Güney Kore izlenimleri 6! Askersizleştirilmiş Bölge ve iki Kore
Güney Kore gezimizi anlattığımız yazı dizimizi Askersizleştirilmiş Bölge izlenimlerimizle noktalıyoruz. Buradaki müze Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni mülteciler, kocasız kalan kadınlar ve yetimlerden sorumlu tutuyor ancak Güney Kore’nin kendi halkına karşı katliamlarından bahsedilmiyor...
Güney Kore’de iken günübirlik bir turla Seul’den “Kore Askersizleştirilmiş Bölge”ye (Korean Demilitarized Zone) gittim. Burası Türkçede “Kore Tarafsız Bölgesi” olarak da biliniyor. Askersizleştirilmiş Bölge, Kuzey Kore ile Güney Kore sınırında yer alan ve Kore Yarımadası’nı ikiye bölen 250 km uzunlukta ve 4 km genişlikte bir sınır bölgesi.
Bu bölge, Kore Savaşı’nın ardından 1953 yılında Kuzey Kore, Çin ve Birleşmiş Milletler arasında bir anlaşma ile kurulmuş. Askersizleştirilmiş Bölge, dünyanın en sıkı korunan sınırlarından biri ve sadece özel bir izinle girilebiliyor. İnsan faaliyetleri sınırlı olduğu için yaban hayatı Kore Savaşı’nın bittiği günden bu yana çok iyi gelişmiş. Bölge aynı zamanda dev bir canlı bitki müzesi. Kısacası bölge bitkiler ve hayvanlar için bir cennet.
Güney Kore’de birçok tur şirketi bu bölgeye turistik geziler düzenliyor. Askersizleştirilmiş Bölge çok sıkı korunduğu için bölgedeki bazı noktalara sadece tur şirketlerinin girme hakkı var. Bölgeye gitmeden önce yanınızda mutlaka pasaportunuzu getirmeniz gerekiyor çünkü Güney Kore Ordusu hem bölgeye girerken ve hem de bölgeden çıkarken pasaportlarınızı kontrol ediyor. Bölgeye giren kişi sayısıyla çıkan kişi sayısı aynı olmazsa tur şirketlerinin başı belaya girebiliyor.
Askersizleştirilmiş Bölge’ye giden tur otobüsü Seul’ün Myeong-dong bölgesindeki bir noktada tüm yolcuları aldıktan sonra yola koyulduk. Tur rehberimiz Katie adında Güney Koreli sevimli bir kadındı. Bize yol boyunca Kore tarihi, Kore’nin ikiye bölünmesi ve Kore Savaşı hakkında önemli bilgiler verdi ve ilginç hikayeler anlattı. Otobüste dünyanın birçok ülkesinden turist vardı. Katie, turun çok hareketli geçeceğini ve o gün spor yapmamıza gerek kalmayacağını söyledi. Tur bitene kadar bunun ne anlama geldiğini anlamamıştım.
Sabah ilk durağımız Seul’ün kuzeyinde Kuzey Kore sınırına yakın Paju şehrinde bulunan Majang Gölü idi. Majang Gölü üzerinde gölün iki yakasını birbirine bağlayan bir asma köprü var.
Sabah çoğu kişi uykulu olduğu için bu gölde yürüyüş yapmak hepimize iyi geldi. Asma köprüyü geçtikten sonra karşı tarafa geçtik ve bir süre yürüyüş yaptık. Temiz havanın ve göl manzarasının keyfini çıkardık. Daha sonra tekrar yola koyulmak için otobüse bindik.
PAJU ŞEHRİ’NDEKİ MEZARLIK
Paju, Kore Savaşı sırasında en kanlı muharebelere sahne olmuş. Biz göremedik ama Paju’da Kore Savaşı sırasında ölen Kuzey Koreli ve Çinli askerlerin gömülü olduğu bir mezarlık var.
Kuzey Kore, tüm Kore yarımadasında egemenlik iddia ettiği için bu askerlerin ülkeye iadesine karşı çıkmış. Ölen Çinli askerlerin bir kısmı Çin’e iade edilmiş. Güney Kore, bu mezarlığı bile “düşman” mezarlığı olarak görüyor ve iyileştirilmesi için hiçbir şey yapmıyor. Mezarda yatan kişilerin başındaki tahtalarda ölen kişilerin isimleri dahi yazmıyor. Sosyalist ve eşitlikçi bir toplum düzeni için savaşan kişilerin ölüsü dahi Güney Kore’nin gerici kesimlerini rahatsız etmeye devam ediyor.
Peki Kuzey Koreli ölü askerlerden bile rahatsız olan bir zihniyet iki ülkeyi nasıl birleştirecek? Birleşmenin önündeki en büyük engel ABD emperyalizmi ve emperyalizmin mankurtlaştırdığı bu Güney Koreli kesimler. Sürekli “birleşelim” diyorlar ama kendi milletinin bir parçası olan ölülere dahi sırf farklı bir ideolojiyi benimsediler diye yüz çeviriyorlar. Oysa Kuzey Kore halkı 1945 öncesinde Japon emperyalizmine karşı Güney Kore halkı ile birlikte mücadele etmişti. Komünizm heyûlası Güney Koreli zihinlere musallat olmaya devam ediyor. Ayrıca emperyalizmin yarattığı yapay Kuzey Kore tehdidi silah şirketlerinin Güney Kore ve Japonya’ya sürekli silah satmasını sağlıyor.
IMJINGAK PARKI
Otobüsümüz Askersizleştirilmiş Bölge’ye geldiğinde Güney Koreli bir asker otobüse girdi ve pasaportlarımızı tek tek kontrol etti. Kontrol noktasını geçtikten sonra, Imjingak Park’a vardık. Askeri sınır hattına 7 km uzaklıkta bulunan Imjingak Park bir gün birleşmenin mümkün olacağı umuduyla 1972’de inşa edilmiş. Parkta Katie bize ilk önce Barış Çanı’nı gösterdi.
21 ton ağırlığında, bronz ve kalaydan yapılmış Barış Çanı, yeniden birleşme ve barış umudunu sergilemek için 2000 yılında inşa edilmiş. Çan ahşaptan yapılmış bir köşkün içinde duruyor. Parkta Japon ordusunun 2. Dünya Savaşı sırasında seks kölesi olarak kullandığı kadınları ve küçük kızları anmak için yapılan iki küçük kız çoğununun heykelleri var.
Katie, heykellerin önünde bize Koreli seks köleleri hakkında bilgi verdi, Japonya’nın bu konuda gereken adaleti sağlamadığını ve samimi olmadığını söyledi. Katie, Japonya’dan nefret etmediğini ve dört kez Japonya’ya gittiğini de söyledi.
Daha sonra İmjin Nehri üzerindeki Dokgaedari Köprüsü’nü ve Özgürlük Köprüsü’nü gördük. Daha önceden Gyeongui demiryolu hattının yukarı ve aşağı doğru uzanan iki köprüsü varmış ancak savaş sırasında bombalamalarla yıkılmış. Bu iki köprüden sadece batı tarafında yer alan demiryolu köprüsü, yani Dokgaedari Köprüsü, savaş esirlerinin değişimi için 1953’te yeniden yapılmış. Aynı yıl, bu demiryolu köprüsünün tam güney ucuna bir de ahşaptan 8 metre yüksekliğinde bir köprü yapılmış. 1953’te 12, 733 savaş esiri Dokgaedari Köprüsü’nde yürümüş ve ahşap Özgürlük Köprüsü’nü arabayla geçmiş.
Resmi olarak 1906 yılında açılan Gyeongui demiryolu hattı, Pyongyang ve Sinuiju’ya kadar uzanıp Güney Mançurya Demiryolu’na, oradan da Asya ve Avrupa’ya bağlanıyormuş. 1945’te Kore ikiye bölününce iki taraf arasındaki tren seferleri de durmuş. Seul İstasyonu ile Askersizleştirimiş Bölge’deki Dorasan İstasyonu arasında 2014 yılında faaliyete geçen Barış Treni 2019’da hizmet vermeyi durdurmuş. İki ülkenin bölünmesi ve iki ülke arasındaki tren seferlerinin durması, Güney Kore’nin Asya kıtası ile bağlantısının kesilmesi anlamına geldiği için ülkenin jeopolitik konumunu da olumsuz bir şekilde etkiliyor.
BİNLERCE AİLE PARÇALANDI
Imjingak Park’ta Kore’deki savaştan dolayı ayrı düşen insanlara dikkat çeken ve Kuzey ve Güney Kore’nin birleşme umutlarını gösteren bir anıt vardı.
Anıtın önünde Katie, binlerce ailenin savaştan dolayı parçalandığını, aile üyelerinin bir kısmının kuzeyde ve bir kısmının güneyde kaldığını, bu insanların yıllarca birbirlerinden habersiz olarak yaşadıklarını anlattı. Güney Kore’nin kamu yayıncılığı yapan kanalı “Korean Broadcasting System” (KBS) 30 Haziran-14 Kasım 1983 tarihleri arasında “Dağılmış Aileleri Bulmak” adında bir televizyon programı hazırlamış. 138 gün boyunca yapılan özel canlı yayınlarla dağılan Koreli aileleri yeniden bir araya getirmek amaçlanmış.
53 binin üzerinde kişinin katıldığı bu canlı yayınlar sayesinde 10 bin aile yeniden bir araya gelmiş. Katie, Güney Kore’de bu programı herkesin göz yaşları içinde izlediğini söyledi. Dinleyen herkes duygulanmıştı. Aklıma 1999-2005 yılları arasında yayınlanan “Sinan Çetin ile Film Gibi” programı gelmişti. Barış Manço’nun Gülpembe müziği eşliğinde programdaki o kapının açılmasını nasıl da sabırsızlıkla beklemiştik. Kim bilir kaç Koreli aile emperyalizm yüzünden ayrı düştü! Emperyalizmin dünyada açtığı tüm savaşlar, etkileri uzun yıllar devam eden büyük toplumsal travmalar ve parçalanmalar yaratıyor.
Imjingak’ta “Kore Savaşı Sırasında Kaçırılanlar İçin Milli Anıt” adında bir müzeyi ziyaret ettim. Müze, Kuzey Kore’nin Seul’ü ele geçirdikten sonra gerçekleştirdiği planlı kaçırma eylemlerinden bahsediyor. Kuzey Koreliler, profesörleri, savcıları, politikacıları kaçırmış. Gençleri de savaşa yardımcı olmak için Kuzey’e götürmüş. Kuzey Kore’den kaçmak isteyenler infaz edilmiş. Kuzey Kore bu kaçırma eylemlerini ve kaçırılanların varlığını inkar etmiş. Müze, tek taraflı bir şekilde Kuzey Kore’yi suçlayarak savaşın yarattığı mültecilerden, kocasız kalan kadınlardan, yetimlerden bahsediyor ancak Güney Kore’nin kendi halkına karşı gerçekleştirdiği katliamlarla ilgili hiç bilgi göremedim.
GÜNEY KORE’NİN KOMÜNİSTLERE VE SİVİLLERE YÖNELİK KATLİAMLARI
Güney Kore’nin 1947 ve 1954 arasında Jeju adasında komünizmi desteklediği veya isyan ettiği için en az 15 bin kişiyi katlettiğini biliyor muydunuz? Bazı tarihçiler ve yazarlar, Jeju Katliamı’nda ölenlerin sayısının 30 bin ile 100 bin arasında olduğunu iddia ediyor. Katliamdan kurtulanlar vahşi tecavüz ve cinayetlerden, sorgulamalar sırasındaki işkencelerden ve yakılmak üzere yığılmış cesetlerden bahsediyor.
Peki, 1950 yılında Güney Kore polisinin Goyang kentinin Gyeonggi-do ilçesinde sayıları en az 153 kişi olan ve Kuzey Kore sempatizanı olduğu iddia edilen sivilleri ve aileleri Goyang Geumjeong Mağarası Katliamı’nda toplu şekilde idam ettiğini biliyor muydunuz? ABD destekli diktatör Syngman Rhee’nin emrindeki güçlerin 1950’de komünistlere ve komünizm sempatizanı olduğu düşünülen şüphelilere karşı 200 bine yakın kişinin öldüğü Bodo Ligi Katliamı’nı gerçekleştirdiğini Güney Kore’yi gezen kaç gezgin bize anlatıyor? Bu kişilerin çoğu Kuzey Kore Halk Ordusu veya komünistlerle hiçbir bağlantısı olmayan sivillerdi (People’s World).
ABD’de yayımlanan sosyalist The Daily Worker gazetesi, 1952’deki bir yazısında şunları yazmıştı: “Yavaş yavaş biz Amerikalılar, Koreli erkeklere, kadınlara ve çocuklara karşı işlediğimiz vahşet hakkında bazı gerçekleri görmeye başlıyoruz” (Daily Worker, 16 Ocak 1952, s. 5). Güney Kore halkına karşı işlenen birçok katliam var ve hepsine burada değinmek mümkün değil. Eğer Güney Kore’nin tek taraflı ve ön yargılı Kore Savaşı anlatısının dışına çıkmazsanız ve hakikatin peşinden koşmazsanız iki Kore’yi ve perdelenmiş olayları tarafsız bir şekilde öğrenmeniz mümkün değil.
DORA GÖZLEMEVİ’NDEN KUZEY KORE’YE BAKIŞ
Imjingak’tan ayrıldıktan sonra otobüsümüz Dora Gözlemevi’ne gitti. Bu gözlemevindeki dürbünlerle Kuzey Kore tarafını izledik. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin bayrağını çıplak gözle görmek mümkündü. Katie, bir dürbünden Kuzey Kore tarafına bakarken birden heyecanlı bir şekilde “Gelin, nöbet tutan Kuzey Kore askeri nöbet tuttuğu yerden dışarı çıktı. Gelin, siz de bakın” dedi.
Yeni bir canlı türü ya da yaratık bulunmuş gibi ben de dahil herkes merakla Kuzey Kore askerini izledi. Oysa o da etten kemikten bir insandı. Karşımızda sadece ekonomik ve siyasi olarak farklı bir sistemle yönetilen bir ülke vardı ancak emperyalizm hedefine koyduğu ülkeleri öcü gibi gösterme konusunda çok yetenekli.
İnsanlar Kuzey Kore’yi anlamak istemiyor ve gerçeğin peşinden koşmuyor. Ana akım basında Kuzey Kore hakkında çok fazla asılsız, eksik ve hatalı haberler var. Kuzey Kore’yi gerçekten merak edenler, tarih profesörü ve önemli bir Kuzey Kore uzmanı olan Andrei Lankov’un Oxford Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan “The Real North Korea” (Gerçek Kuzey Kore) isimli kitabına göz atabilirler.
KUZEY KORE’NİN KAZDIĞI TÜNELLER
Askersizleştirilmiş Bölge’deki son durağımız Kuzey Kore tarafından kazılmış ama sonradan Güney Kore tarafından keşfedilen bir tüneldi. 1974 ile 1990 yılları arasında Güney Kore, Kuzey Kore’den şaşırtıcı saldırılar başlatabilecek dört gizli tünel keşfetmiş. Biz bu tünellerden 1978 yılında keşfedilen 1635 metre uzunluğundaki “Üçüncü Sızma Tüneli”ni ziyaret ettik.
Tünel askeri sınır hattının 435 metre güneyinden geçerek Panmunjeom Ateşkes Köyü’nde son buluyor. Tünele girmeden önce telefonlarımızı ve çantalarımızı bıraktık, baretlerimizi giydik. Uzun bir rampadan indikten sonra tünele ulaştık.
Tünelin yüksekliği en fazla 1,95 cm ve genişliği 2,1 metre olduğu için içeride sürekli eğilmek ve ördek gibi yürümek zorunda kaldım. Tünelde nefes almak çok zordu. Tünelin en sonunda askeri sınır hattı olduğu için Güney Kore tarafından üç farklı beton barikatla kapatılmış. Üçüncü barikattaki küçük bir pencereden ikinci barikata bakıp tünelden çıktım. Tünelden çıktığımda terden sırılsıklam olmuştum. O an tüm kahraman maden emekçilerini saygıyla andım.
Kuzey Kore, bu tünelin varlığını en başta reddetmiş ama sonra bir kömür madeninin parçası olduğunu iddia etmiş. Bilim insanlarına göre tünelin duvarları granit olduğu için bu tünelin bir kömür madeni olma ihtimali yokmuş. Güney Kore, hala keşfedilmeyen başka tünellerin olduğunu düşünüyor.
Katie, turun başında o gün spor yapmamıza gerek kalmayacağını söylemişti. Bunun ne anlama geldiğini tünel yürüyüşünden sonra çok iyi anladım. Askersizleştirilmiş Bölge’deki tur bittiğinde çok yorulmuştum. Dünyanın en ilginç bölgelerinden birini görmek beni çok memnun etti. Güney Kore’deki gezim sırasında Kore’nin tarihi ve kültürü hakkında çok şey öğrendim. Her ne kadar bazı politik konularda Güney Kore’yi eleştirsem de, Kore milli kültürünü, kuzeyiyle güneyiyle tüm kardeş Kore halkını seviyorum. İki Kore’nin de barış içinde yaşamasını ve Kore yarımadasında bir daha savaşın olmamasını temenni ediyorum.
KAYNAKÇA
Kim, S. (2023). South Korea's Forgotten Anti-Communist Killings. The Dial. Erişim adresi: https ://www.thedial.world/
People’s World (2024). ‘Savagery by proxy’: U.S. imperialism’s Korean executioners. Erişim adresi: https ://peoplesworld.org/
_BİTTİ_