Gönüllü biyologlar tanı için devrede

Beş uzmanlık derneğinin başlattığı çalışmayla 5 bin biyolog, uzmanlık gerektiren Kovid-19 testlerini yapmak üzere gönüllü oldu. Sağlık Bakanlığı, mevcut 73 laboratuvara, altı tanı merkezini daha ekledi. Gönüllüler, test kapasitesini artırmak amacıyla istihdam edilmeye başlandı.

Beş dernek, Kovid-19 tanısında kullanılan PCR testlerini yapmak amacıyla gönüllü çağrısında bulundu. 5 bin biyolog, test yüküne omuz vermek için gönüllü oldu. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) gönüllü listelerini istedi. 50’ye yakın gönüllünün, TÜSEB’in İstanbul Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nde test yapması planlanıyor. Ankara’da da Mamak’taki Aziz Sancar Araştırma Merkezi’nde benzeri bir çalışma yapılacak. TÜSEB ayrıca İzmir, Bursa, Gaziantep ve Adana’da kurulacak tanı merkezleri için biyologlara çağrıda bulundu.

Kovid-19 tanı laboratuvarı sayısı son üç hafta içinde hızla, ikiden 73’e çıktı. Ancak testi yapacak uzman sayısının az olması, test sonuçlarının uzun sürede çıkmasına neden oldu. Moleküler Biyoloji Derneği, Biyologlar Dayanışma Derneği, Türkiye Biyologlar Derneği, Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Derneği, Tıbbi Biyoloji ve Genetik Derneği bir araya gelerek PCR testleri için uzmanlık desteği verme kararı aldı. Dernekler sosyal medya üzerinden biyologlara gönüllü çağrısında bulundu.

10 kişiden oluşan ilk ekip geçen hafta İstanbul’da laboratuvarlarda testlerin daha hızlı sonuçlanması için destek verdi. Çağrı kısa zamanda ses getirdi gönüllü sayısı 5 bine ulaştı.

TÜSEB, derneklerden gönüllülerin listesini istedi. Mülakatlar yapıldı.

TÜSEB, biri kendi bünyesinde olan Ankara Mamak’taki Aziz Sancar Araştırma Merkezi ile İstanbul Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesini Kovid-19 laboratuvarına dönüştürdü. Hedef, 7/24 vardiya usulü çalışarak test kapasitesini artırmak.

50’ye yakın gönüllünün Ümraniye’de çalışması planlanıyor. Biyologlar, gruplar halinde eğitime alınıyorlar. Ankara’da Mamak’taki Aziz Sancar Araştırma Merkezi’nde de benzeri bir çalışma yürüyor. TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Adil Mardinoğlu, sosyal medya hesabından gönüllülere teşekkür etti.

ULUSAL DİRENİŞ

Moleküler Biyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören, Aydınlık’a yaptığı açıklamada “Gönüllü çalışmasında gözlerimizi yaşartacak samimi mesajlar aldık" dedi, "Pek çoğu da ‘Biz kaçırdık yeniden çağrı açacak mısınız?’ şeklindeydi. Biyolojik ajana karşı topyekun ulusal bir direniş ve bütünleşme görüyoruz. Virüsten sonra yeni bir dönem gelecek gibi.” Prof. Dr. Özören, bu sürecin herkese temel bilimlerin önemini bir kere daha gösterdiğini söyledi.

ÜÇ GÜNDE TEÇHİZAT TAŞINDI KADRO HAZIRLANDI

Prof. Dr. Özören, TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Adil Mardinoğlu’nun kendileriyle temasa geçtiğini belirtti ve şöyle sürdürdü: “Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ve Aziz Sancar Araştırma Merkezi’nde laboratuvarlar kuruldu. Üç gün içinde iki merkeze teçhizat getirildi. İstanbul’daki mülakatları TÜSEB’le birlikte yaptık. İlk aşamada 40-50 kadar gönüllünün Ümraniye’de çalışması planlanıyor.”

SÖZLEŞMELİ PERSONEL OLDULAR

Prof. Dr. Özören, gönüllülük esasına göre çağrı yaptıklarını, ancak TÜSEB'in sözleşmeli çalıştırdığını söyledi: “Çağrımıza yanıt verenler gönüllü olarak çalışacaklarını beyan ettiler. Ancak sanıyorum riskli de bir iş olduğu için TÜSEB yasal prosedür gereği sözleşmeli olarak çalışmaya başlattı.

Laboratuvarlardaki teknisyenlerin 36 saat uyumadan çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Özören şöyle devam etti: “Arkadaşlarımızın hastanelerde de gönüllü çalışmaya hazır olduklarını ilettik. Ancak henüz resmi onaylı bir yanıt alamadık. Sağlık Bakanlığı 18 bin personel atayacak, bunların içinde yalnızca 5 biyolog var. İstanbul’da laboratuvar sonuçları çok geç çıkıyor. Testleri yapacak yetkin personel yok. Bu kadar ihtiyaç varken biyologlara bu kadar az kadro ayrılması doğru değil."

Prof. Dr. Nesrin Özören’le konuştuğumuzda TÜSEB, iller için biyologlara henüz çağrıda bulunmamıştı. Konuştuğumuz gün TÜSEB, İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra dört il için daha biyologlara çağrıda bulundu.

Aydınlık, Prof. Dr. Nesrin Özören’in aşı çalışmalarını 27 Mart’ta “Aşı için hedef 12 ay” başlığı ile yayımladı. Özören ve ekibinin aşı projesi TÜBİTAK tarafından onaylandı. TÜBİTAK’ın aşı ve ilaç üzerine destek sağlayacağı başka ekipler de var. Özören, “10 yıllık tecrübemiz var. 10 birimlik çalışmanın 8 birimi tamamlanmış durumda. Geri kalan 2 birimi de 12 ay içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Ön toplantılara başladık, hayvan deneyleri ve faz bir içinde insan çalışmalarına sıra gelecek” dedi.

AŞI PROJESİ ONAYLANDI

Özören aşı çalışmasını daha önce Aydınlık’a şöyle anlatmıştı: “Mikroba karşı vücudumuzda bulunan bir protein olan ASC’nin meydana getirdiği iplik yapılar birbiri üzerine katlanarak yumak benzeri sağlam bir yapı oluşturuyor. Mikroküre dediğimiz bu yapının içine virüsten belirli parçaları koyacağız. Daha önce grip virüsü H5N1 için kullandık. Çin, ABD, Japonya ve Avrupa’dan patent aldık. Bu yapının, farelerin immün yanıtını tetiklediğini biliyoruz. Bu bilgi ve mikroküre yapının sağlamlığı bizim avantajımız.”

BULGARİSTAN'IN BİR KÖYÜNDEN BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NE

Prof. Dr. Nesrin Özören’in çocukluğu Bulgaristan’da geçti. Prof. Dr. Özören, Bulgaristan’ın küçük bir köyünden Boğaziçi Üniversitesi’ne uzanan öyküsünü de anlattı:

“Küçük bir köydeydik. Okulumuzdaki imkanlar sanattan spora çok genişti. Köyümüzde fizik, matematik, kimya, biyoloji dersleri uygulamalı anlatılırdı. Hep deneylerle öğrendik. Kompozisyon yazma, bir fikri uzun uzun savunma, bunları yaşayarak öğrendik. Açlığa, sefalete karşı ne yapmalı? Çocuklar neden çalışıyor? Dünyaya, topluma katkımız ne olacak? Bu soruların yanıtını arardık. Toplum şahıslardan daha önemliydi. İnsan böyle bir ortamda büyüyünce hep ‘biz’ diye düşünmeye alışıyor. Sonra dokuz yıl ABD’de yaşadım. Orada birey toplumdan daha önemli. Devlet ‘kötü’, insan ve insan hakları çok önemli. İnsana kendisini kral gibi hissettiren bir görüntü var ama gerçek öyle değil. Gerçekte ABD'de 80 milyon sigortasız insan yaşıyor. Türkiye ise iki sistemin tam ortasında. Sosyal devlet büyük oranda çalışıyor. Boğaziçi, ODTÜ gibi üniversitelerde dünya standartlarında eğitimi ücretsiz alabiliyorsunuz.”
Sonraki Haber