G77+Çin’ zirvesi ortak deklarasyonla sona erdi: Yaptırımlara karşı işbirliği
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan ‘gelişen ülkeler’ grubu G77+Çin, ‘küresel düzenin oyun kurallarını değiştirme’ sloganıyla Küba’da toplandı. Zirveye katılan üyeler, yayımlanan ortak bildiri metninde, mevcut uluslararası ekonomik düzenin yol açtığı zorluklara işaret etti.
77Grubu+Çin Zirvesi (G77+Çin), 15 – 16 Eylül’de Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz Canel'in ev sahipliğinde düzenlendi. Çok sayıda devlet başkanını bir araya getiren zirve, yayımlanan ortak deklarasyonla sona erdi. Başkent Havana'da zirvenin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Küba Başbakanı Manuel Marrero Cruz, ABD'nin adaya uyguladığı siyasi ve ekonomik ablukayı eleştirdi. Cruz, Küba'ya bu konuda destek sunan ülkelere, halkı ve hükümeti adına teşekkür etti. Başbakan, “Sizi hedeflerimiz doğrultusunda, birlikte çalışmaya davet ediyorum. Katılan ve katkı sağlayan herkese bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.
FİNANSAL YAPIDA REFORM TALEBİ
Zirvenin tamamlanmasının ardından ortak deklarasyon yayımlandı. Deklarasyonda mevcut uluslararası ekonomik düzenin yol açtığı zorluklara işaret edildi:
“Uluslararası finansal yapıda kapsamlı reform yapılmasında ve küresel karar alma süreçlerinde gelişmekte olan ülkelerin temsilinin arttırılmasını sağlamalı ve işbirliğini geliştirmeliyiz. Küresel finansal sistemin zorluklarına karşı daha kapsayıcı ve koordineli yaklaşıma acil ihtiyaç olduğunun altını çiziyoruz.”
BASKICI EKONOMİK UYGULAMALAR KALDIRILSIN
Gıda, beslenme, sağlık, su ve enerji alanlarında verimli teknolojilerin teşvik edilmesinin önemine vurgu yapılan deklarasyonda, “Yoksulluğun tüm boyutlarıyla kökünün kurutulması, aynı zamanda bilime, teknolojiye ve inovasyona daha fazla yatırım yapılması elzemdir. İnsan kaynağının geliştirilmesi için güney ülkelerinde oluşan beyin göçüne karşı ortak projelerin uygulanması hususunda fikir birliğine vardık.” denildi. Deklarasyonda, gelişmekte olan ülkelere yönelik tek taraflı yaptırımlar ve her türlü baskıcı ekonomik uygulamaların reddedildiği ifade edilerek, bu tarz faaliyetlerin acilen ortadan kaldırılması çağrısında bulunuldu. Siyasi izolasyon ve yaptırımların Birleşmiş Milletlerin (BM) şartında yer alan uluslararası hukuk ilkelerini “baltaladığına” işaret edilen deklarasyonda, “Bilim, teknoloji, ekonomik ve sosyal kalkınmanın önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini vurguluyoruz.” ifadesine yer verildi.
Küba Dışişleri Bakanlığına göre zirveye, BM'ye üye 116 ülke, 12 kuruluş ve 1300'den fazla kişi katıldı. “G77+Çin” zirvesinde 31 devlet ve hükümet başkanı, 12 devlet başkan yardımcısı ve çok sayıda diplomatik temsilci yer aldı.
BREZİLYA VE KÜBA, İLİŞKİLERİNİ ONARMA KARARI ALDI
Brezilya'nın, eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro döneminde Küba ile bozulan diplomatik ilişkilerinin yeniden düzeltileceği bildirildi. Küba'nın başkenti Havana'da düzenlenen “G77+Çin” zirvesinden sonra Devlet Başkanı Miguel Diaz Canel ile Brezilyalı mevkidaşı Luiz Inacio Lula da Silva, Devrim Sarayı'nda bir araya geldi. Görüşmede iki lider, 3 anlaşmaya imza attı. Brezilya Devlet Başkanlığı Planalto Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Küba ile diyabete karşı ortaklaşa ilaç üretimi, aşı geliştirilmesi ve teknoloji alışverişi konularında anlaşmalara imza atıldığı belirtildi. Açıklamada, Canel ile Lula da Silva arasında “sıcak ve verimli” bir görüşmenin gerçekleştirildiği aktarılarak, iki ülke arasında ortak çıkarların güçlendirilmesi için mevcut fırsatlara işaret edildi. Canel de Brezilya ile diplomatik ilişiklerde tekrardan yakınlaşmanın önemini vurgulayarak, “Ülkelerimiz arasındaki işbirliğini genişletmemize ve her iki halkın yararına ilişkilerin düzeyini yükseltmeye yönelik karşılıklı irade gösterildi.” ifadesini kullandı. Lula da Silva'nın Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna (BM) katılmak üzere ABD'ye hareketinden hemen önce eski Küba Devlet Başkanı Raul Castro ile bir görüşme yaptığı bilgisi paylaşıldı. Brezilya'da 2018'deki seçimleri kazanan Jair Bolsonaro, Küba ile diplomatik ilişkilerin sürdürülmesinin hiçbir anlamı bulunmadığını, sosyalizmle yönetilen bir ülkeyle iş yapılmasının yersiz olduğunu söylemişti.
MADURO G77 DÖNÜŞÜ AÇIKLAMA YAPTI
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, 7-14 Eylül tarihlerinde, Çin Halk Cumhuriyeti’ne resmi ziyarette bulundu. Akabinde Cezayir’de resmi temaslarda bulunan Venezuela lideri, G77 zirvesi için Küba’ya geçti. Ziyaretleri sonrası ülkesine dönen Maduro, Uluslararası Maiquetia Simon Bolivar Havaalanı'nda basın mensuplarına açıklama yaptı. Çin'e tarihi bir ziyaret gerçekleştirdiklerini söyledi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yoğun, kapsamlı ve verimli bir görüşme yaptıklarını dile getiren Maduro, “Her türlü hava koşuluna dayanıklı 31 anlaşma imzaladık. 21'inci yüzyılın büyük süper gücü Çin ile ilişkilerde yeni ve görkemli bir aşamaya geçtik.” ifadelerini kullandı. Çin gezisinin “harika” geçtiğini belirten Maduro, Çin ile ilişkileri daha da derinleştirmek istediklerini kaydetti. Maduro, Venezuela hükümetinin başarılarını ve icraatlarını sabote etmek isteyen güçler olduğunu söyledi.
CEZAYİR İLE İŞBİRLİĞİ
Cezayir'e yaptığı ziyarete de değinen Maduro, “Cezayir, son derece güçlü bir gaz endüstrisine sahip, Afrika ülkesiyle yeni anlaşmalar yapılacak. Turizm, ticaret ve eğitimde işbirliği anlaşmalarına imza atacağız. Karakas ile Cezayir arasında doğrudan uçuşlar başlayacak.” dedi.
‘BİZ BİR AİLEYİZ’
Maduro, Çin ve Cezayir turlarının ardından Küba'nın ev sahipliğinde düzenlenen G77+Çin zirvesine katıldığını anlatarak, Havana'da çok sayıda devlet başkanı ile ikili görüşmeler gerçekleştirdiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile de bir araya geldiğini ifade eden Maduro, zirvede Venezuela'nın sesini en güçlü şekilde duyurduklarını belirtti. Maduro, Küba'nın G77+Çin zirvesini başarıyla organize ettiğini vurgulayarak, “Biz bir aileyiz, Güney'in ailesiyiz.” diye konuştu.
ABBAS, KÜBALI MEVKİDAŞIYLA GÖRÜŞTÜ
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ile Filistin meselesine ilişkin gelişmeleri ele aldı. Filistin meselesiyle ilgili son gelişmeler, İsrail'in yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşa çalışmalarını artırması, Filistin topraklarına el konulması gibi konuların ele alındığı görüşmede, ikili ilişkiler ve bu ilişkileri geliştirme yolları da ele alındı.
Görüşmede Abbas, Diaz-Canel'e uluslararası platformlarda Filistin'e destek veren sabit tutumu nedeniyle teşekkür etti. Küba lideri de ülkesinin Filistin halkının özgürlük ve egemenlik yolundaki haklı mücadelesine, 1967 öncesi sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devletin kurulmasına ve Filistinlilerin geri dönüş hakkına destek verdiğini vurguladı