Gözler İdlib'de: ABD'nin 'sivil' gücü hareketlendi

ABD, Fırat’ın doğusunda PKK devletçiği için çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye, Rusya ve Suriye ne zaman Fırat’ın doğusuna yönelse, İdlib’de terör saldırıları artıyor. Bölge kaynakları, ABD’nin İdlib’deki sorunların çözümünü ve İdlib’in teröristlerden temizlenmesini istemediğini belirterek, "ABD İdlib’den elini hiç çekmedi. ABD’nin politikalarına uygun olarak bölgedeki kendine yakın grupları yönlendiriyor. Çeşitli grupların ve Suriye Ordusu'nun denetim altında tuttuğu bölgeler arasındaki geçirgenlikten de yararlanarak etkili oluyor. ABD, İdlib’e doğrudan giremese de sivil toplum kuruluşları (STK) ve insani yardım örgütleri ile birlikte hareket ediyor. Onlar aracılığı ile İdlib’de zemin buluyor" dediler.

Suriye'ye giden insani desteklerin lojistiğinin bile BM'ye güvenlik danışmanlığı veren ABD'li şirketler üzerinden şekillendiğine dikkat çeken güvenlik kaynakları da ABD’nin bu yolu da kullanarak İdlib’de etkili olmaya çalıştığını vurguladılar. ABD ile temas halinde çalışan sivil toplum kuruluşu elemanlarının ABD Adana Konsolosluğu ve İncirlik’te faaliyet gösteren ABD istihbarat merkezleriyle temas halinde oldukları belirlenirken, bu örgütlerin finansmanının da örtülü bir şekilde ABD’den sağlandığı öğrenildi. Sivil toplum kuruluşları adına çalışan bazı kişilerin ABD istihbarat örgütü ile doğrudan, bordrolu olarak bağlantılı olduğu da bildirildi.

STK GÖRÜNÜMLÜ İSTİHBARAT AJANLARI

ABD ve Fransa'nın sözde yardım kuruluşları Suriye ile birlikte Türkiye'de de faaliyet gösteriyor. Bunlardan Concern, Worldwide ve MSF en popüler olanları. Alman sivil toplum kuruluşları da farklı şekillerde sahayı kontrol ediyorlar. Bu konuda en aktif çalışan kurum ise WHH olarak bilinen Welt Hunger Hilfe. Suriye'de ilk olarak bir yapılanma kuran WHH, ardından Türkiye'nin sınır bölgelerine ve toplumsal olarak hassas olan alanlara yönelmişti. Fakat Türk istihbarat birimlerinin bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini mercek altına aldığı, bu kuruluşların bölgedeki gruplarla temaslarını inceledikleri, uluslararası örgütlerin kimliğiyle bölgede çalışan kişilerin faaliyetlerini izledikleri öğrenildi.

IRAK’IN KUZEYİNDE AYNISINI YAPTILAR

Daha önce 1. Körfez Savaşı sonrasında Irak’ın kuzeyinde görev yapan emekli bir asker de şu bilgileri verdi:

"ABD, 1. Körfez Savaşı sonrası Saddam’ın ordusunun 36’ıncı paralelin üzerine çıkışını yasakladı. Bunun sonucu Irak’ın kuzeyinde otorite boşluğu doğdu. Barzani, Talabani, PKK bölgeye iyice yerleşti. İstedikleri gibi hareket ettiler. Eş zamanlı olarak bölgeye onlarca sivil toplum örgütü geldi. ABD daha çok Avrupalı sivil toplum örgütlerini kullandı. Gelenlerin büyük çoğunluğu ajandı. Irak’ın kuzeyinin Bağdat’tan koparılması ve ABD ile İsrail’e bağımlı bir Kürt devleti oluşumu için çalıştılar. Şimdi İdlib’de de aynı yöntemi kullanıyorlar. Tabi 1991’deki durum yok. Bölgede Türk askeri, Rus ordusu, İranlı milisler ve Suriye bu tür örgütlerin faaliyetlerini takip ediyor. O nedenle çok rahat değiller."

PROVAKASYON ÖRGÜTÜ BEYAZ BARETLİLER

ABD'nin bölgede en etkili kullandığı örgüt 'Beyaz Baretliler'. Daha önce pek çok kimyasal provokasyona imza atan 'Beyaz Baretliler'in, bölgedeki radikal örgütlerle de yakın ilişkisi olduğu biliniyor. Daha önce ortaya çıkan fotoğraflarda 'Beyaz Baretliler'in ağır silahlarla poz verdikleri, Nusra Cephesi'yle zafer kutlamalarına katıldıkları, Suriye askerlerinin cezalandırılması eylemlerinde yer aldıkları ve Cund el Aksa örgütü militanlarıyla çalıştıkları görülmüştü. "Suriye Ordusu kimyasal kullandı" haberleri için de düzenledikleri mizansenler ifşa edilmişti.

Örgütün kurucusu eski İngiliz ajanı (MI6) James Le Mesurier ise 11 Kasım 2019'da İstanbul'da şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştu. James Le Mesurier'in PKK/PYD'ye destek verdiği biliniyordu.