaki dolarlar

Foreign Policy’deki analizinde Charles Lister, Lazkiye ve Tartus’ta yaşanan olaylar hakkında ilginç bir iddiada bulundu: “Konuştuğum iki üst düzey yetkiliye göre Suriye'nin geçici güvenlik güçleri tarafından bu tümenin (kalkışmayı yapan eski tümen komutanları) operasyonel karargâhına yapılan bir baskında yepyeni uydu haritaları, kasalar dolusu ABD doları ve uzun menzilli iletişim ekipmanları bulundu. Bunlar, geçici hükümetin kamuoyuna açıklamamayı tercih ettiği kanıtlar.”