Geleceğin enerji devrimi
Geleceğin enerji devrimi
Köleci toplumda el değirmeni vardı. Burada enerji kaynağı insan bedeni ve kol gücüdür. Tarım devriminde su değirmenini görüyoruz, kol gücünün yerini artık nehirin akım gücü almıştır. Doğanın canlı kaynakları, insanın icat ettiği mekanizmaları tetikliyor. Bu sıçrama insan, doğa ve teknolojinin uyumlu ilerlemesini, ayrıca dünyada yaşamın ve sosyalleşmenin de, devamlılığını sağlar. Sanayi devriminden bu yana enerji, toplumsal üretimin olmazsa olmaz koşuludur. Kaynaktan hammaddeye, üretimden dağıtıma ve satıştan tüketime varan süreçlerin tamamlanması, ancak enerjiyle mümkündür. Metanın yer değişimine, paranın sirkülâsyonuna, insanların haberleşmesine ve ulaşıma yine enerji lazım. Üretim araçları kimin elinde olursa olsun, enerji hatları kesildiğinde, yönetici sınıfın düzeni de sarsılır. Bugün Batı gündeminin başında, elektrik enerjisinin kıtlığından ve olası kesintilerden söz ediliyor. Avrupa’daki hükümetler endişeli ve panik içerisinde. Peki tamamlanmış teknik alt yapılarda enerji kıtlığı ya da elektrik kesintisi olabilir mi? Hayır! Kıtlık yapaydır ve bu durum sadece borsa spekülasyonlarına yarar. Yani küresel sermayenin enerji tekelleri kâr üstüne kâr yapmakta. Çünkü bir metanın uygun döneme kadar bekletilip, sonra daha yüksek değerle piyasaya sunulması için, yapay kıtlık gereklidir. Ve vatandaşlar yüksek faturalarla bunu ödüyor. Ancak elektrik bir meta mıdır? Yani borsada bekletilebilir mi? Elektrik enerjisinin kendisi kıt değildir ki. Jeneratör döndüğü sürece, akım ve gerilim üretiliyor ve sonsuza dek elektrik mevcuttur. Kıtlık, jeneratörün giriş tarafındaki mekanizmayı hareketlendiren, doğal kaynaklardadır. Yani mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren hammaddelere, sürekli ihtiyaç var. Dolaysıyla doğanın kömürü, suyu, gazı, fosilleri vs. ‘sonsuza’ dek sömürülmesi gerekmektedir. Yani bu mantığa göre, sonsuz kaynak lazım. Su kaynakları ‘sonsuz’ olabilir, ancak kuraklık sebebiyle nehir seviyelerinin değişimi, barajda biriken miktarı olumsuz etkileyebilir ve Hidroelektrik santralinin ihtiyacını karşılamayabilir. Diğer yandan alternatif denilen rüzgâr ve güneş enerjisi vs. sonsuz mu? İklim değişimi havanın gerekli gücünü ve rüzgâr türbinlerin dönmesini olumsuz etkileyebilir. Veya güneşin solar panellere yüklenmesindeki ısısını azaltabilir. Her durumda doğal kaynak olmadan, mevcut teknolojiyle mekanik enerji ve elektrik üretilemiyor. Çünkü içinde bulunduğumuz toplumsal düzenin temeli, böyle kurgulanmış. Yıllar önce Avusturya’nın Yeşiller Partisi “bizim şehrimiz Pyongyang olmayacak” söylemiyle, Kuzey Kore’nin enerji tasarrufunu ‘diktatörlükle’ suçluyordu. Beğenmedikleri Sovyetler Birliği 1920’lerde Elektrifikasyon devrimini başlatarak, dünyanın en büyük coğrafyasını elektrikle beslemişti. AB’nin sistem partilerine şimdi ne oldu da, halka enerji tasarrufunu ‘dikte’ ediyorlar? Üretim fazlası ve anarşisi değişmeden, hangi tasarruf mümkün? Kapitalizmin sınırsız büyüme hırsı, doğal kaynakların ‘sınırsız’ olmasını gerektiriyor. Dolaysıyla kaynak kıtlığı önce kârı yükseltir, sonra serbest piyasanın baş aşağı gitmesine ve bir gün kaynakların tükenmesiyle kapitalizmin yıkımını getirir. 300 yıllık bu ‘küresel olağanüstü hal’ durumunu, artık sorgulamak ve aşmak, zorunluluk haline geliyor. Bundan dolayı ‘sürdürebilirlik’ hedefi, devletlerin başlıca ödevleri arasındadır. Batı sisteminin mevcut ‘enerji krizi’ bu sorunun alternatifini ve çözümünü de, geleceğin kamucu uygarlığına dayatıyor. Enerjide yeni bir dönüm noktasına ihtiyaç var. Ve geleceğin “Enerji Devrimi” ancak kamucu uygarlığın yükselişiyle gerçekleşebilir.
21.yüzyılda insanlığın önüne şu seçenek çıkıyor: Doğa sömürüsünden ve doğal kaynaklardan bağımsız, elektrik üretimi yani Enerji Devrimi! Sürdürülebilirlik, ancak bu devrimle anlam kazanır.
21.yüzyılda sonsuz enerji mümkün mü? Yerin altında, veya üstünde ve hatta gökyüzünde sonsuz enerji bulma olanağı var mı? Gökyüzü, bu araları dijital tekellerin odak noktasında. 20.yüzyılda, büyük deha Nikola Tesla’nın ‘kablosuz enerji’ devriminin önünü kesen küresel sermaye, günümüzde stratosferden ‘boş alan enerjisi’ arayışına soyunuyor. Çünkü geçen yüzyılın odak noktası, ayak bastığımız toprağın altındaki madenlerdi. O dönemde petrol, otomobil ve silah sanayini elinde bulunduran tekelci sermaye oligarşisi, kablolu elektrik iletişimine yatırımını yapar. Ancak günümüzdeki dijital tekellerin zayıf halkası, yeryüzündeki ulusal devletlerin sahasında üretilen elektrik enerjisine bağımlı olmalarıdır. Dolaysıyla kamucu müdahaleler, ihtiyaç oldukları besleme kaynaklarını bir gün kesebilir. Bu sebepten dijital tekellerin toprak satın alma, özerk bölgeler inşa etme ve gökyüzünde emperyal kuvvet olma rekabeti başlamıştır. Yörüngeye fırlatılan ve gezegeni kaplayan binlerce uydu neyin nesi? Dijital tekellerin gökyüzü istilası, ileride dünya kamuoyunu yakından meşgul edecektir.
Şimdi geleceğin Enerji Devrimi’ne bir projeksiyon yapalım. Sonsuz enerji demiştik.Yeraltı sıcaklığının veya havanın elektrik enerjisine dönüştürülmesi mümkün mü? Ya da dışarıdaki soğuk hava pencere aracılığıyla sıcak havaya dönüştürülebilir mi ve bu ‘ısıtma’ yöntemi ekonomik olabilir mi? Kuşkusuz insan zekâsı bunun üzerine çalışmasını sürdürecektir. Ancak yapay zekânın desteğiyle herhangi bir doğal kaynağa gerek duymadan, elektrik enerjisi elde etmek, adım adım mümkün olacaktır. Bu aşamada mesela ‘sürekli dönen çark sistemi’ 21.yüzyılın enerji devrimini başarıya ulaştırabilir. Kamucu uygarlık, doğal kaynaklardan ve sömürüden bağımsız, kesintisiz enerji tasarlayan mucitleri, teşvik edecektir ve destekleyecektir. Kömüre, petrole, gaza, su kaynağına, hidrosantrallere, komşu ülkelere vs. ihtiyaç ve bağımlılık duymadan “kendiliğinden sürekli dönen çark” sistemi, pratikte uygulanacaktır. Devri daim teknolojisi yer çekim kanununa göre, jeneratörü kesintisiz çalıştırabilir. Nihayet her bölge ve her devlet, kendi yerel “kesintisiz enerji sistemini” inşa ederek, 21.yüzyılda küresel hegemonyadan kurtulabilir. Sonuç itibariyle, suyun başını tutan kalmayacaktır. Kimse kimseye bağımlı olmayacaktır ve paylaşım bölüşüm savaşlarıda böylece önlenebilir. Geleceğin enerji devrimi tünelin sonunda sürekli aydınlığa ilerleyecektir ve ortaçağ karanlığına geçit vermeyecektir. Çarkın sürekli dönmesi için, ilk dürtüş hareketini kamucu uygarlık ve çağın açılışını insanlık yapacaktır.