Gençler çifte vatandaşlığı konuşuyor
Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde çifte vatandaşlık tartışılmaya devam ediliyor.
23 haziranda konunun Uyum Komisyonunda yeniden ele alınması öngörülüyor. Türk toplumunun çifte vatandaşlığa ilişkin görüşlerini yayınlamayı sürdürüyoruz. Bu hafta gençlerin görüşlerini sunuyoruz.
‘YEREL SİYASET HAYATIMIZI BELİRLİYOR OY HAKKIMIZ BİLE YOK’
Eyüp Tuzkaya (Duisburg-Essen Üniversitesi Türk Öğrenciler Derneği Başkanı): Çifte vatandaşlık Almanya’daki Türklerin sırf hakkı değil, geleceği demektir! Göç hikayemizin 60. yılını aşmamıza rağmen, artık ikinci memleket diye tanımladığımız Almanya’da Türklere yönelik haksızlıklar ve uyum tartışmaları sürekli gündemde.
60 yıldır devlet dairelerinde, okullarda, sokakta ve medyada yüz yüze kaldığımız olumsuz olaylara karşı ne yaptık? Uzun vadeli çözüm arayışlarına çok nadir rastlarız. Eylemler, yürüyüşler, şikayetler elbet ses getirir, ancak sizin hakkınızı devlet bazında temsil eden yoksa, siz toplum olarak sürekli ayrımcılığa maruz kalmaya hükümlüsünüz.
Almanya’daki Türk toplumu devirmiş olduğu bu 60 yıllık zaman diliminde maalesef ne yeterince kendi haklarını savunmuştur ne de haklarını savunacak kişiler yetiştirmiştir. Yıllardır dile getirilen çifte vatandaşlık hakkının edinilememiş olması, bu duyarsızlığın en belirgin örneklerinden biri. Avrupa Birliği vatandaşları ile aynı vergileri ödeyen ve aynı anayasaya uyan Türk vatandaşları yaşadıkları kentlerde yerel seçimlerde ne demokrasiye oy ile ne de meclis üyesi olarak katkıda bulanabiliyor. Dolaysıyla Türk vatandaşları uzun yıllardır oturdukları şehirlerde ve mahallelerde herhangi bir söz hakkına sahip değiller. Özellikle genç nesiller yerel siyasetten ve gelişmelerden uzak kalıyor, yaşadığı toplumla özdeşleşemiyor.
Demokrasinin temeli yerel meclistir. Eğer gelecek nesillerin Türk kültürünü ve dilini unutamadan iki ülke ile de bağdaşmalarını istiyorsak, bunun tek yolu demokratik katılımdır. Çoğu kez fark etmesek bile, bizleri asıl ilgilendiren ve etkileyen konular hayatımızın odak noktası olan şehirlerde gerçekleşmekte. Anaokulunun aidatı, yeni yerleşim alanların tahsisi gibi hayatımızın önemli kısmını yerel siyaset belirliyor ve bu nedenle çifte vatandaşlık Türk toplumun vazgeçilmez bir hakkıdır.
‘AVANTAJ SAĞLAYAN BİR HAK’
Devrim Sevindik (Öncü Gençlik Dortmund Temsilcisi): 1996 yılında ailem beni Alman vatandaşlığına geçirdi. Ben daha sonra Türk vatandaşlığına geçmek istediğimde, konsolosluk yetkilileri bana Alman makamlarına başvurmamı söylediler. Bunun üzerine yabancılar dairesine gittim… Bugün çifte vatandaş olamıyorum.
Çifte vatandaşlık bir haktır ve bu hak toplumumuz için önemli avantajlar içeriyor. Tartışmalara artık bir hareketlilik gelmesi gerekiyor. Özellikle gençlik için çifte vatandaşlığa izin verilmemesi bir adaletsizlik. Çifte vatandaşlık uyum açısından önemli. Alman vatandaşlığına geçen çoğu kişi Türkiye’ye yönelik sevgisini ve bağını yitirmedi. Almanya’nın bu gerçeği görüp tercih zorunluluğunu kaldırması gerekiyor. Çifte vatandaşlık hem vatandaşlar açısından kolaylıklar sağlayacaktır hem de bu resmi bağlılık sayesinde iki ülke ilişkilerini de güçlendirecektir.
‘AİDİYET DUYGUSUNU İKİ YÖNLÜ GÜÇLENDİRİR’
Gökçe Avcı (TGB Dortmund Temsilcsi): Almanya'da yaşayan Türkler artık üçüncü nesil dahi olsa hâlâ vatanları olarak Türkiye'yi görüyor ve Türk kültürünü benimsiyor. Almanya'da veya Avrupa'da yaşayan Türklerin Türk vatandaşlığına sahip olmaları bu aidiyet duygusunu güçlendirecektir. Özellikle gençler arasında çifte vatandaşlık hakkına sahip olanlar bundan faydalanmaktan çekinmiyor. Türk vatandaşlığı aidiyet duygusunu güçlendirirken Alman vatandaşlığı, Türklerin Alman siyasetinde söz hakkına sahip olmasını sağlıyor ve bu alanda aktif olabilmelerinin önünü açıyor. İki ülkenin siyasi kararları/tutumu/etkileri birbirinden bağımsız düşünülemeyeceği için konunun ayrı bir önem taşıdığı malûm. Bu yüzden mutlaka çifte vatandaşlığa izin verilmesi gerekiyor.
Detaylı bilgi Almanya vize web sitesinde bulabilirsiniz: https://www.germany-visa.org/german-citizenship/dual-citizenship/