Gladyo elemanının hedefi: Erdoğan ve Perinçek

Eski istihbaratçı Enver Altaylı’nın bilgisayarından ele geçirilen ve Altaylı’nın onayından sonra internet ortamında servis edildiği belirtilen “A SEARCH FOR TRUTH 15 July 2016 of Turkey 28 April 2017” başlıklı raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in hedef alındığı görüldü. Raporda, “15 Temmuz 2016 olaylarından faydalanarak milletin geleceğine ve ülkenin demokrasisine karşı oynanan sinsi ve kanunsuz oyunları da kınıyoruz. Sonuç olarak gözlemlerimize göre, ‘darbeye’ en çok ihtiyacı olan taraf Erdoğan ve Perinçek’tir. 15 Temmuz 2016 sonrasında yaşananlar ikisine de büyük yarar sağladı. Binlerce masum insan tutuklandı, ihraç edildi ve işkence gördü.” ifadelerinin yer aldığı belirtildi.

Hakkında “FETÖ üyeliği” ve “casusluk” suçlarından 23 yıl 4 ay hapis cezası verilen, cezası istinaftan geçen ve Yargıtay’da temyiz aşamasında olan Enver Altaylı’ya ait bilgisayarda, “A SEARCH FOR TRUTH 15 July 2016 of Turkey 28 April 2017” başlıklı 28 Nisan 2017 günü saat 17.52’de son değiştirme tarihli bir rapor çıktığı belirtilmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Enver Altaylı’nın da bu raporun hazırlanmasına katkı sunduğu belirtilirken Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava sürecinde savcılık esas hakkındaki mütalaasında bu rapora da değinmişti. Savcılık mütalaasında, “Dokümanın 28 Nisan 2017 tarihli olması, içeriği itibariyle ülkemizde yapılan darbe girişimi ve failleri hakkında yanıltıcı ve gerçekten uzak algı oluşturucu ifadeler içermesi, bu kapsamda örgüte yakın kişiler tarafından hazırlanıp, örgüte yakın Stockholm Center For Freedom isimli medya kuruluşu tarafından internet ortamında servis edildiğine dair araştırma raporları, söz konusu raporun yayınlanmadan önce sanıktan düzeltme veya danışmanlık konusunda bilgisine başvurulduğu, bu kapsamda söz konusu raporun sanığın onayından veya görüşünden sonra yayınlandığı” ifade edilmişti.

DARBECİLER MUHALİF GİBİ GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILDI

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüp karara bağlanan davanın ek klasörlerinde, bu raporla ilgili Emniyet TEM Şubenin 19 Eylül 2019 tarihli araştırma tutanağına da yer verildi. Araştırma tutanağında, Enver Altaylı’dan ele geçirildiği belirtilen raporun giriş bölümünde, “15 Temmuz 2016 gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları sokaklara çıktı, F-16’lar Ankara ve İstanbul semalarında havalandı, tanklar boğaz köprülerini kapattı. Muhaliflerin amacı, yönetime el koyarak devletin kurucusu Atatürk’ün getirdiği anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi, demokratik değerlerin yaşatılması olarak halka duyuruldu.” ifadelerinin yer aldığı belirtilirken, darbeci askerlerin muhalif asker olarak gösterilmeye çalışıldığı kaydedildi.

AKIN ÖZTÜRK’ÜN FOTOĞRAFI

Emniyetin araştırma tutanağında, “A SEARCH FOR TRUTH” başlıklı raporda, “Orduda mağdur edilenlere örnekler” başlıklı bölüm bulunduğu, bu bölümde Akın Öztürk’ün orgeneral rütbeli fotoğrafı verilerek, “Yüksek Askeri Şura üyesiydi ve emrinde hiçbir birlik yoktu” denildiği ifade edildi. Ayrıca, rapordaki “Bulguların özeti” bölümünde, “Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk tarafından laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak kuruldu. Erdoğan, 15 Temmuz 2016’dan çok önceden itibaren bu temel değerleri yıpratmış ve yargı, yasama ve yürütme gibi tüm erklerin kontrolünü eline geçirmeyi amaçlamıştır. Bu gidişin ülkeyi diktatörlüğe sürüklemesi kaçınılmazdır. Görünen o ki darbeci olduğu iddia edilen askerlerin asıl hedefi, ülkenin temel değerlerini ve demokratik temelinin yok edilmesine engel olmaktır.” ifadelerinin yer aldığı belirtildi.

TUTUKLANANLARDA ‘MASUM’ İNSAN DENİLDİ

Altaylı’nın hazırlanmasına katkı verdiği iddia edilen raporun sonuç bölümünde ise, “Demokratik bir hükümete karşı yapılan her türlü darbeye karşı olduğumuzu tekrar vurgulamak isteriz. Ancak aynı zamanda, 15 Temmuz 2016 olaylarından faydalanarak milletin geleceğine ve ülkenin demokrasisine karşı oynanan sinsi ve kanunsuz oyunları da kınıyoruz. Sonuç olarak gözlemlerimize göre, ‘darbeye’ en çok ihtiyacı olan taraf Erdoğan ve Perinçek’tir. 15 Temmuz 2016 sonrasında yaşananlar ikisine de büyük yarar sağladı. Binlerce masum insan tutuklandı, ihraç edildi ve işkence gördü. Türkiye’nin demokrasisi kademe kademe ortadan kaldırıldı.” ifadeleri yer aldı. Emniyet tarafından hazırlanan araştırma tutanağında raporla ilgili olarak, “Tüm raporun sadece sonuç kısmı okunduğunda sahte ve düzmece bilgilerden oluştuğu, tamamen dünya kamuoyundaki algı operasyonuna yönelik bir rapor hazırlayarak ‘kontrollü darbe’ söylemi ve 15 Temmuz 2016 tarihinde hain darbe girişimini ve o gün darbeye kahramanca göğüs geren Türk milletinin çabalarını itibarsızlaştırmaya yönelik bir çalışma olduğu net ve açık bir şekilde değerlendirilmektedir.” tespitlerine yer verildi.

GEREKÇELİ KARARDA YER ALMIŞTI

Enver Altaylı yargılandığı davada yaptığı savunmalarda, “Biraz izanı olan bir insan benim öyle bir belgeyi hazırlamayacağımı da düşünür, kesinlikle reddediyorum” demişti. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda ise, “Söz konusu raporun yayınlanmadan önce sanıktan düzeltme veya danışmanlık konusunda bilgisine başvurulduğu, bu kapsamda söz konusu raporun sanığın onayından veya görüşünden sonra yayınlandığı, bu kapsamda sanığın örgüt içerisinde karar alma mekanizması içerisinde yer aldığının kabulü gerektiği” kaydedilmişti.