Fransa 'tarafsız arabulucu' olamaz!
Fransa Senatosu’nun 15 Kasım'da aldığı Ermenistan’ı 'cesaretlendirme' amaçlı kararı, barış görüşmelerinde 'tarafsız arabulucu' rolünü sorgulatıyor. Fransa Senatosu’nun bu tür yıkıcı ve kışkırtıcı faaliyetlerinden en büyük zararı Ermenistan halkı görecektir.
Sonda söylemeyi düşündüğümü başta söyleyeyim. Eğer Ermenistan bu sefer de bu “cesaretlendirme” ve “destek”lere kanarak barış gündeminden uzaklaşırsa, bundan en fazla zararı yine kendisi ve büyük güçler tarafından prangalanmış halkı görecektir. Bilindiği gibi “destek” ismi konulmuş veya “dayanışma” görüntüsü verilmiş bu prangalar, Ermenistan'ı yıllardan beri bulunduğu bölgeden ve dolayısıyla da dünyadan izole etmektedir. Bu durum Ermenistan’ı her açıdan bırakın bağımlı ülke haline getirmeyi, devlet vasfını bile kaybetmekle karşı karşıya koymuştur. Çünkü bağımlı bir Ermenistan ona “destek” verenler için bölgeye müdahale etme aracı demektir. Bu güçler ellerinde bulunan gerçek anlamdaki müdahale aracını kaybetmek istemiyor. Dolayısıyla Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanması gereken barış anlaşmasını çeşitli yollarla engellemeye çalışıyorlar. Çünkü barış ortamı onların çıkarları açısından hiç de arzu edilen bir şey değil.
Parlamentoların doğası, kuruluş amacı, felsefesi, mevcudiyeti, insan içindir. Türkiye Cumhuriyeti’nin güzide bilim insanları İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde parlamento geleneği, demokrasi ahlâkı, insan odaklı yönetim, insan mutluluğu, insanı yaşatma gayesi, barış gibi önemli kavramları hep birlikte anarak bize yönetim ve mesleki ahlâkı aşıladılar. Parlamento gibi kutsal bir kurumun aşırı çıkarcı emperyal hesapların güdüldüğü bir mekan veya toplanma yeri düzeyine düşürülmesi kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Ne yazık ki, Fransa Senatosu Azerbaycan ile ilgili olarak bunu ikinci kez yapmıştır.
ULUSLARARASI HUKUKUN KATLİ
Fransa Senatosu’nun 15 Kasım 2022 tarihli Ermenistan’ı “cesaretlendirme” amaçlı kararında neler var madde madde inceleyelim:
1- “Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin Ermenistan’a ait topraklardan ve Laçın koridorundan çekilmesi ve Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi.” Bu iddia Azerbaycan’a karşı iftira ile uluslararası hukuka da aykırılık içermektedir. Çünkü Azerbaycan hiçbir devletin toprağını işgal etmemiş ve kendine ait Laçın bölgesinde de egemenliğini her alanda kullanması uluslararası hukukun verdiği en temel haktır.
2- “Fransız hükümetine, Avrupalı ortaklarla işbirliği içinde, Azerbaycan makamlarının varlıklarını hedef alacak yaptırımlar ve Azerbaycan’dan gaz ve petrol ithalatına ambargo uygulanması da dahil olmak üzere Azerbaycan’ın saldırganlığını cezalandırmak için diplomatik ve ekonomik karşı önlemler planlaması öneriliyor.” Kararın bu hükmü, kin ve nefret dolu, gerçekliklerden tamamen uzak, Ermeni terör örgütü ASALA mensuplarının hülyalarını süsler nitelikli olmakla birlikte, uluslararası hukuka önem verilmediğinin de bariz bir göstergesi.
3- “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin tanınması gereğini teyit eder ve Fransa hükümetini Dağlık Karabağ’da bir insani yardım ofisi kurma olasılığını düşünmeye davet eder...” Bu hüküm uluslararası hukukun katli anlamına gelmekte, yetkiyi aşırı bir şekilde aşmakta ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemen haklarına karşı açık bir saldırı niteliği taşımaktadır. Azerbaycan Cumhuriyeti’ne ait bir bölge ile ilgili karar alma hakkını Azerbaycan Cumhuriyeti dışında kimse kullanamaz.
4- “Ermenistan’ın uluslararası kabul görmüş sınırları içinde Ermeni halkının güvenliğini garanti altına almak için girişimlerde bulunmak ve bu amaçla Azerbaycan-Ermenistan sınırına uluslararası angajman gücünün konuşlandırılmasını talep etmek.” Kararın bu hükmü de bir bütün olan Ermeni radikal rövanşizminin desteklenmesinin bir parçası.
5- “Fransa Hükümeti’ni Ermenistan’ın savunma kapasitesinin güçlendirilmesini destekleme olasılığını düşünmeye davet eder...” İlk akla gelen soru: Neden Ermenistan’ı silahlandırma “gereği” hissediyorsunuz? Çıkarlarınız kan akmasının devam etmesini mi talep ediyor?
ERMENİSTAN İŞGALİNİN SEBEPLERİ ANLAŞILIYOR
Bu karar, Fransa’nın son 200 yıl içinde yaptığı insanlığa karşı cinayetler serisini (Cezayir, Fas, Nijerya, Çad, Cibuti, Vietnam, Ruanda) bir daha hatırlamamıza sebep oldu. Hiçbir hukuki değeri olmayan ve “Ermenistan’a destek” görüntüsü verilmiş bu karar, Ermenistan’ın 30 yıla yakın bir süre Azerbaycan topraklarını işgal altında tutabilmesinin sebeplerinin anlaşılmasına yardım ediyor. 2020 yılında Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin uluslararası hukuk doğrultusunda bu işgali sonlandırmasından duyulan rahatsızlıkların da sebepleri bir daha anlaşılmış oluyor. Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerinde Fransa’nın “tarafsız arabulucu” rolünün de sorgulanabilmesi kolaylaşıyor. Senato kararından 3 gün önce Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinde tarafsız, yansız ve dengeli bir yaklaşım sergilemenin önemini hatırlatması bu kapsamda önemlidir.
Fransa Senatosu’nun bu tür yıkıcı ve kışkırtıcı faaliyetleri, Güney Kafkasya bölgesindeki durumun ağırlaşmasına hizmet etmekte, barış gündeminin uygulanmasını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini olumsuz etkilemektedir.