Gün bizim, söz bizim, TGB görev başına!

TGB GENEL BAŞKANI KAYAHAN ÇETİN

8 Ekim günü Türk gençliği, Ankara’daki TGB 2. Olağanüstü Kongresi’nden bir inancın, bir iddianın, bir meydan okumanın ilanını duyurdu.

Anadolu’nun kadim kültüründe 7 adım beraber yol yürüyenler, 70 yıl hesaplaşırlar. Çünkü aralarında 70 yıl hesaplaşsalar bile ödenmeyecek bir hak geçmiştir artık. Aynı yolda yürümüş olanların, yoldaşların birbirine hakkı her şeyin üstündedir.

Bu kongreden sistemin dehlizlerine meydan okuyan, hep birlikte bir iradeyi ortaya koyan TGB’lilerin ne yol arkadaşına ne vatanına ve milletine olan borcu asla tükenmez, her gün artar, her gün yenilenir ve canlanır.

TGB’linin yolu, milletine ve insanlığa olan borcu hiçbir zaman bitmeyenlerin yoludur.

TGB’linin arkadaşına en büyük borcu menzile varmaktır, bayrağı kalenin burcuna dikmektir.

TGB’linin omuzlarında taşıdığı, bilincinde duyduğu eşsiz miras bayrağı menzile vardıranların, tarihin akışını zaferleriyle değiştirenlerin, dünyaya nam salmış Genç Türklerin mirasıdır.

O mirastan güç ve kuvvet alarak inanıyor, görüyor ve bildiriyoruz: Mafsal yerinden oynamıştır, millet ayağa kalkmaktadır, gençlik ön safa geçmektedir. Genç Türklerin vatanın kaderini belirleyeceği günler bir kez daha gelmiştir.

Bu tarihi günlerin içindeyken bir kez daha hatırlayalım, kimdir TGB’li?

Kuşatma, ateş çemberi her yanı sarmışken kumpasların üzerine yürüyen, barikatları yıkan, zindanları özgürleştiren büyük cesarete sahiptir. Ergenekon’dan çıkışın kurmayı ve ateşi olandır.

Üniversiteleri PKK’ya ve FETÖ’ye dar edendir. Amerikan kuklalarını ezendir. Vatan parçalanma tehdidi altına düştüğünde binleri, milyonları Türk bayrağı altında birleştiren örgütçülüğün adıdır. Diyarbakır’ın Bismil’inde, Aslanoğlu köyünde okulsuz kalan çocuğa okul götürendir, Türkiye’nin geleceğine, milletin birliğine sarılandır.

Parasız, bilimsel, milli eğitimin, demokratik üniversitenin bayrağıdır. Cumhuriyet’in Tonguç Babalarının, Reşit Galiplerinin, Mustafa Necatilerinin yeni bir insan, yeni bir toplum yaratma davasının, aydınlanma meşalesinin bayrağıdır.

Amiral Soner Polat gibi sadece “vatansever” diye anılmayı bütün sıfatların ve makamların üstünde görendir. Nazım Hikmet’in büyük kahramanı Kartallı Kazım gibi kavgadan önce bahçıvan, kavgadan sonra bahçıvan olmayı en büyük zenginlik sayandır. Talat Paşa gibi hayatının her yerine, girdiği ve nefes aldığı her kara parçasına teşkilat götüren, çözüm götürendir.

Sanatla yaşayan, edebiyatla yeşerendir. Silivri barikatlarını zorlayan Tarık Akan’dır, sisteme mizahıyla meydan okuyan ve nesillerin bilincine kazınan Levent Kırca’dır. Cumhuriyet’in süzülmüş sanat ve aydın birikimine sırtını yaslayandır. Attila İlhan’ın yükselen “dip dalgasıdır”.

Ve tüm bu özelliklerden hareketle, işgali ve boyun eğmişliği terk edip Anadolu’nun bağrında, milletin sinesinde devrimci bir karargah kuran, İstiklal Savaşı’nı o karargahtan zafere ulaştıran Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihsel eylemini bugün her yanından dökülen sistemi terk eden, bir çıkış yolu arayan gençliği teşkilatıyla buluşturarak hayata geçirendir.

Atatürk gibi teşkilatlı, Atatürk gibi teşkilatçıdır! Bugün o teşkilatı, TGB’yi, TGB’lileri bekleyen binlerce arkadaşımız var. Geleceği diplomalı işsizliğin ipoteği altına girmiş, meslek kazandıran değil ezber yaptıran bir eğitim sisteminin kıskacında kalmış, üniversite kapısına bel bağlamış ama üniversitede sadece hayata atılacağı günü erteleyebilen milyonlarca genç geleceğinin derdinde.

Torpilin, haksızlığın kol gezdiği, memleketin kaynağının bilime, gençliğe ve eğitime değil; gösterişe, şatafata, faize, bankaların karına, doların saltanatına gittiği bozuk bir düzenin yükü gençlerin omzunda.

Üniversiteyi kazanıp yeni şehrimize yerleştiğimizde başımızı sokacak yurt bulamadığımız, yemek parasını denkleştiremediğimiz, kitap almak, sinemaya gitmek için defalarca düşündüğümüz bu sistem bize bir gelecek vadetmiyor.

Üniversiteye başlayanın ihtiyaçlarını karşılayamadığı, üniversite mezununun iş bulamadığı bir çarpıklığı kabul etmeyeceğiz.

Gençliğin geleceği, vatanın geleceğidir. Parasız, bilimsel ve demokratik üniversiteyi; üretimle beraber planlanan, meslek ve iş kazandıran bir eğitim sistemini el birliğiyle inşa edeceğiz.

Üniversitelerimizi ayağa kaldıracağımız bir dönemin içindeyiz. Sorunlar varsa, çözüm biziz.

Sorunlarına çare arayan herkesin doğal adresi, öğrencilerin teşkilatı, öğrenci gençliğin öncüsü Türkiye Gençlik Birliği olarak şimdi Türkiye’yi yönetmek için, 40 yılı sigortalamak için hazır ola geçiyoruz.

Cumhuriyetimizin 100.yılına Genç Türklerin imzasını atmaya hazırız.

Gün bizim, söz bizimdir. Atatürk Gençliği görev başına!

Sonraki Haber