Gazi komutanlar: Barışı onlar değil Mehmetçik sağlar

Kıbrıs’ta konuşlu bulunan BM Barış Gücü’nün KKTC’nin izni olmadan görev süresinin uzatılması, Kıbrıs Barış Harekâtına katılan gazi komutanların da tepkisini çekti.

Oğuz Kalelioğlu (Solda)

Aydınlık’a açıklama yapan komutanlar, “BM hiçbir zaman Kıbrıs’ta barışı sağlayamadı. Kıbrıs’ta gerçek barış Türk ordusu tarafından 1974’ten bu yana sağlandı ve bugüne kadar da kimsenin burnu kanamadı. Bundan sonra da sağlar.” dediler. Komutanlar BM güçlerinin taraflı olduklarını da hatırlattı.

TESLİM OLMAMIZI İSTEDİLER

Gazi E. Kurmay Kd. Albay Kalelioğlu: “Ben 1973 yılında Kıbrıs’a 'öğretmen' kimliğiyle atandım. Üsteğmen rütbesindeydim. TMT’yi örgütleyerek Türk soydaşlarımızın hak ve hukukunu savunmak için çalıştım.

“Kıbrıs Barış Harekâtı başladığında Mağusa’daydım. Mücahitlerle birlikte omuz omuza savaşarak 20 Temmuz’dan 16 Ağustos 1974 tarihine kadar 27 gün Mağusa Kalesini savundum. 250-300 (Daha sonra 800’e çıktı) Mücahit’e karşılık, karşımızda 8 bin 500 kişilik Rum tümeni vardı. Amaçları olası Türk çıkarmasına karşı Mağusa’yı savunmaktı. Ellerinde ağır silahlar vardı. Direnişimizin başladığı gün Birleşmiş Milletler Barış Gücü İrtibat Subayı İsveçli Yarbay Feliks sabahın yedisinde helikopterle bana geldi. Rum komutanın ‘teslim ol’ teklifini getirdi ve şunları söyledi: 'Sizden en az 30 kat güçlü ve ağır silahlarla donatılmış Rumlar karşısında hiçbir şansınız yok. Silahlarınızı ve kaleyi teslim edin, boşuna kan dökülmesin. Bunlar sizi katleder. Gelin bundan vazgeçin. Hatta sizi buradan alıp Adana’ya nakledelim.'

'DÜŞMAN ÇOKSA DÖN DİYE GÖNDERMEDİLER'

Ben de kararlı bir şekilde, 'Bizi buraya Türk Devleti, düşmanı çok görünce teslim ol diye göndermedi. Gerekirse çarpışarak ölmemizi emretti. Ben aldığım emri uygulayacağım' dedim ve teklifi reddettim. Ayrıca sizin göreviniz bizi korumak değil mi, diye sordum. ‘Hayır, bizim iki maddelik görevimiz var: Gözet ve rapor et. Ben aranızdaki çatışmaya karışmam. Teslim olmazsanız aradan çekilirim. Ne haliniz varsa görürsünüz’ demişti. İşte BM buydu. Biz bunu sahada yaşayarak gördük.

“Bir olay daha anlatayım: BM’nin İngiliz bir generali vardı. Çıkarma günlerinde Mağusa limanını almak istedi. Ben her şeyi göze alarak onu sokmadım. Çekip gitmek zorunda kaldı. Meğer Rumlardan 1 milyon sterlin rüşvet almış. Bu işe karşılık. Başaramayınca Rumlar bu parayı kendisinden geri istemiş. Hatta Yunanistan’daki gazeteler 'Sahtekâr general, bir milyonu geri ver' diye haberler yapıyor.”

2 BİN TÜRK BM GÖZETİMİNDE ÖLDÜ

KKTC Hükümetinin tepkisinin son derece isabetli olduğunu belirten Kalelioğlu, BM’ye rağmen Rumların büyük katliamlara imza attığını hatırlatarak şunları söyledi: “BM hiçbir zaman Türk’ü korumadı. BM 1963 olaylarıyla geldi. BM gözetiminde 11 yıl içinde Türkler 2 bin şehit, 3 bin de yaralı verdi. Harekâttan sonra ne bir Türk’ün, ne de Rum’un burnu kanamadı. Ada’da Türk Barış Kuvvetleri, BM görevini en iyi şekilde yapıyor. TSK orada diye kimseye zarar veremediler. Kıbrıs’ta görev yapan herkes bu durumu bilir. BM güçleri turist gibi geliyorlar, bir şeye karışmıyorlar. Turist gibi de gidiyorlar. İyi düşünülmüş bir konu, bütün Türkiye tarafından benimsenir, diye düşünüyorum.”

Sonraki Haber