Gençliğin yüzündeki tebessüm: Kemal Ağralı

Gençlik onun için bir güneş ışığıydı. Ne zaman birkaç genç yanında olsa bir çiçek gibi açar, umut dolu olur hemen çalışmaya koyulurdu... Tam bağımsız ve çağdaş bir Türkiye için bütün hayatını mücadeleye verdi. Toprağı bol olsun

Gençlik onun için bir güneş ışığıydı. Ne zaman birkaç genç yanında olsa bir çiçek gibi açar, umut dolu olur hemen çalışmaya koyulurdu, ne zaman birkaç genç yanında toplansa umutsuzluğu hemen gidiverirdi. Hayatta üç önemli enerji kaynağı vardı: Tepeden tırnağa emekçi, Anadolu kadını eşi Mihriban teyze ve çocukları, Öncü Gençlik ve Partisi. Sosyalist Parti’nin kurulması için başvuruda bulunduğunda, “Sosyalizm mi kaldı Kemal’cim, kur bakalım” diyenlere kulak aldırmadı. Sosyalist Parti kurulduğunda Türk bayrağını partiye ilk asanlardandım diye heyecanla anlatırdı. Her zaman kötü günler için, partisi için “zula” yaptığı parası vardı. Hiçbir zaman orta yolcu olmadı, FETÖ’cüler ve PKK’lılarla işbirliği tutan veya tavırsız kalan Sakarya’daki partiler ve derneklerle mücadele etti. Sözün kısası tam bağımsız ve çağdaş bir Türkiye için bütün hayatını mücadeleye verdi. Toprağı bol olsun...

1989 Sosyalist parti bölge toplantısından. Genel Başkan Doğu Perinçek,

Savaş hoca, Mehmet Esmer Kemal Ağralı, Mustafa Cerit.

GENÇLİK İLE BERABER MÜCADELE EDERDİ

Sakarya’da yerelde ve üniversitede yapılan büyük kitlesel eylemleri; rektörlük işgali, Cumhuriyet mitingleri, akil adam protestoları, yemekhane protestoları, Kemal Ağralı’nın elinden geçmiştir. Çünkü Kemal Ağralı, gençlikle yatar, gençlikle kalkardı ve gençliği bir perçin gibi bir arada tutan ideolojik mücadeleyi düzenli olarak gençliğe aşılardı.

Sabahlara kadar, gençler ile tarihsel materyalizm ve diyalektik tartışması yürütür, 80 öncesi sol içi tartışmaları anlatır, geçmişe hapsolmaz, günümüzün görevlerini ortaya koyardı. Öncü Gençliği “Gidin üniversite topluluklarından farklı görüşlerden öğrencilerle zaman geçirin, örgütleyin” diye eleştirirdi. Tayyip Erdoğan’ın Büyük Orta Doğu (BOP) Eşbaşkanı olduğu, açılım süreci dönemlerinde, Türk devriminin fay hatlarının buralardan kırılacağını işaret ederdi ve gençliğin önüne sürekli görevler koyardı.

Öncü Gençlik ile sadece siyasi bir ilişki kurmaz aynı zamanda özel hayatlarına kadar her şeyi sorar, espriler yapar ve yanında olurdu. Gençleri doğdukları yere göre kodlar, buluşmalarda “Çerkez, Ermeni, Karslı” gibi sıfatlar koyar, partiye gelenlerin yüzündeki tebessümün sebebi olurdu. Öyle ki Kemal Ağralı mücadelesi ile şakalarını öyle zeki bir şekilde birleştirirdi ki Mihriban teyze anılarında şunu anlatırdı: “Kemal abiniz beni iktidar olduğumuzda Oran sitesinde ev alacağım diye kandırdı, Oran sitesi kapandı fakat Kemal abinizin partiyi iktidara taşıma amacı hiç bitmedi.”

Ne zaman nezarete düşsek elinde Köfteci Hüseyin’den aldığı köfteler ile yanımıza gelir, nezaretten çıkana kadar ayrılmazdı. Bugün Öncü Gençlik ve Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Sakarya’dan çıkmış, hatta şu an Vatan Partisi’nin siyasetlerine cepheden tavır alan kiminle konuşursanız konuşun Kemal Ağralı’nın ölümüne ah etmiş, yüreği parçalanmıştır. Çünkü Kemal Ağralı yalnızca iyi bir il başkanı değil aynı zamanda iyi bir baba, dost ve arkadaştı. Kemal abinin her temas ettiği bir gençte bir anısı, şakası veya paylaşımı vardır.

Gençlere mücadelenin gerekliliğini ezbere dayalı değil, ideolojik zemininde anlatır, onları bu doğrultuda yetiştirirdi. Mücadeleyi hayatının merkezine koyar, yolda yürürken bile sağa sola bakıp parti için bina bulmaya çalışırdı, mücadeleye adanmış bir yaşam tarzı sürerdi. Her konuştuğu kişiden bir ilişki çıkarır, iletişime geçtiği kişiyi ya parti üyesi yapar ya da parti için aidat alırdı.

SON NEFESİNE KADAR VATANSEVERDİ

Daha önce Aydınlık Gazetesi’nde ön sayfalarda hep yazardı: “Son nefesine kadar Aydınlıkçı idi”, bazen derinden anlamazdık. Kemal abiyi kaybedince “son nefesine kadar partili ve vatansever” nedir onu anladım. Geçen ay, Kemal abiyi aradığımda sesi kötü geliyordu ve şunları söyledi:

“Utku ödentiler toplanamıyor, ödenti göndermen gerekiyor, parti aidatları ile ilgilen, arkadaşları ara. Tekrardan örgütlenmemiz ve büyümemiz lazım, organlarımızı; Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal’ı, güçlendirip halka kendimizi anlatmamız lazım, Onur ve Necati ile birlikte işlerinizi bitirin Türkiye’ye dönün, Türkiye’ye hizmet edin.” Öyle ki Kemal abi Sakarya’dan tedavisi için ayrılırken belki de hiç geri dönemeyeceğini öngörerek, bütün ilişkilerini, partinin kasasını son kuruşuna kadar bir sonraki kuşağa devretmişti.

Kemal Ağralı son nefesine kadar vatanseverdi. Öyle ki Öncü Gençlik ile konuşurken anılarında şöyle anlatıyor: “Sosyalist Parti’yi kurmak için başvuruda bulunduğumda, o dönem başvuyu alan kişi benimle dalga geçmiş “Sosyalizm mi kaldı Kemal’ciğim” demiş, hiç aldırmamıştım. Adapazarın’dan Sapanca’ya parti binasını açmak için omzuma bir masa yükledim, araba tuttum ve Sapanca’ya gittim, tek başına partiyi açtım. İlk işim parti binasına Türk bayrağı almak oldu.

O dönemde sol içinde Türk bayrağı tartışması vardı. Genel Başkanımız Doğu Perinçek parti binasında Türk bayrağını görünce beni tebrik etti.”
Kemal abi hiçbir zaman şehirde çıkar ilişkisi yumağında bulunan “eski solculardan, bölücülerden, salon Atatürkçülerinden” olmadı. 15 Temmuz Amerikancı darbesine tavır gösteremeyen “Atatürkçülere” en keskin şekilde tavır aldı.

Hiç unutmuyorum; hendek operasyonları olurken, gün ve gün Mehmetçiğimiz şehit düşerken Ayça Taşkent il başkanlığındaki CHP “savaşa dur” eylemlerini desteklemiş, Adapazarın’daki “Atatürkçüler” ise tavırsız şekilde kalarak adeta Türk milletine ihanet etmiş, Kemal Ağralı ise ömrü boyunca Sakarya’da hem gericilerle hem de bu ekiple mücadele etmiş, sözünü hiç esirgememişti.

BİZE DÜŞEN GÖREV

Üniversite yıllarımda, büyük zorlukların altında, yüzümüz gülümsüyor ise ve yüzümüzde bir tebessüm oluşuyor ise onun sebebi Kemal abi idi. Kemal abi yüzlerce genç yetiştirdi, gençlere vatanseverlik ve Kemalist devrim bilincini aşıladı. Büyük bir devrim sonrası kurulan bir ülkenin yeni kültür ve toplumun yaratıcısı gibiydi. Ekmeğini, evini, evindeki yatağını, sigarasını gençlikle paylaştı, paylaşarak dönüştürdü.

Geçtiğimiz yıl da Bayram Yurtçiçek, Abdurrahman Taşçı gibi önemli önderlerimizi kaybettik. Bizler onların yerini dolduracak çapta elbette hâlâ değiliz, fakat kırk fırın yemeye hazırız. Çünkü Türkiye, emperyalizme tavır alamayanlara, bölücülerle ittifak yapanlara, FETÖ kalıntılarına kalmaz, kalmayacak!

Not: Bu yazı dönemin Sakarya Öncü Gençlik üyeleri tarafından eklemeler ve düzeltmeler yapılarak kaleme alınmıştır. Binlerce kilometre öteden, büyük bir üzüntüyle Kemal abinin yakınlarına ve partimize baş sağlığı diliyorum. Eğilip bükülmeyen, yiğit bir devrimci Kemal abiye saygı ile anıyoruz. Toprağı bol olsun...

Sonraki Haber