Gençlik geleceğimiz üniversite geleceğe köprümüz

AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman itiraf ettiği gibi, Ak Parti iktidarı 18. yılı aşan iktidarında en çok kültürel alanda başarısız oldu. Ak Parti, İslamcı çevrelerin arzu ettiği dönüşümü bir türlü sağlayamadı.

Bu başarısızlığın esas nedeni laikliğin toplum içinde kök salmış olmasıdır.

Üniversitelerde yönetim değişiklikleri ile arzu ettiği hedefe ulaşamadı. Üniversiteleri yeniden yapılandırdı, büyük üniversiteleri kendine göre böldü. Başarılı üniversiteleri desteklemedi, tersine onları hırpaladı. İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere Cumhuriyet’in özene bezene geliştirdiği devlet üniversitelerini kastediyorum. Özel üniversiteler (vakıf?) ise istihdam yaratmaktan başka bir işe yaramadı. (Bir-iki istisna olabilir.)

Tek ölçü hayattır. Küresel salgında ülkeye yol gösteren uzmanların ezici çoğunluğu Cumhuriyet üniversiteleri mezunlarıdır. Onlar olmasaydı, halimiz nice olurdu?

Başarılı GATA’nın yerine kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi, bir yandan yetişmiş elemanları piyasadan toplarken, yeni olarak ne yapıyor? Ankara’daki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İstanbul’daki Medeniyet Üniversitesi vb. neye alternatif üniversitelerdir?

Ak Parti’nin hedefine ulaşamadığı açıktır. Ancak sistemi çok hırpaladığı da açıktır.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

Boğaziçi özellikli bir üniversitedir. Misyonerler tarafından kuruldu, geçmişte etnik, dinci bölüşümlere öncülük etti. Evet doğru. Yine de bir üniversitemizdir. Cumhuriyet’in onu neden kapatmadığını düşünmeliyiz. Dahası, atası Robert College’in yükselen ulusalcı dalgaya uygun olarak millileştirildiğini, Boğaziçi’ne dönüştürüldüğünü unutmamalıyız.

Evet, Boğaziçi liberal geleneklerden besleniyor, seçkinci tavırları koruyor. Pek çok alanda kozmopolit liberalizme ev sahipliği yapıyor. (En son örnek aralarında Türk düşmanı militanların da bulunduğu Ermeni konferansıdır.)

Bunlara rağmen Boğaziçi bir Türk Üniversitesidir. Vurarak, kırarak, yeni bölümler ekleyerek, yapısını değiştirerek, sonuç alınamaz.

BOĞAZİÇİ GENÇLİĞİNİN EYLEMİ

Boğaziçi’ndeki gençlik hareketi bir tepki hareketidir. İktidar bazı elemanlarını belediye seçimlerinde vb. değerlendiremediği zaman üniversite aklına geliyor.

Barışçı gösteriler anayasal güvence altındadır. Öğrencilerin-öğretim üyelerinin direnişi ses getirdi. Bunun sadece bir rektöre değil, sisteme yönelik protesto olduğu teslim edilmelidir. Sisteme, yanlış uygulamalara tepki, üç gün önce kurulan Bitlis Üniversitesi'nden gelemezdi.

Kadıköy’e, kimi kentlere, hatta Avrupa’ya taşan eylemlerin sorumlusu, Boğaziçi öğrencileri değildir. Terör konusunda bu kadar tecrübeli yetkililerden ve polisten daha dikkatli davranmalarını beklemek hakkımızdır.

Bazı öğrencilerin LGBT bayrağını dalgalandırmaları kuşkusuz hoş değildir ama net olalım özellikle kimi büyükşehir üniversitelerinde benzer durumlara tanık oluyoruz. Bunu bağırarak, çağırarak değil, esaslı bir ideolojik mücadele ile dönüştürebiliriz.

AYDINLARIN İDEOLOJİK SAVRULMALARI

Aydınların ideolojik savrulmaları ne yazık ki, sürüyor. 1980’lerde ülkenin başına bela olan “bırakınız yapsınlar” anlayışı belki de ekonomiden çok aydınlarda karşılık buldu. Kıbrıs’ı eli ile Avrupa’ya teslim eden, beş yaşındaki çocuğa neredeyse zorla İngilizce öğreten, Batı hayranlığını, “kapağı bir dışarı atabilsek” anlayışını yayan bu sistem ve bu sistemin sorumlularıdır.

Cumhuriyetçiler, devrimciler vatan-millet kimliğine düşman ideolojilerle mücadeleyi her alanda sürdürmek zorundadır.

Prof. Dr. Tülin Oygür yazdı: 'Üniversitenin özerkliği iç işleyiş belirler' OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
Sonraki Haber