Grip deyip geçmeyin

Kovid-19 ile gribi birbirinden ayırmanın güç olduğunu söyleyen enfeksiyon hastalıkları uzmanları, tüm solunum enfeksiyonu belirtilerinin dikkate alınmasını ve önlem alınabilmesi için sağlık kuruluşlarına başvurulmasını öneriyor.

Grip virüsü ekim ayından itibaren yaygın olarak görülüyor. Sağlık çalışanları Kovid-19 salgını ile mücadele ettikleri bugünlerde, her yıl insanları belirli düzeyde hastalandıran grip ve soğuk algınlığı virüslerinin yayılması ile birlikte gelişecek sorunlardan kaygı duyuyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği, griple benzer yakınmalara neden olan Kovid19’a erken müdahale edebilmek ve vaka sayısının doğru tespiti için vatandaşlara belirtiler görüldüğünde sağlık kuruluşlarına başvurmayı önerdi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği Aydınlık’a görüş bildirdi. Dernekten Aydınlık’a yapılan açıklamada, grip enfeksiyonunun yayılmasıyla birlikte yaşanabilecek sorunlar anlatıldı:

“Bu tür virüslerin benzer yakınmalara neden olur, ki bu da solunum enfeksiyonu gelişen daha çok kişinin koronavirüs enfeksiyonu şüphesi nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurmasıdır. Bu da hastane başvurularını arttıracak, poliklinik ve servis yatakları doluluk oranlarını yükseltecek, sağlık personelinin iş yükünü ve sağlık maliyetini arttıracaktır. Bir ikinci sorun, tanı konulana kadar her birey izole edilecek –ki bunun psikososyal yönü de ağırdır-, ileri inceleme (tomografi gibi) yapılabilecek, belki hastalar uygun tedavileri almakta gecikebilecektir.”

BULGULAR BENZER

Kovid-19’un yaygın bulguları arasında ateş, öksürük, halsizlik, nefes darlığı, koku ve tat kaybı yer almaktadır ve en yaygın belirtiler ateş, kuru öksürük, yorgunluk yer alıyor. Bunların yanı sıra kas, boğaz, baş ağrısı, ishal, ciltte döküntü veya parmaklarda veya ayak parmaklarında renk değişikliği çok sayıda başka belirtiler de daha seyrek de olsa görülüyor. Açıklamada, grip başta olmak üzere diğer tüm solunum enfeksiyonlarının belirtileri, özellikle de hastalığın başlangıç döneminde ufak tefek farklılıklarla birbirine benzediği, birbirinden ayırmanın güç olduğu ifade edildi. Açıklama şöyle: “Bu Kovid-19 değildir, ‘Benim test yaptırmama gerek yok’ diye bir çıkarım yapmak çok mümkün olmayacaktır. Genel olarak grip baş ve kas ağrısı, yüksek ateş ile giderken, pek çok solunum enfeksiyonu, nezle ve soğuk algınlığı gibi burun ve geniz akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı gibi hafif belirtiler göstermektedir. Soğuk algınlığında ateşe pek rastlanmamaktadır. Burun ve geniz akıntısı ile hapşırma Kovid-19’da nadiren görülse de, net olarak hastalığı dışlatamamaktadır. Bazen bu solunum enfeksiyonları beraber de bulunabilir ki, o zaman belirtiler birbirine girer ve ayırt etmek iyice zorlaşır.

KULUÇKA SÜRESİ FARKLI

Kovid olan bir bireyle temas eden kişide belirtiler 5 ile 7 gün sonra meydana gelmektedir. Biz bu süreye kuluçka ya da inkübasyon süresi diyoruz. Gripte bu süre ortalama 2 gündür. Diğer solunum enfeksiyonlarından nezle ya da soğuk algınlığının kuluçka süresi de koronavirüsten kısadır (1-3 gün).

RİSK GRUBUNA GRİP AŞISI

“Solunum enfeksiyonlarının önlenmesi için yapılacak şeylerin başında grip aşısı gelmektedir. Grip aşısı özellikle, gribin ağır seyir gösterdiği bireylerden başlamak kaydıyla ki bunlar Kovid’in de ağır geçirildiği bireylerdir- uygulanmalıdır. 65 yaş üstü bireyler, diyabet hastaları, kalp ve böbrek hastaları, kanser hastaları, bağışıklığı basklayan ilaç kullananlar, KOAH hastaları en riskli grupları teşkil eder. Grip aşılaması, gribin toplumda az görülmesini sağlayarak koruma sağlayacaktır. Bu sayede grip nedeniyle hastalanmalar ve hastaneye başvurular azalacaktır.

“Salgın döneminde tüm solunum enfeksiyonu belirtilerinin dikkate alınması ve Kovid vaka sayılarının doğru ve erken tespiti için sağlık kuruluşlarına başvurulması önemlidir. Hasta olduğu halde önemsemeyerek iş yerlerine, sosyal alanlara gidilmesi, maske ve temas önlemlerine dikkat edilmemesi önemli bir halk sağlığı sorunudur.

MASKE GRİPTEN DE KORUYOR

“Tüm solunum yolu enfeksiyonlardan korunmada, damlacık izolasyon önlemleri -maske kullanımı, el hijyeni, güvenli mesafe uygulamaları- geçerlidir. Koronavirüs tedbirleri ile bu virüslerden de korunmak mümkün olabilecek gibi görünmektedir ve şu an bize umut veren şey de budur.”

Sonraki Haber