Gençleri barınma bunalımı sardı

Gençlik önündeki bugün başlıca sorunu barınma! Üniversite gençliği, yarınlarımızın büyük umudu. Vatan savunmasında, gençlik ve kadın mücadelesinde gözbebeklerimiz. Üniversitelerin başlayacağı şu günlerde çektikleri sıkıntıya ortağız, yetkililere seslerini duyuruyoruz

Türkiye’de büyükşehirlerde ve özellikle de İstanbul’da üniversiteyi yeni kazanan öğrencilerin hevesi kursaklarında kaldı. Gittikçe artan barınma sorunu hem ailelerin hem de öğrencilerin sevinlerini yarım bıraktı. Öğrenciler uzak yerlerden güzel gelecek hayallerini gerçekleştirmak için gelirken kimisi çözülmeyen yurt krizi nedeniyle geri dönüp, okumaktan vazgeçiyor. ‘Arttırılan yurt kapasiteleri’ gibi geçici öneriler işe yarıyor mu? İstanbul’un gözde okullarındaki öğrenciler bile dertli. Boğaziçi Üniversitesi’nden bir kız bir erkek öğrenci liderini dinleyelim…

YURTLAR TOPLAMA KAMPI GİBİ

Gökalp Erbaş - Boğaziçi Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü Başkanı:

“Geçen senelerden beri her sene derinleşen kira ve yurt kriziyle beraber çok fazla başarılı öğrencinin salt ekonomik sebeplerle İstanbul’da iyi üniversitelerde okuyamadığını biliyoruz. Devlet ve özel yurtlar İstanbul’da öğrencilerin en büyük dayanaklarından. Şimdi okulların açılmasına 3 haftadan çok kalmışken bile yurtların çoğu dolu. Üstelik aylık ücreti 30 bin TL’ye varabilen yurtlar bunlar. Boğaziçi Üniversitesi’nde ise çok daha vahim bir durum söz konusu. Depreme dayanaklı olmadığı için yıkılan üniversite yurtlarıyla beraber dönem başında 1000’den fazla öğrenci yurtsuz kalacak. Okul yönetiminin bu konuda hiçbir çözümü yok henüz. Açıkta kalan öğrencilerin ancak yüzde onuna yer sağlamak içinse öğrenci kulüplerinin odalarına el koydular. Ancak hala yüzlerce öğrenci için bir çözüm yok. Üstelik kulüplerin elinden alınan odalar üç katta ranzalarla doldurulmuş vaziyette. Toplama kamplarını andıran bu gayriinsani şartlarda bilimsel, akademik çalışma yapmaya çalışacak Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri. Son tabloda hem Boğaziçi Üniversitesi’nin kulüp kültürü büyük bir zarar gördü hem de öğrencileri açıkta kaldı. Bu konuda acil bir devlet müdahalesi de gerekiyor elbet. Bir devlet üniversitesinde bu manzaraların yaşanması kabul edilebilir değil. Kısa zamanda geçici ve kalıcı kısa ve uzun vadede çözümler getiren çok katmanlı planlar yapılmalı. Gerekirse boşluğu olan özel yurtların kapasiteleri dönemlik olarak devlet tarafından kiralanmalı. Pandemi ve deprem felaketlerinden sonra büyük zararlar gören yükseköğretim böyle hayati hatalarla da birlikte birkaç nesilin geri döndürülemez zararlar görmesine sebebiyet verebilir.”

BARINMA HAKKIMIZI İSTİYORUZ

Ebda Okutur - TGB Genel Başkan Yardımcısı Eğitim, gençliği şekillendirmek, yarının toplumunu yaratmak için en önemli araçlardan biridir. Üniversite çağındaki bir gence "başımı sokacak bir yurt bulamayacağım" kaygısını yaşatmak, bu misyonu alamamış bir sistemimiz olduğunu gösteriyor. Barınma konusu eğitim hakkı içerisinde öğrenciye sağlanması gereken bir ihtiyaçtır. Eğitim hakkından yararlanırken yurtsuz kalmak diye bir gerçek, büyük bir çarpıklığı ortaya koymaktadır. Eğitim alma hakkına sahip olan biz gençlerin doğal olarak barınma ihtiyacının da karşılanmış olması gerekir.

Barınma meselesini eğitim sistemi içerisinde bu şekilde konumlandırmayan bir sistemle karşı karşıya geliyoruz. Bu sene üniversiteye yerleşecek arkadaşlarımızın tercihlerinde kira ve yurt sorunundan kaynaklı aile evinden ayrılmamanın öncelikli hale geldiğini gördük. Bir öğrencinin nitelik eğitim alma kaygısından daha büyük kaygıyla karşılaştık: Yurtsuz kalmak. Gençliğin bu kaygılara tepkisiz kalması mümkün değil. Zaten sınav kaygısıyla en az bir senesini geçirmiş artık emeğinin karşılığını almaya giden bir gence "sana kalacak yer veremiyoruz" demek -üniversiteye yerleşen kişi sayısı ile devlet yurdu kişi kapasitesi arasındaki fark bunu demektir- haksızlıktır. TGB, bu haksızlığa karşı mücadelenin bayrağını çekti. Barınma, öğrencinin temel hakkıdır: Yetkilileri, bunu hatırlamaya çağırıyoruz. En kısa zamanda kalıcı çözüm bulmasını talep ediyoruz.”

Sonraki Haber