Güneş doğdu mu giden yıldızlar sayılmaz

Bak,

"Deva" yıldızı yok burada

"Gelecek" gelmeden gitti.

"Saadet" yıldızı nerede...

Amerikan Kutup'unun son üç yıldızdır el ele...

Dünyayı eli kanlı dolaşan gezegenlerine gülüyorlar.

Size değil.

Ben size

"Devrim olacak" demiyorum.

Devrim oluyor!

Yoksa

Öhüm öhüm öksürür müydü lambalar,

Bak ışığı söndü kapitalizmin

Otomobiller petrol istasyonlarının sondası ile dolaşıyor sokaklarda

Fizik öğretmeni son çöpünü topluyor düzenin.

Büyükelçi'nin kılçıklı ayağına gidiyorsa Şehremini,

Tarladan traktör hasad ediyorsa haciz memuru,

Ben size,

"Devrim olacak" demiyorum.

"Devrim oluyor" diyorum.

Yoksa otel odasında ne işi olur,

Ana muhalefetin!

Yok zamanları...

Bağdat'a bal koyarsan, sinek Şam'dan gelir

Gelip gelip yapışmaları ondan

Nereye ne koyduklarını biliyorlar...

Çıktı aynı çuvalın içinde kavga edenler,

Birbirinin yarasını sardı

Hem sağdan, hem soldan,

Kürt tanıdı kırmızı başlıklı Asena'yı!

Döndü Dıyarbakır'daki Ana'sına..

Ben size,

"Devrim olacak" demiyorum,

“Devrim oluyor” diyorum.

Şimdi her yer İstiklâl Caddesi

İstiklaâ Caddesi' ni terkeden Yunan üniformalı İngilizler

Şimdi

Kendi üniformamızla Silivri'deler..

Ve

Vahdettin kılığında kaçmışsa baş hain,

Yeniden kurulmuşsa benzeri istiklal mahkemelerinin...

Oluyor bu iş...

Boş yere çalışmadı devrimin partisi;

Biliyordu

Bir gün köylü kendi ürettiğini alamayacağını,

Biliyordu,

İşçi kendi yaptığını seyredeceğini,

Biliyordu,

Bile bile yandı odlarda, ateşlerde..

Bugünleri yarattı kadını erkeği, gençliği ile..

Şimdi hepsinin başında buğday başağından

Bir taç,

Alınlarından yıldız akıyor yüreklerine onların

Şimdi...

Öhüm öhüm öksürüyor iktidarı muhalefeti

Işığı sönüyor sistemin

Hani diyordunuz ya:

"Kaç oyu var"

Ve çok oyu olanlara veriyordunuz ya oyunuzu,

"Daha çok olsun", diye

Bir tek ışığı sönmedi onların

Birde ilaç içtiler kutu kutu

Sattılar her bir şeyi

Mide her yere gönderdi o ilacı.

Kana karıştı en son, beyne gitti.

Kimi balıkçıya gitti

Kimi otele

Kimi koluna girdi hainin

Kimi kılıçla çıktı minbere...

Diyeceğim o ki :

Adana'da karpuz satan

Ankara'da bir karpuz alıp gidemiyorsa bir yakınına,

Ve ışığı sönüyorsa düzenin,

Dizinin üstüne çökmesi yakındır takatsız hastanın

Devrim düzenin düzensiz tarlasından yeşerir.

Bunu devrime inananlar bilir.

Ve o devrime inananlar bilir hangi hazinenin üstünde oturduğunu...

Devrimler ve mazlumlar coğrafyasını...

Şahlanışlar zaferler diyarını

Antep'lerin, Urfa'ların, Maraş'ların

Nasıl gazi, şanlı, nasıl kahraman olduklarını

Devrime inananlar bilir bu diyardan,

Bir Başkomutan'ın geçtiğini...

Ve geçtiği yolun devrime, tekrar devrime çıkacağını...

Siz hazır olun kaçacaklara

Ve...

Düzenin sönen ışığını

Sonsuza yakacaklara...

Devrim olacak demiyorum,

Devrim oluyor...

Kıyamette bir araya gelmeyecek altı partiyi

Bir araya getirmişse Amerika,

Ve

Sönüyorsa ışıkları düzenin

Samsun'a giden 19 kişi

Sandıktan çıkmayacak

İşin başına geçecek...

Ve

Şalter hiç inmeyecek...

Ve bilin ki:

Amerika nereye kendi yetiştirdiklerini yerleştirmek istediyse,

Orada o ülkenin devrimi oldu.

Bu toprakları

Bir büyük komutan suladı...

O'na inanlar kalktımı ayağa

Dağlar baş eğer, yol verir...

İşte o oluyor...

Millet O'nun gerçek karargâhında toplanacak göreceksiniz...

Işık söndü,

Millet Çoban yıldızını arıyor.

Sabaha uyandığında

Yıldızı buğday başağına sarılı bağrına basacak

Yakındır...

Yer gök uğulduyor.

Sonraki Haber