Gemiye SİHA konuşlandırma projesi dünyanın yakın takibinde
Türkiye’nin TCG Anadolu gemisinde S/İHA kullanacağını açıklaması diğer ülkelerin de dikkatini çekti. Bu gemileri üreten ancak bugüne kadar üzerine S/İHA koymayı planlamayan çok sayıda ülke Ankara’nın bu konudaki adımlarını yakın takibe aldı.
Son dönemlerde yerli ve milli savunma sanayii alanında en çok dikkati çeken konulardan biri de hiç şüphesiz TCG Anadolu’nun üzerine konuşlanacak uçar unsurlarla ilgili gelişmeler. ABD’nin tutumu nedeniyle TCG Anadolu’daki F-35 planını değiştiren Türkiye, yeni planlar üzerinde çalışmalarını sıklaştırdı.
Gelinen nokta itibarıyla TCG Anadolu’ya yerli ve milli S/İHA’ların çeşitli güncellemelerin ardından konuşlanabileceğini söylemek mümkün. Ayrıca BAYKAR Savunma tarafından TCG Anadolu’ya özel yeni bir platform üzerinde de çalışıldığı sır değil.
TCG Anadolu’nun üzerine S/İHA konuşlanması projesi sadece Türkiye’de değil başta İspanya olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde savunma sanayii uzmanları tarafından en çok tartışılan konulardan biri.
Peki neden İspanya özelinde ve Avrupa genelinde bu konu çok popüler bir hale geldi, Türkiye hangi adımlarıyla genel yaklaşımın dışına çıkıp ilginç çözümler üretiyor ve tüm bu süreçte bizi neler bekliyor? Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük’le bu soruların yanıtını konuştuk.
SURİYE VE KARABAĞ DÖNÜM NOKTASI OLDU
Fatih Mehmet Küçük öncelikle yukarıda bahsettiğimiz ‘Başta İspanya olmak üzere…” cümlesinin temel gerekçesine dikkat çekiyor. TCG Anadolu’nun yapımında İspanyol donanmasına ait Juan Carlos I (L61) gemisinin tasarımının örnek alındığını hatırlatan Küçük, “Yani çok benzer bir gemiyi İspanya uzun yıllardır kullanıyor” bilgisini paylaşıyor.
İspanya özelindeki detaylara geçmeden önce Türkiye’nin Bahar Kalkanı Harekatı ve Karabağ’daki desteğine işaret eden Küçük’e göre bu iki örnek olayda yerli ve milli SİHA’ların yaptıkları dünyada farklı tartışmaların da fitilini ateşledi.
DÜŞÜK MALİYET, HIZLI ÇÖZÜM
Bu tartışmaların farklı temelleri bulunduğunu ancak üzerinde durulması gereken asıl konunun “Türkiye’ye özgün bir harekat konsepti” olduğunu ifade eden Fatih Mehmet Küçük, mevcut çözümlerin farklı konseptlerde etkin olarak kullanılabilmesinin üzerinde duruyor.
Fatih Mehmet Küçük, “Daha düşük maliyetle çok hızlı ve başarılı çözümler üretebilmek” olarak tanımlanabilecek bu yeni yöntemin yabancı ülkeler arasında son derece dikkat çekici bir gelişme olduğunu ve Ankara’nın bu adımlarının ardından özellikle batılı ülkelerin insansız hava araçlarına daha farklı bir gözle bakmaya başladığını anlattı.
TÜRKİYE’NİN KAPISINI ÇALABİLİRLER
Sahadaki kullanımın ardından şimdi TCG Anadolu’da mevcut veya daha gelişmiş S/İHA kabiliyetlerinin kullanılmasının da büyük yankı uyandırdığını hatırlatan Küçük, “Elbette Anadolu’nun üretiminde iş birliği yaptığımız İspanya dahil olmak üzere bu sınıfta (LHD) gemi kullanıcı ülkelerin dikkatini çekecektir. İspanya’da bu tartışmaların ortaya çıkması, bu tür gemilere sahip ülkelerin S/İHA konusunda Türkiye’nin kapısını çalmaları sonucunu doğurabilir” dedi.
ALTERNATİFLER AZ, MALİYETLERİ YÜKSEK
Dünyada düz güverteli çok amaçlı amfibi gemilere yönelik ilginin son yıllarda arttığını ve artmaya devam edeceğini belirten Küçük, 18 ila 30-35 bin ton deplasmana sahip bu gemilerin genelde belirli bir kuvveti bir bölgeden farklı bir coğrafyaya aktarmak, taarruz etmesini sağlamak üzere tasarlandıklarına işaret ediyor.
Mevcut durumda söz konusu gemilerin üzerlerinde helikopterler konuşlandığını vurgulayan Küçük, bu gemilerde kullanılabilecek sabit kanatlı uçakların ilgi çekseler de gerek maliyetleri gerek teknolojik zorlukları nedeniyle pek alternatif olarak görülmediklerine değindi.
NATO ÜLKELERİ DUYARSIZ KALMAZ
Burada araya giriyor ve Türkiye’nin TCG Anadolu’dan S/İHA kaldırabilmesinin sahadan ziyade savunma sanayii politikalarına muhtemel etkilerini soruyoruz…
Küçük, ‘Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim” dedikten sonra bu durumun kesinlikle batılı ülkeler için ‘dikkat çekici’ olduğunu anlatarak, genel çerçeveye ilişkin görüşlerini paylaşıyor:
“Eğer aynı anda 5-10 adet gibi belirli bir sayının üstünde İHA’nın TCG Anadolu’dan kaldırılarak eş zamanlı operasyon icra etmesi sağlanırsa bu durum Batı ülkeleri başta olmak üzere bu tür gemi kullanan çok sayıda ülke için dikkat çekici olur.
Özellikle Türk Deniz Kuvvetlerinin bu konsepti bir muharebe ortamına uygulaması veya NATO tatbikatları gibi uluslararası tatbikatlarda sergilemesi durumunda bugün İngiltere’nin İHA alanında Türkiye’yi yakın markaja aldığı gibi çok sayıda ülke bu konuda Türkiye’yi incelemeye alır.”
KONSEPT OLUŞTURAN BİR ÜLKE KONUMUNA YÜKSELEBİLİRİZ
Fatih Mehmet Küçük’ün bu noktada dikkat çekmek istediği farklı bir husus daha oluyor… Küçük’e göre Türkiye’nin ‘SİHA Gemisi’nin ardından atacağı muhtemel bir diğer adım işi farklı bir boyuta taşıyabilir.
Gelecek dönemde Türkiye’nin uçak gemisi sahibi olmak gibi bir planı olduğunu anımsatan Küçük, “O platformda kullanılacak insanlı uçakların yanında yeni nesil yerli ve milli S/İHA’ları da görebiliriz. Peki bu ne demek? Deniz havacılığı konusunda pek de iddialı bir konumda olmayan Türkiye’nin bu alanda yeni konseptler oluşturan bir ülke konumuna yükselmesi demek… Ancak bu tür süreçlerin oldukça zorlu, maliyetli ve vakit alan bir yapısı olduğunu unutmamak gerekir.” şeklinde konuştu.
ASELSAN’IN PATENTİ İÇİN HENÜZ ERKEN
Konu TCG Anadolu ve üzerine konuşlanacak uçar unsurlar olunca geçtiğimiz gün medyaya yansıyan bir gelişmeye değinmeden haberi bitirmek istemiyoruz…Küçük’e ASELSAN’ın dikey iniş-kalkış yapabilen bir İHA patenti aldığı haberlerine yönelik görüşlerini soruyoruz.
ASELSAN’ın aldığı patentin birebir olarak uygulanıp uygulanamayacağı konusunu net olarak değerlendirmenin çok zor olduğunu anlatan Fatih Mehmet Küçük, ASELSAN’ın kavramsal olarak çalıştığı fazla ürün bulunduğunu ve bu şekilde planlanan ancak üzerinde çalışılmayan veya ürünleşmeyen çeşitli çalışmalar olduğunu hatırlatıyor.
“Dolayısı ile böyle bir İHA ile ilgili yorum yapmak ve/veya İHA üretilecek gibi net şeyleri okuyuculara yansıtmak doğru olmaz” diyen Fatih Mehmet Küçük, bu konuda yorum yapabilmek için daha fazla detay gerekli olduğu görüşünde…