Suriyeli muhaliflerin lideri Abdurrahman Mustafa’yla en kapsamlı görüşme

Mustafa'yla, 20 Mayıs 2022'de Gaziantep'te silahlı grupların koruduğu bir binada dört saat görüştük. O dönem Türkiye ile Suriye görüşmeleri başlamıştı. Temaslara zarar vermemek için metni yayımlamayı erteledik. Süreç olgunlaştığı ve yeni döneme dair ayrıntılar içerdiği için görüşmeyi yayımlıyoruz.

Aydınlık ve Ulusal Kanal, 2011'den itibaren Suriye'ye yönelik ABD ve İsrail merkezli planların tam karşısında yer aldı. Bu süre içerisinde yüzlerce haber, söyleşi ve köşe yazısı yayımladık. Hazırladığımız haberlerden birisi de 'Suriye Geçici Hükümet Başbakanı' sıfatını kullanan muhaliflerin lideri Abdurrahman Mustafa'yla yaptığımız görüşmeydi. 20 Mayıs 2022 tarihinde Gaziantep'te, asker kıyafetli silahlı grupların koruduğu bir binada yaklaşık dört saat görüştüğümüz Abdurrahman Mustafa, Aydınlık'ın tüm sorularına yanıt verdi.

'Suriye Geçici Hükümeti’ imzasıyla 1 Ocak'ta yapılan bir açıklamada Aydınlık’ın bu görüşmeyi yayımlamadığı hatırlatıldı.

Aydınlık Haber Merkezi, söyleşi metninde çok sayıda manşetlik vurgu çıkmasına rağmen Türkiye ve Suriye arasında o dönem yürüyen istihbarat düzeyindeki görüşmelere zarar vermemek için metni yayımlamayı ertelemişti. Olgunlaşan temaslar bilindiği gibi 28 Aralık 2022'de Moskova'da Türkiye, Suriye ve Rusya Savunma Bakanlarının aynı masaya oturmasıyla üst bir seviyeye çıktı. Bu gelişme şu anda ABD medyasında panik içeren analizlerle ele alınıyor. Bunun son örneği Bloomberg'de şu ifadelerle yer aldı: “Türkiye'nin attığı adımlar, Suriye'de ABD ve terör örgütü PKK/YPG'yi zorda bırakacak.”

Tam da bu sırada bölgedeki bazı terör örgütleri Abdurrahman Mustafa'yı da hedef almaya başladı.

İçine girdiğimiz süreç, ABD’nin Suriye’yi parçalamayı hedefleyen emperyalist operasyonunun bozulması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması doğrultusunda ilerliyor. Hem Türkiye hem de Suriye için beka sorunu haline gelen PKK’nın bertaraf edilmesi ve ABD işgaline son verilmesi için, bütün tarafların sorunları, bir çırpıda değil adım adım çözerek ilerleyeceği bir anlayış zorunlu. Aynı hedefe sahip olduğunu idda eden herkesin, geçmişi bir kenara bırakarak günün gerçeğine göre davranması ve mutabık olunduğu belirtilen hedefe ulaşmaya odaklanması ihtiyacı var. Bu çerçevede, “siyasi diyalog”u savunduğunu belirten Abdurrahman Mustafa ile yaptığımız görüşmeyi, hem içeriği hem de içinde bulunduğumuz sürece ilişkin işaretler vermesi bakımından hala güncel olması nedeniyle kamuoyunun bilgisine sunuyoruz

'HÜKÜMET'İN İŞLEYİŞİ

  • En baştan başlayalım dilerseniz. Suriye Geçici Hükümeti nasıl kuruldu?

Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanlığı yaptım. Çatı siyasi örgütümüz. Orayı bir parlamento gibi düşünün. Hükümet seçilir, başbakan seçilir, bakanlar seçilir. Böyle kuruldu.

  • Hükümetiniz dördüncü hükümet galiba.

Evet dördüncü hükümet.

  • Sizi seçmelerinin sebebi nedir?

Sahadan hiç kopmadım. Sahaya hakimim. Askeri birlikleri düzene sokmanın mücadelesini verdim. Kurumsallaşmayı sağladım.

  • Hükümetinize karşı muhalefet var mı? Seçimleriniz ne zaman? Koalisyon üyeleri nasıl belirleniyor?

Seçim bizde koalisyon üyelerinin oylarıyla oluyor.

TOPRAK BİRLİĞİ SİYASİ BİRLİK

  • Koalisyon üyeleri nasıl belirleniyor?

Onlar siyasi partilerin liderlerinin bir araya gelmesiyle belirleniyor. Her farklı kurumun temsilcisi bir araya geliyor. Ben mesela Suriye Türkmen Meclisi temsilcisi olarak koalisyonda yer alıyorum. Ama sadece Türkmen hakları için değil tüm Suriyelilerin hakları için mücadele ediyoruz.

  • Siyasi birliği mi kast ediyorsunuz?

Evet. Bin yıldır Suriye’de yaşıyoruz. Toprak birliğini de kast ediyorum. Sahada güçlü olmayan siyasette güçlü olamaz. Koalisyonumuz içindeki Kürt Konseyi’yle de yakından çalışıyorum.

  • Kaç siyasi grup var?

23

  • Askeri gruplar dahil mi?

Dahil. Yerel yöneticiler, etnik temsilciler, bağımsızlar hepsi dahil.

  • Suriye’nin 3’te 1’ini ABD desteğiyle PKK işgal etmiş durumda. Siz de bazı konuşmalarınızda bunu öne alıyorsunuz.

Bunu ilk söyleyenlerden biri bendim. PKK suçlarını yakından biliyoruz çünkü. Her yerde anlatıyoruz.

  • Peki bu işgale nasıl son verilecek? Anlattığınız suçlar nasıl engellenecek?

PKK böler. Amacı bölmek. Komşu ülkeleri de bölmeye çalışıyor. Bunun için PKK’ya bağlı çok sayıda yapı var. Muhafeletle birlikte hiçbir zaman hareket etmediler. Rejimle de ilişkilerini kesmediler.

  • Neden çatışıyorlar o zaman?

Onlar lokal çatışmalar. Stratejik bir durum yok. Silahlı güçlerin olduğu her yerde böyle gerginlikler oluyor. Kamışlı’da rejimle birlikteler.

'RAKKA VE DEYREZOR'DA HALKA DAYANMIYORLAR'

  • Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaklaşık bir ay önce ‘Rejimle PKK çatışma halinde’ dedi.

Çatışma zaman zaman oluyor. Ama bu stratejik bir durumu göstermez.

  • ABD, Rakka ve Deyrezor gibi çok büyük Arap kentlerini PKK’nın kontrolüne bıraktı. Suriye’nin toprak birliğini savunduğunuzu söylüyorsunuz. Bu işgal nasıl sonlanacak?

Bir defa şunu belirteyim. O bölgedeki halk bu işgale karşı. Halka dayanmıyorlar. Trump bir tivit attığında bile telaşlandılar. Bir rejime koştular bir Rusya’ya koştular. Ne yapacaklarını şaşırdılar. O yüzden kalıcı olamazlar. Ayrıca uluslararası koşullar değişiyor. Saha şartları da değişecek. Terörist gruplar sıkışıyor.

'DIŞ ÜLKELERE DAYALI KALICI BİR YÖNETİM OLMAZ'

  • ABD’nin desteğini çekeceğini mi iddia ediyorsunuz?

Türkiye görmezden gelinecek bir ülke değil. Türkiye’ye birçok alanda muhtaçlar. Türkiye NATO’da İsveç, Finlandiya’nın önünü kesti. Dış ülkelere dayalı kalıcı bir yönetim olmaz. Hüsranla biter. Bölgedeki kuvvetlerin bunu anlaması lazım. Kürt Meclisi’ndeki kardeşlerimiz de hep bunu vurguluyor. Demokratik Suriye’de Kürtlerin hakları olacaktır elbet. Ben Türkmen’im. Birliği savunuyorum. PKK en büyük kötülüğü Kürtlere yapıyor. Sonu hezimettir. Kürtler de buna karşı. Müfredatları değiştirdiler. Terör örgütü başının fikirlerini ders kitaplarına yazdılar. PKK dışında çok sayıda kurum da var. PKK dışında kökü 1960’lara dayanan Kürt kurumları var. PKK onlara da baskı yapıyor. Ofislerini yakıyor. Faaliyet yaptırmıyorlar. Bunu Batılılar da biliyor. Benim başkan yardımcım Kürt’tü. O yapılan baskıları aktarıyordu Batılı temsilcilere. Umursamıyorlar.

  • Şartlar değişiyor dediniz. O konuya dönmek isterim. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen sene yaptığı bir konuşmada PKK’nın boşalttığı yerlere rejimin gelmesinden rahatsız olmayız demişti. Savunma Bakanı Hulusi Akar da ‘Rejim Fırat’ın doğusuna odaklanmalı’ açıklaması yapmıştı. Suriye yönetimi PKK’ya yönelik hamle yaptığı takdirde silahlı güçleriniz buna katılır mı?

PKK sorunu bizim topraklarımızın sorunudur. Bizi bölmeye, Suriye’yi bölmeye çalışıyor. Komşu ülkelerimizi de, Türkiye’yi de tehdit ediyor. Biz zaten bu mücadelenin içindeyiz. Türkiye bizim mücadelemize destek veriyor. Afrin’de, Barış Pınarı’nda mücadelenin önündeydik. Ben bunu açık açık ABD’li dostlarımıza da söyledim. Hatta gelin bu bölücü kuvvete karşı mücadelemizde siz de bizi destekleyin dedik. PKK’ya karşı Türkiye istiyor diye mücadele etmiyoruz. Bizim ülkemizi, Suriye’yi bölmeye çalışıyor. 23 Mayıs’ta AB temsilcileri gelecek. Onlara da bunları anlatıyoruz. Önümüzdeki Haziran ayında ABD’ye gideceğim…

'PKK YABANCI KUVVET'

  • ABD programınızda hangi görüşmeler var?

Netleşmedi.

  • Fırat’ın doğusuna dönelim?

Fırat’ın doğusundaki Kürtler bizim düşmanımız değil. Yabancı teröristlere karşıyız. Suriyeliler olarak biz anlaşırız. Ama PKK yabancı kuvvettir. Anlaşamayız. Teröristle aynı masaya oturmayız.

  • Bu sizin kişisel görüşünüz mü?

Koalisyonumuzun görüşüdür.

'REJİMLE ÇIKAR ÖRTÜŞMESİNE DAYALI İTTİFAK OLUR'

  • Suriye yönetimiyle PKK’ya karşı buluşma zemini var o zaman. Fiilen sahada buluşmanız mümkün değil mi?

Ben bir Suriye muhalifiyim. Çıkar örtüşmesine dayalı ittifaklar olur.

  • Suriye yönetimi için de bunu söylüyor musunuz?

Suriyelilerin iradesini biz temsil ediyoruz.

  • Peki sizin deyişinizle şöyle sorayım o zaman; Şam yönetimi için de bunu söylüyor musunuz?

Suriye muhalefeti her zaman siyasi çözümden yana. Askeri çözümü öne almıyoruz. Cenevre sürecine, Astana sürecine, Soçi görüşmelerine hepsine, hiçbir ilerleme olmamasına rağmen pozitif yaklaştık. Ama şunu görelim. Suriye’de 12 milyonu yerinden eden, altyapısını mahfeden, 1 milyon insanı öldüren. İran’ın devlet organlarına hakim olduğu, Rusların yönettiği bir çeteyi hiçbir şey olmamış gibi muhatap mı kabul edeyim? Ben bir Suriye vatandaşıyım. Kamplarda eziyet çekenlere bunu nasıl anlatacaksınız? Rejimin masaya oturtulup bir siyasi çözüme zorlanması gerekiyor.

  • Suriye yönetimi bugün ne dese çözümün önü açılır?

Suriyelilerin iradesini biz temsil ediyoruz.

  • Ne denilirse çözümün önü açılır?

Siyasi çözüm Cenevre sürecinde ilan edildi. Siyasi geçiş, güvenli ortam, seçimlerin yapılması, ordu ve güvenlik kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması gibi her detay belirlendi. Biz hep taviz verdik. Uluslararası toplum baskı yapmadığı için rejime…

  • Uluslararası toplum derken hangi güçleri kast ediyorsunuz? ABD ve AB’yi mi, BM’yi mi?

Arap ülkeleri evvela. Arap Birliği. BM, Türkiye, Ruslar, AB, ABD gibi aktörler. Çözüm soruyorsunuz. Bu Esad değil mi 1984’ten beri PKK’yı destekleyen! Öcalan Şam’da yaşıyordu. Kampları Suriye’de değil miydi?

  • Şam yönetimi de buna şöyle yanıt veriyor: Siz de bizi yıkmak isteyenlere destek verdiniz?

İhvan meselesi çok boyutlu bir konu.

  • Adana Mutabakatı öncesini konuşmanın faydası nedir? Türkiye, Suriye’nin elinden PKK’lıları rahat rahat alıyordu 2011 öncesinde.

Şimdi olması mümkün olandan bahsediyorum. Ben bir Suriyeli olarak konuşuyorum. 10 senedir mücadele eden biri olarak konuşuyorum. Devrimci mücadelede kime güveneceğimizi öğrendik. Siz iç savaş diyorsunuz. Bu iç savaş değil. Devrim mücadelesi. PKK fırsata çeviriyor bizim mücadelemizi. PKK var diye ben 10 seneyi yok mu sayayım? Rejim baştan beri oralarda bir mermi sıkmadı. Halep’te bile hala duruyorlar. Şeyh Maksut’ta, Eşrefiye’de şehrin içinde. Çatışıyorlar mı? Hayır.

  • Gaziantep’ten söylüyorsunuz bunu?

Burası benim temsilciliğim. Şam’da halkına zulmeden, Rusya ve İran kuklası bir yapı var.

  • Şam’da atık bir devlet yok diyorsunuz?

Evet öyle diyorum.

  • Ama son bir senede 6 devlet Şam’ı ziyaret etti. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Cezayir. Kimle görüştü onlar?

 Her devletin kendi politikası var. Biz ona karışamayız. Eli kanlı rejimin kimseye faydası olmaz. Ayrıca Suriye politikalarında değişiklik yok. Suudi Arabistan’ın Suriye siyaseti değişmedi. Müzakere heyetinin merkezi Riyad. ABD normalleşmeye karşı olduğunu açıkladı. Bazı devletler geri adım atıyor diye ben halkımın fedakarlığını bir kenara mı koyacağım. Bunu benden beklemeyin. Halkımı savunmaktan geri adım atmam. Biz devrimci mücadeleye başlarken o ülkelere güvenmedik. Kargo uçağıyla Moskova’ya giden biri Esad. Devlet başkanı böyle gider mi? Bir savaş suçlusunun normalleştirilmesine karşıyım. Rusya ve İran, Suriye’nin yeniden eskisi gibi olabileceğini zannediyor. Farklı bir siyasi süreç var artık. Anayasa Komisyonu var. Astana sürecinde de bunlar gündeme geliyor.

  • Astana süreci neden tıkandı? İdlib’deki durum sebebiyle mi?

Astana bitmiş değil. Gerginliği azaltma süreci devam ediyor. Önümüzdeki haftalarda garantörler arasında toplantılar yeniden yapılacak.

'HTŞ'YE KARŞIYIZ AYNI KİŞİLERE KARŞI SAVAŞIYORUZ'

  • Bir konuşmanızda Heyetül Tahrir Şam’ın (HTŞ) İdlib’i elinizden aldığını bu yüzden onlarla çatıştığınızı açıklamıştınız. Şu anda HTŞ’yle temasınız ne seviyede?

HTŞ’yle asla bir yakınlığımız, temasımız yok. Ama oradaki vatandaşlar Suriyeli olduğu için Eğitim ve Sağlık Müdürlüğü Geçici Hükümet’e bağlı.

  • HTŞ’nin yönettiği İdlib vilayetinde iki müdürlüğü siz mi yönetiyorsunuz? Bu birlikte yönetmek değil mi?

Asla. Suriyelilere hizmet götürüyoruz. İki buçuk milyon insana eğitim ve sağlık hizmeti sunuyoruz. Onları yardımsız, çaresiz bırakmıyoruz. PKK/PYD’nin kontrolü altındaki Suriyelileri onlara bırakmadığımız gibi İdlib’de de aynı şekilde davranıyoruz.

  • Az önce HTŞ’yle hiçbir temasımız yok demiştiniz? Şimdi onların yönetimi altında iki müdürlük bize bağlı diyorsunuz?

Hizmetlerimizin hiçbirinden terör örgütleri faydalanmıyor. Buna izin vermiyoruz. Biz Suriye halkının tamamını temsil ediyoruz ve onlara hizmet ediyoruz.

  • HTŞ’yle Milli Ordu birleşenleri arasında yakın zamanda bir silahlı çatışma oldu mu?

Biz cephelerde zaten birlikte savaşıyoruz.

  • Kime karşı?

Rejime karşı, Ruslara karşı! Cephelerde onların da bizim de operasyon odalarımız var. Biz radikal grupların tamamına karşıyız. HTŞ’ye de karşıyız. Biz ılımlı muhalifiz.

  • PKK’ya karşı Şam yönetimiyle birlikte hareket eder misiniz sorumuza ‘Bunun bizden beklenmemesi lazım. Rejimin eli kanlı’ dediniz ama şimdi rejime karşı HTŞ’yle cephe birliği içinde olduğunuzu söylüyorsunuz?

Biz rejime ve PKK’ya karşı mücadele ediyoruz. Cephede radikal gruplara destek vermeyiz. Onlara karşıyız!

  • HTŞ’yi neden İdlib’te temizlemediniz o zaman?

Milli Ordu’yu Ruslar bombalıyor, rejim bombalıyor, PKK’yla savaşıyoruz. DEAŞ’la mücadele ediyoruz. Her şeyin bir sırası var. Her gün 20-30 tane şehit veriyoruz.

'BÖLGEYE TÜRKİYESİZ BARIŞ GELMEZ'

  • Suriye’den hacca gidecek kişileri sizin başında bulunduğunuz komisyon Suudi Arabistan’la görüşerek belirliyor. Şam yönetimi altında yaşayan kişiler de sizin komisyondan hac izni alabiliyor mu?

Alabiliyor. Suriye Hac Yüksek Komisyonu Başkanlığı da yapıyorum. Bu konu siyaset dışı. Suriyelilerin hacca gitmesi için tüm organizasyonu biz yapıyoruz. Rejimden isimleri alıyoruz, işlemleri yapıyoruz.

  • Burada Gaziantep’te mi?

Hayır. Ürdün ve Lübnan’daki ofislerimizde yapıyoruz.

  • Madem böyle bir idari mekanizmanız var. Suriye yönetimi hazır af ilan etmişken, siyasi çözümün önünü açmak ve Türkiye’deki sığınmacı basıncını azaltmak için Şam yönetimiyle hac planı yaptığınız gibi geri dönüş planı da yapılamaz mı?

Siz rejimin bu insanları katletmeyeceğinin, hapse atmayacağının garantisini verebilir misiniz?

  • Af ilan edildi.

Af ‘step by step’ın bir adımıdır. Uluslararası toplumun 2254 nolu kararına çalım atmak istiyorlar. Rejimi şirinleştirme adımı bunlar. (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 18 Aralık 2015'te oy birliği ile kabul ettiği bir karar. Kararda, Suriye'de acil bir ateşkesin sağlanması ve ülkede siyasi çözüme ulaşılması çağrısı yapılmaktadır.)

'ANLAŞMAK İSTERİZ, BOZARLAR ÇOK AKTÖR VAR'

  • Kapıyı tamamen kapatıyor musunuz?

Kapatmıyorum. Ama şunu soruyorum: Kim buna garantör olur? Rusya iki sene önce Şam’da konferans yaptı iki kez. Sonuç alabildiler mi? Alamazlar. İnsanlar yaşam garantisi göremiyor. Ölüme mi itelim insanları. Suçlu böyle seri katil olur. Cezasız kaldı ve yenisini de yapar. Bu mesele çok derin ve çok boyutlu. Diyelim ki biz Suriye’yle anlaşmak istedik. Siz arabuluculuk yaptınız. Diğer devletler bunu bozmak ister. Çok aktör var Suriye’de. Öyle kolay değil. Ama şunu bilin bu rejim asla Türkiye’nin çıkarına gelen bir şey yapmaz. Varsayalım dediğiniz gibi başka bir iktidar geldi Türkiye’nin başına ve Esad’la barıştı. Ne değişir?

  • Gaziantep’te ayrı bir iktidar odağı olmaz o zaman.

Belki burada bir binamız olmaz doğru ama bu mücadele devam eder. Bu mücadeleyi devletler yaratmadı. Halk ayaklanırken acaba arkamda kim durur diye bakmadı. Mücadele devam eder elbette. Suriye’de ordu mu kaldı? İran ve Rusya olmasa rejim ayakta kalamaz. Ben gerçekçiyim. Bölgeye Türkiyesiz barış gelmez ama Türkiye’nin barış getirmesine de öyle kolay izin vermezler. Bu kadar olaydan sonra geriye dönüş olmaz. Türkiye’nin bir stratejisinin olmadığını düşünmeyin.

'ESKİ SURİYE'YE DÖNÜŞ YOK'

  • İlhakı mı kastediyorsunuz?

İlhak değil. Siyasi çözümü kastediyorum. Türkiye’den bir yetkili bile ilhak demedi şu ana kadar. Suriye’nin toprak birliğini savunuyoruz. Ama Türkiye sınırında terör örgütlerine izin vermeyeceğini ilan etti. Türkiye’nin Suriye politikasında hiçbir değişiklik yok. Türkiye’nin iç siyasetine girmek istemiyorum. Siz şimdi beni bu yönde konuşmaya zorluyorsunuz. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı’yken bile buna dikkat ediyordum. Grubunuzu yakından takip ederim. Televizyonda sizi izledim birkaç kez. Net konuşuyorsunuz. Ben de net söyleyeyim: Çözüm sizin söylediğiniz gibi kolay değil. Bir stratejinin değişmesi ve uygulanması en az beş sene sürer. Kağıt üzerine yazarsın ama sahada yapamazsın.

  • Hatay’da Bayırbucak Türkmen Derneği Başkanı geçen hafta Aydınlık’a konuştu, ‘Suriye’yle anlaşırsak topraklarımıza dönebiliriz’ dedi.

Ben Suriye Geçici Hükümetinin Başbakanıyım. Bir tane dernek öyle düşünüyormuş ne var bunda?

  • Türkmenlerin bir kısmı sizin gibi düşünmüyormuş demek ki?

Düşünsün. Suriyelilerin de bir bölümü böyle düşünebilir. Sahada olan gerçeği bilir. Ben sahadayım. Suriyeliyim. Şunu görmeniz gerekiyor. Eski Suriye’ye dönüş yok. Her şey değişti.

'SIĞINMACILAR İÇİN KAPI HERKESE AÇIK DİYE BİR ŞEY YOK'

  • Sığınmacılar temel gündem maddelerinden biri oldu. Ekonomik krizin ağırlığının günlük yaşamda daha fazla hissedilmesiyle birlikte huzursuzluk artıyor. Hükümetinizin sığınmacıların geri dönüşüyle ilgili bir yol haritası var mı?

Sığınmacılara yönelik saldırgan tutum çok üzücü. Her ülkenin kendine yönelik projesi vardır. Bin yıllık köklü bir devlet yapısına sahip Türkiye. Her adımın bir derinliği var. Sığınmacıların ekonomiyi çökerttiğini iddia edenler kargaşa yaratmaya çalışıyor. Bu siyasetçilerin bir kısmını çok yakından tanıyorum. Yanlış yapıyorlar. Dünyanın her yerinde ekonomi kötü olduğunda ilk suçlu her zaman yabancılar oluyor. Almanya’nın, ABD’nin, Fransa’nın yabancılara davranışıyla Türkiye’nin tutumu elbette birbirine benzemiyor. Türkler kucaklayıcı bir millettir. Osmanlı Devleti bu sayede 600 yıl ayakta kaldı. Sosyal medyanın insanları yönettiğini görüyorum. Siyasiler sosyal medyadaki yalanlardan uzak duracağına oradaki yalanları yayıyor şu anda.

'NEDEN ŞİMDİ UYUMSUZLUK ÖNE ÇIKARILIYOR?'

  • Sosyal medyada yayılan bir klipte Suriyelilerin Türkiye’yi işgal ettiği iddia ediliyor. İşgal kuvveti olduğunuz yönündeki açıklamalar, videolar, klipler yüzbinlerce kez paylaşılıyor.

Ben Suriyeliyim. Suriye’nin geleceği için mücadele ediyorum. Ama Türkmenim ve bu yüzden her zaman Türkiye’nin çıkarlarını da göz önünde tutarım. 900 km’lik sınırımız var Türkiye’yle. Bağlarımız çok kuvvetli. Ne oldu da şimdi 10 sene sonra bir anda ‘uyumsuzluk’ öne çıkarılmaya başlandı. Belki bazı kontrolsüz durumlar olmuştur ama artık onlar aşıldı. Her olumsuz durumu yabancıların üzerine atmak doğru değil. Türkiye geçici koruma verdi. Şartlar değişince gidecekler. Ben sürekli kamplara gidiyorum. Yardım ulaşmayan, resmi olmayan kamplara da gidiyorum. 10 bin 300 aileye ulaştık. Afrin’den Resulayn’a kadar. Gidin şartlarına bakın. Aile fertlerinin çoğunu kaybetmiş insanlar yardımsız yaşıyor. Vatandaşlık dağıtılıyor bilgisi de yanlış. Türkiye rakamları açıkladı. Böyle istila mı olur? Türkiye bir kanun devleti. Ben Türkmen gençler için okul izinlerini bile almakta zorlanıyorum. Anlatıldığı gibi ‘kapı açık herkes içeri giriyor, al sana yardım’ gibi bir durum yok.

'TÜRKİYE EMPERYALİZMİN PLANLARINA KARŞI SİGORTA'

  • Türkiye’nin kaynaklarının bir bölümü sonuçta Suriye’deki soruna ayrılmış olmuyor mu?

Madem parasal konuşulacak o zaman kar zarar hesabı yapılsın. Katkıları da konuşalım. Bütçeyi, bilançoyu ele alalım. Ben ekonomistim. Suriyelilerin ticarette, işçilikte, sermayede yaptığı katkıların konuşulması lazım. Devamlı giderleri hesaplarsanız o zaman hep zarar anlatırsınız. Türkiye emperyalizmin, İsrail’in planlarına karşı sigortadır. Bölgeye istikrar Türkiye’yle gelir. Suriye’de ABD var, Ruslar var, İran var, Fransa var, birçok ülke var. Hangi birinin askerini Mehmetçikle yan yana koyabilirsiniz. Türkiye ve Türk milletinin özelliklerini bilmeyenler düşmanlık yayıyor. PKK’ya gözünü kapatanlar Suriyeli sığınmacıları gündeme getiriyor. Bu sorun kalıcı değil. Dönemsel olarak öne çıkarılıyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 milyon sığınmacıyı topraklarına geri göndereceğiz dedi. Hükümetiniz bu açıklamayı nasıl yorumladı?

Destek veriyoruz. Planlamanın içindeyiz. Ama bu kesin çözüm değil. Mülteci, evi güvenliyse geri döner. Suriye’de böyle bir ortam var mı? PKK zulmünden kaçan Arap ve Türkmenleri teröristlerin eline mi verelim! Evleri yerle bir oldu.

  • ‘1 milyon’ açıklaması için mi söylüyorsunuz bunu?

Hayır. Bu ayrı bir proje. Hatta eski bir proje. Barış Pınar Harekatı olmadan önce planlandı. 2013’ten beri Türkiye bunu söylüyor. Eğer bu yapılabilseydi botları şişlendiği için boğulan mültecileri görmeyecektik.

  • 1 milyon insanın güvenliğini, gıdasını, eğitimini sağlayacak kaynaklarınız var mı? Kim üstlenecek bu gideri?

Altyapısını hazırlıyoruz şimdi. Ortam şu anda daha müsait. DEAŞ'tan, PKK’dan temizledikçe saha güvenli oluyor. İstikrar sağlanıyor. PKK artık bomba yüklü araç sokamıyor en fazla füze atarak tehdit etmeye çalışıyor. Pazar yeri havaya uçan yere insan gelir mi? Gelmez. İstikrar sağlarsak insanlar döner. Biz istikrar sağlıyoruz. Sığınmacı düşmanlığı yapanlar bunu görmeli. Ama köklü çözüm siyasi çözümdür. Cenevre’de Birleşmiş Milletler gözetiminde görüşmeler yapıyoruz. Anayasa müzakereleri devam ediyor. Bunun sonuca varması lazım. 500 bin insan benim bölgeme döndü. Dönüşleri yapıyoruz. Güvenliği sağlıyoruz. Kapılardan günde 300 kişi gönüllü olarak dönüş yapıyor. Dün Tel Abyad’dan bilgi aldım. Sayı her geçen gün artıyor.

Sonraki Haber