Güney Afrika Komünist Partisi'nden Chris Matlhako: Çok kutuplu dünyanın inşasına BRICS’le katılacağız

Afrika, Rusya’ya karşı Batı yaptırımlarına katılmadı.Kıtanın lideri ülkesi Güney Afrika’da iktidar ortağı olan Komünist Partisi’nin Genel Sekreter Yardımcısı Chris Matlhako ile Ukrayna krizini ve yeni uluslararası düzeni konuştuk.Matlhako, ABD hegemonyacılığına karşı BRICS’in yükselişine işaret etti

ABD, Ukrayna krizi bağlamında Rusya’yı uluslararası düzenden izole etmeye çalışırken, Avro-Atlantik dışındaki dünya Moskova ile ilişkileri sürdürmekte kararlı görünüyor. Amerikan medyası bile Biden’ın siyasetlerinin Batı dışında pek takipçi bulamadığını bildiriyor. Foreign Policy dergisi bu durumu “Batı Ukrayna’nın yanında, kalanlar ise pek değil” manşetiyle duyurdu.

Foreign Policy’nin “Kalanlar” olarak adlandırdığı ülkelerden biri, 60 milyon nüfusa sahip ve - daha da önemlisi - Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’le birlikte BRICS’in kurucusu olan Güney Afrika Cumhuriyeti.

Ülkenin devlet başkanı Cyril Ramaphosa parlamentoda yaptığı konuşmada Ukrayna krizinden NATO’yu sorumlu tuttu ve ülkesinin yaptırımlara katılmayacağını açıkladı.

Güney Afrika’nın BM Daimi Temsilcisi Mathu Joyini ise 24 Mart’ta Genel Kurula bir karar taslağı sundu. Fransa ve Meksika tarafından sunulan metne alternatif olarak sunulan taslak, Rusya’yı kınamaktan uzak durdu ve savaşın insani boyutunu öne çıkardı. Joyini taslağı açıkladığı konuşmada ABD’nin Irak işgalini de gündeme getirdi. Ancak bildirge taslağı, Ukrayna temsilcisinin prosedür itirazı nedeniyle oylamaya sunulmadı.

Güney Afrika’nın Ukrayna krizine dair değerlendirmesini, Güney Afrika Komünist Partisi (GAKP) Genel Sekreter Yardımcısı Chris Matlhako ile konuştuk. 1921 yılında kurulan ve kıtanın en eski komünist partisi olan GAKP, Apartheid rejiminin yıkılmasından beri Afrika Ulusal Kongresi (ANC) ve Sendikalar Kongresi ile birlikte, “Üçlü İttifak” olarak hükümet ortağı.

‘ABD TÜM DÜNYAYA YAŞAM TARZINI DAYATTI’

  • Ukrayna krizinin kökeni hakkında değerlendirmeniz nedir?

Ukrayna krizine tarihsel bir perspektifle, emperyalizm, anti-komünizm, tek taraflılık perspektifiyle yaklaşıyoruz. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle neoliberal sosyo-ekonomik yükselişe geçti ve ABD bu düzeni bütün dünyaya dayatmaya çalıştı. Bazıları bunu “Tarihin Sonu” olarak adlandırdı. ABD jeostratejik çıkarlarının peşinden koşarken kendi yaşam tarzını tüm dünyaya dayatmaya çalıştı.

Sonuç olarak ABD, kendisinin dünya hegemonyasına karşı olan her muhalefeti yıkmaya çalışıyor. Bu bağlamda istikrarsızlıklar, hibrit savaşlar, renkli ve askeri darbeler örgütlüyor. Peşinden de ABD’ye bağlı IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar yeniden yapılandırma adı altında devreye giriyor.

Ancak büyük bir tarihe sahip olan Rusya, 1990ların başında yaşadığı kapitülasyonlara rağmen bu siyasete boyun eğmedi ve güç ile onurunu tekrar kazandı. Rusya’nın Sovyetler Birliği’nden devraldığı miras, havacılık, askeri sanayi, ordu düzeni vb., karşı devrimi dönemini atlattı ve bugün ABD ve NATO için en büyük tehdidi oluşturuyor.

‘KALICI ÇÖZÜM İÇİN NATO’NUN GENİŞLEMESİ DURMALI’

  • Krizi çözümü hakkında tutumunuz nedir?

Biz krize kalıcı bir çözüm sağlanmasının gerektiğini düşünüyoruz. Rusya ve Putin bir dizi öneri sundu ve bunlar kalıcı bir çözüm için oluşturulacak uzlaşma paketinde yer almalı. Önerilerin en başında Ukrayna’nın tarafsızlığı ve NATO’nun doğuya genişlemesinin durdurulması geliyor.

Bu önerileri kapsamayan her türlü uzlaşma, krizi bir on yıl daha uzatma tehlikesi barındırır. Ayrıca ABD’nin Doğu Avrupa siyasetine damgasını vuran Rusofobi de önemli bir tehdit.

Çözüm ise, çok kutupluluğun ilerletilmesinden ve ülkelerin toprak bütünlüğüne saygıdan geçiyor.

‘GÜNEY AFRİKA KENDİNİ BRICS İÇİNDE TANIMLIYOR’

  • Afrika kıtasının krize bakışını nasıl özetlersiniz?

Afrika ülkelerinin tutumu bir gel-git içinde. Sovyetler Birliği bizim ulusal kurtuluş mücadelemize stratejik destek vermiş olsa da birçok ülke bugün anlık kararlar veriyor ve bu, örneğin BM’deki oylamalara da yansıyor.

Ancak farklı örnekler de var: Kurulduğundan beri, kapitalizm dışı bir kalkınma çizgisi izlediği için çok sert ABD yaptırımlarına maruz kalan Eritre, net bir şekilde Rusya’nın yanında yer aldı.

Güney Afrika ise orta yolcu bir çizgiyi zorluyor. Bir yandan, çok kutupluluğu ve ABD hegemonyasına alternatif yaratmayı hedef olarak benimsemiş BRICS’in üyesiyiz.

Brezilya ve Hindistan’daki değişiklikler sonucu BRICS projesi önemli derece sekteye uğradı. Bununla birlikte Güney Afrika içinde ve dünyada birçok kesim, neoliberalizm ve onun kurumlarının başarısızlığı ile BRICS’in geri döneceğini ve mevcut küresel düzene alternatif yaratacağını düşünüyor.

‘ÇOK KUTUPLU DÜNYA ÜLKEMİZİN TEMEL HEDEFİ’

  • ABD birçok ülkeye Rusya’ya yaptırımlara katılma yönünde baskı uyguluyor. Güney Afrika’nın tutumu nedir?

Güney Afrika kendisini BRICS bağlamında tanımlamaya çalışıyor. Ayrıca Rusya ile, ulusal kurtuluş mücadelesi dönemine dayanan köklü tarihi ilişkilerimiz mevcut. Tabii bugünün Rusya’yı Sovyetler Birliği değil. Ama bu tarihi yadsırsanız, ruhunuzu satarsınız. Çünkü kendisini bizim mücadelemizin başarısına adayanlar, bugün Rus halkının hala büyük çoğunluğunu oluşturuyor.

Güney Afrika Cumhuriyeti hem kendi tarihi açısından hem de hegemonyaya karşı çok kutuplu bir dünya inşa etmek istediği için yaptırımlara karşı.

Kaldı ki yaptırımlar başarılı olmayacak, çünkü Rus ekonomisi küçük değil ve Sovyetler döneminde ve son zamanlarda kendine yeterlilik açısından büyük ilerleme kaydetti. Hatırlayın, Sovyet döneminde emperyalistleri uzay yarışında bile geçtiler. Afrika açısından da son yıllarda kurulan Rusya – Afrika forumu önemli başarılar kazandı ve ikili ticaret hacmini çok büyüttü.

*Bu röportaj daha önce İngilizce olarak United World International sitesinde yayımlanmıştır.

Sonraki Haber