Güneydoğulu çiftçi: Üretim için elektrik şart
Güneydoğu’da çiftçiye verilen enerji desteği sona erdi, çiftçi kara kara düşünüyor. Pamuk üretimin yarısını karşılayan Güneydoğulu çiftçi, üretimin azalacağı uyarısı yaptı, ‘Bu elektriğe ihtiyacımız var’ dedi
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde devletin çiftçiye verdiği enerji desteği, aralık ayında sona erdi. Bölgede uygulanan tarımsal sulamada enerji desteği, 2018 yılında başlamıştı. Bakanlar Kurulu Kararı ile Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerinde Tarımsal Sulama Abone Grubuna dahil üreticilerin 2018 yılı için elektrik faturalarının yüzde 35’ini ödemesi koşulu ile geri kalan yüzde 65’ini Tarım ve Orman Bakanlığı destekleme bütçesinden ödenmesini kapsıyordu. Destekleme 5 yıllık olarak düzenlenmiş ve her sene destek miktarı yüzde 10 azaltılarak devam etmesi öngörülmüştü. Desteklere rağmen sorunlu bir beş yıl yaşandı. Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) ile çiftçi bölgede sık sık karşı karşıya geldi. Bölge önemli bir üretim üssü. Özellikle pamuğun merkezi durumunda. Güneydoğu’nun da bir numaralı istihdam alanı.
‘EN PAHALI SİSTEMİ KULLANIYORUZ’
Güneydoğu Sulama Projesi (GAP)’nin bitirilememiş olması nedeniyle de enerji bölgede tarım için olmazsa olmaz. Son gelişmeleri ve beklentileri Şanlıurfa Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Hikmet İpar’la konuştuk. DEDAŞ’n çiftçilere ‘bundan böyle elektrik faturalarının yüzde yüzünü ödeyeceksiniz’ diye mesaj attığını belirten İpar, konuyla ilgili görüşmeler yaptıklarını belirtti.
Dünyanın en pahalı enerjisini kullandıklarını belirten İpar, “Maalesef, biliyorsunuz ki elektrikle sulama dünyada en pahalı sistemdir. Ancak bizim bölgemizde bundan başka alternatifimiz yok. Öyle olunca bu elektriğe mecburuz. Ziraat Odaları Birliğinin de konuyla ilgili çalışmaları ve şu anda görüşmeler devam ediyor. Bu desteğin yüzde 50 civarında tekrar verilmesini istiyoruz. Bu destek aslında bütün çiftçilere uygulanmalı ancak bizim bölgeye biraz daha pozitif bir ayrımcılık yapılması gerekiyor. Şu anda çalışması devam eden sulama sistemlerinin bir kısmı hayata geçmedi, hayata geçmiş olsaydı elektrik enerjisini daha az kullanacaktık. Bölgemize uygulanmasını istediğimiz yüzde 50 desteğin bizim sulama sistemleri bitene kadar devam etmesini istiyoruz.” diye konuştu.
PAMUK ÜRETİMİ DAHA DA AZALIR
Son iki yıldır özellikle pamuk ve mısırda çiftçilerin zarar ettiğini bildiren İpar, şöyle devam etti: “Geçen yıl pamukta yüzde 10-15 civarında bir azalma oldu, bu yıl da azalma bekliyoruz. Enerji desteği olmazsa o zaman ortalama yüzde 30-40 civarında bir azalma olacağını tahmin ediyoruz. Türkiye pamuğunun nerdeyse yarıya yakınını, yüzde 45’ini üretiyoruz, DEDAŞ’ın hizmet verdiği iller olarak yarısını üretiyoruz. Böyle bir durumda pamuğun azalması Türk tekstilini de etkileyecektir, çiftçiyi de sıkıntıya sokacaktır. Çiftçilerimiz pamuktan kaçtığı gibi tarladan da kaçacaktır.”
DEVLET DE KURUM DA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN
Çiftçinin elektriğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Hikmet İpar, “Fırat nehri yanı başımızda ancak mevcut projelerimiz bitmediği için Fırat’a yakın yerlerde çiftçilerimiz kendi imkanlarıyla milyonlarca para dökerek borularla tarlasına suyu taşıyor. Yer altındaki su 500 metreye indi, enerji maliyeti de arttı. Elektrikle sulama pahalı ancak başka alternatifimiz yok, gıdayı üretebilmemiz için, ülkeyi doyurabilmemiz için buna mutlaka ihtiyaç var. Burada hem devlet taşın altına elini sokacak hem kurum taşın altına elini sokacak biz de zaten gövdemizi taşın altına koyarız.” diye konuştu.
‘BİLGİ ALAMIYORUZ’
İpar, enerji desteği olmazsa çiftçinin elektriği az kullanacağını ve belki sulu tarımdan vazgeçeceğini belirtti. İpar, DEDAŞ’la yaşanan sıkıntıları da şöyle anlattı: “Tükettiğimiz enerjinin bedelini ödemek için müracaat ettiğimizde bize sadece bir rakam veriliyor, şu kadar borcunuz var, indirimi şu kadar, ödemeniz gereken miktar bu kadar diye. Bunun dışında herhangi bir bilgi içeren makbuz, dekont gibi bir şey yok. Biz ne kadar tükettiğimizi, tükettiğimiz kilovatın bedeli ne kadar bunu bilemiyoruz.”
‘DEDAŞ KAMULAŞTIRILSIN’
İpar, taleplerini şöyle anlattı: “Normal enflasyon yüzde 62’lerdeyken gıda enflasyonu yüzde 72’lerde.Biz bir tarım ülkesiyiz bu rakam hiç de doğal bir şey değil. Daha önce enerji devletin elindeyken bir sorun yaşandığında muhatap bulabiliyorduk, özelleştikten sonra şirketler, çok da bizi muhatap almıyor. 5 milyar civarında parayı şirkete vermektense kamulaştırılmış olsa bu parayla enerji hatları değiştirilebilir, daha sağlıklı bir enerji verilebilir, başka yerlerde güneş enerjisi panelleri kurma aşamasına gidebilir, devletin imkânlarını devlet kendisi kullanır. Birinci talebimiz DEDAŞ’ın kamulaştırılması.
“İkinci olarak indirimin yüzde 50 olarak yeniden başlaması, bunun sulama projelerimiz bitip devreye girene kadar devam etmesi. Üçüncü olarak alternatif sulama sistemleri mutlaka devreye sokulmalı, bizim bölge güneşten yararlanmak için en uygun yer, açık kanallar üzerine paneller kurarak hem buharlaşma önlenir hem enerji üretilir. 2 milyon dönüme yakın atıl durumda taşlı arazimiz var, oralara da paneller kurularak güneş enerjisi elde edilir ve bu enerji çiftçiye rahatlıkla indirimli verilebilir.”