Freedom House: Amerikan Demokrasisinin Düşüşü
Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Freedom House, bu kez Amerika Birleşik Devletleri’ndeki demokrasiye mercek tutan “Krizden Reforma: Amerika'nın Hırpalanmış Demokrasisini Güçlendirme Çağrısı” adlı bir rapor yayımladı. Kuruluşun Mart 2021 tarihli özel raporunda ABD demokrasisindeki düşüş, partizanlık ve finansal çevrelerin siyaset üzerindeki tehlikeli etkisine vurgu yapıldı.
Sarah Repucci tarafından kaleme alınan raporda “Son on yılda Amerika Birleşik Devletleri'nde siyasi haklar ve sivil özgürlüklere saygıda kademeli bir düşüşün” izinin sürüldüğü belirtildi.
GÖÇMEN VE SİYAHİLERE IRKÇILIK
ABD’de siyahi vatandaşlara yönelik ayrımcılık, George Floyd’un öldürülmesiyle doruğa çıkan polis şiddeti ve Kongre binasını işgâl girişimi de ABD demokrasi notu hanesine eksi puan olarak kaydedildi.
2011 yılında siyasal haklar ve sivil özgürlükler ile ilgili yıllık raporda ABD’nin 94 olan puanı, bu yıl 83’e geriledi. Amerikan demokrasisinde bozulmanın başlangıcı ise siyahi vatandaşlara yönelik oy verme işlemindeki zararlı kısıtlamalar olarak gösterildi.
Irksal eşitsizlik, partizanlık (kutuplaşma) ve paranın siyaset üzerindeki tehlikeli etkisinin değerlendirildiği raporda "Irksal adaletsizlik, kuruluşundan bu yana ABD demokrasisi üzerinde bir felaket oldu ve çok ilerleme kaydedilmiş olsa da, ülke hala derin ve yıpratıcı eşitsizlikler barındırıyor." denildi.
Raporda, George Floyd’un polis şiddetiyle öldürülmesi ve sonrasında yaşanan protestoların, ABD’de hali hazırda ırksal eşitsizliğin, eğitimden istihdama, sağlık hizmetlerinden yargıya kadar toplumsal yaşamın birçok alanında hâlâ etkisini hissettirdiğine yer verilirken, “Siyah sivillerin keyfi olarak polis tarafından öldürülmesinin ısrarı ve faillerin sıklıkla yararlandığı cezasızlık, Amerikalılara düzenli olarak, yasal sürecin anayasal garantilerinin nüfusun büyük bir kesimi için erişilemez olduğunu hatırlatıyor” ifadeleri kullanıldı.
Yargı yaptırımlarının, uyuşturucu başta olmak üzere ülkede yaşayan siyahi, Latin ve Kızılderili insanları orantısız biçimde etkileyecek şekilde uygulandığı belirtildi. Ayrıca Freedom House raporunda, yönetim tarafından ABD anayasasını ve uluslararası insan hakları standartlarını ihlâl eden göçmenlik ve sığınma politikalarının benimsediği kaydedildi.
‘MAVİ’ VE ‘KIRMIZI’ KUTUPLAŞMA
Öte yandan ülkede “partizanlığın yargıyı bile etkilediği, yargıçların tarafsızlığına olan güvenin sarsıldığı” belirtilen raporda “Siyasi kimlik, birinin market alışverişi yaptığı ya da hangi televizyon programlarını izlediğine kadar sıradan seçimlere kodlanmıştır. Siyasi yelpazedeki Amerikalıların coğrafi bölgeleri tanımlamak için "kırmızı" ve "mavi" kısayollarını kullanmaları, partizan ayrımının açık bir kanıtıdır.” sözlerine yer verildi.
Eyalet düzeyindeki yargıçların doğrudan halk tarafından ve partisine göre seçildiğine işaret edilen raporda “Federal yargıçlar ise ömür boyu atanır ve uygulamada önemli ölçüde bağımsızdır. Ancak Başkan’ın aday gösterdiği isimlerin Senato'daki onay süreci yıllar içinde oldukça siyasallaşmış ve kamuoyunun yargıçların tarafsızlığına olan güvenini sarsmıştır” denildi.
FİNANS ÇEVRELERİNİN SİYASİ NÜFUZU
“Uygunsuz etki” başlığı altında incelenen ABD siyasetine özel çıkar gruplarının finansal etkisiyle, seçim kampanyalarında adayların yüksek bağışlarla fonlanmasının, seçmenlerin demokrasiye olan inancını azaltabileceğine işaret edildi.
2020 seçimlerinde, Demokrat Parti adayı Joe Biden’ın sadece 227 milyarder bağışçıdan 645 milyon dolar aldığına dikkat çekildi.
Söz konusu raporda “ABD, kampanya harcamalarının ölçeği, süresi ve bu harcamaları körüklemek için gereken bağış toplama çabaları açısından emsalleri arasında aykırı bir durumda. Demokratik çok az benzer ülkede, özel sektör parasının siyasi alan üzerinde bu kadar büyük bir etkisi vardır” ifadelerine yer verildi.
Yapılan son anketlerde seçmenlerin yalnızca yüzde 13’ünün Kongre’ye güven duyduğu belirtiliyor.
Son olarak Asyalı Amerikalılar ve Pasifik Adalılar (AAPI) adlı sivil toplum örgütü, ülkenin batı bölgesindeki San Francisco'dan doğu yakasındaki Pittsburgh’a kadar onlarca şehirde gösteri düzenlemiş, ellerinde "Biz buraya aitiz", "Asyalılar değil ırkçılık virüstür", "Asyalılara karşı nefrete son" yazılı dövizlerle yetkilileri ırkçı saldırılara karşı önlem almaları için göreve çağırmıştı.