Gürcü Rüyası Batı’nın kabusu oldu! Gürcistan’da Batı’nın darbe girişimi başarısız olacak

Gürcistan parlamento seçimlerini yaklaşık yüzde 54 oy oranıyla iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi kazandı. Seçim sonuçlarını tanımayan ABD ve Avrupa Birliği (AB) ise Gürcistan’daki aktörlerini sokağa döktü. Gürcü siyaset bilimci Şota Aphaikdze yaşanan gelişmeleri Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi.

Gürcü Rüyası’nın, Batı yanlısı 4 muhalefet partisinin toplam oyundan daha fazla oy alarak tek başına hükümet kurma hakkı kazanmasıyla AB ve ABD, ülkedeki siyasi ve sivil aktörlerini yeniden harekete geçirdi. 2004’te Gürcü vatandaşlığına geçen Fransa’nın eski Gürcistan diplomatı olan mevcut Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ve AB temsilcileri, seçim sonuçlarını kabul etmeyeceklerini ilan etti.

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili

Gürcü Rüyası Partisi Başkanı Mamuka Mdinaradze ise Salome Zurabişvili’nin artık “Cumhurbaşkanı gibi değil, bir ajan ve radikal muhalefetin lideri” şeklinde davrandığını belirtti. Gürcü Başbakan Irakli Kobakhidze ise muhalefet ve sivil toplum kuruluşlarının anayasal düzene karşı çıktığını söyleyerek halk iradesine dikkat çekti.

Olayların arka planını ve olası seyrini Gürcü siyaset bilimci, hukuk doktoru ve Kafkasya İslami Araştırmalar Merkezi Direktörü Şota Aphaikdze’ye sorduk.

Şota Apkhaidze

Gürcistan Cumhurbaşkanı ve Avrupa Birliği (AB), seçimleri “anayasal darbe” olarak niteledi. AGİT gibi bir Avrupa kurumu bile seçimlerin geçerli olduğunu tasdiklerken sizce AB ve Batıcı siyaset hangi somut gerekçeyle seçimleri anti-demokratik sayabiliyor?

Gürcistan Cumhurbaşkanı ve AB temsilcileri ön yargılara sahip ve seçimler hakkında söyledikleri hiçbir şey gerçekle örtüşmüyor. Gürcistan Cumhurbaşkanı'nın bozguncu açıklamalarla muhalefete ve Avrupalı yetkililere çağrıda bulunması başta kendi ifadeleriyle çelişiyor. Seçimleri Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği, Gürcistan'daki seçimleri resmen tanıdı ama şimdi kendileri ve tüm halkla çelişiyorlar.

‘BATI YIKICI MUHALEFETİ İKTİDARA GETİRMEYİ PLANLIYOR’

Seçimlere hile karıştırılmadı ve seçimler yasalara göre gerçekleşti. Evet, seçim merkezlerinde bazı ihlallerin olduğuna katılabilirim ancak bu seçim sonuçlarını etkilemez. En fazla 200, 300, belki 500 oyda bir karışıklık yaşanmış olabilir. Dolayısıyla seçimlerin geçersiz sayılması için hiçbir (belirleyici) neden yok. Muhalefetin ve Avrupalı yetkililerin seçimleri yıkıcı bir şekilde protesto etmelerinin tek nedeni bu seçim sonuçlarından memnun olmamalarıdır. Batılılar ve destekçileri, Gürcistan'da yıkıcı bir muhalefeti çoğunlukta görmek ve yönetimi değiştirmek istiyor çünkü bu yönetim onlara uymuyor.

Gürcistan’ın AB üyelik sürecinin devam edeceğini ön görüyor musunuz? Etki ajanı ve LGBT yasaları vb. milli politikaları izleyen bir Gürcistan, bir gün AB’ye kendini kabul ettirebilir mi?

Ben 15 yıl önce bile Gürcistan'ın asla AB'nin parçası olacağına inanmıyordum çünkü Avrupa coğrafi olarak Gürcistan, Ukrayna, Moldova, Türkiye, Makedonya ya da Sırbistan'ı bünyesinde görmek istemiyor. Dolayısıyla Avrupa, şimdi "Gürcistan'da seçimin hileli olduğunu" ve "Gürcistan'ın AB'ye kabulünün devam edemeyeceğini" söylediğinde bunun saçmalık ve yalan olduğunu anlayabiliyorum. Gürcistan'ı zaten hiçbir zaman AB ülkesi olarak görmeyecekler.

‘DEVLETİN EGEMENLİĞİ AB ÜYELİĞİNDEN DAHA ÖNEMLİ’

Örneğin Türkiye AB üyeliğini 40 yıldır bekliyor ve kimse Türkiye'yi kabul etmiyor, bunu ben uydurmuyorum. Mesela Bosna-Hersek, Makedonya, Sırbistan, Moldova ya da Ukrayna'yı da AB'ye kimse kabul etmez çünkü kendi ulusal değerlerimiz olduğu sürece bizim onlara bir faydamız yok. Şimdi de Gürcistan'ı “vize serbestisini iptal etmekle” tehdit ediyorlar çünkü onlara göre Gürcistan güya demokrasiden vazgeçiyor, insan haklarını ihlal ediyor vesaire... Gürcistan'ın devlet egemenliği, AB'ye katılmaktan daha önemlidir. Bu yüzden AB'nin tehdit ve iddiaları Gürcü vatandaşlarını ve Gürcü liderliğini korkutmamalı.

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili seçim sonuçlarını tanımadı

Ukrayna’daki gibi Gürcistan’da da AB yanlısı liberaller ile Abhazya, Osetya vb. ihtilaflı konular üzerinden aşırı milliyetçilerin birlikte bir renkli devrim yapma ihtimali var mı? Gürcistan’da bir renkli devrim olursa, sizce ülkeyi ve bölgeyi nasıl bir olası jeopolitik senaryo bekliyor?

Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, yıkıcı muhalefet ve Batılı istihbarat servisleri Gürcistan'da birkaç kez darbe yapmak istedi ve elbette şimdi de darbe yapmak ve bir iç savaş başlatmak için başka bir girişim var. Ancak bunun başarılı olmayacağını umuyoruz çünkü zaten çok fazla deneyime sahibiz. Gürcü özel servisleri ve kolluk kuvvetleriyle bu süreci gerçekten önleyebileceğimizi umuyorum.

‘GÜRCİSTAN’DA DARBE BÖLGEYİ ÇOK KÖTÜ ETKİLER'

Eğer ki Gürcistan'da bir darbe olur ve iç savaş çıkarsa, elbette bu tüm bölgeyi, Kafkasya'yı, Ermenistan'ı, Azerbaycan'ı ve Abhazya, Güney Osetya gibi ihtilaflı bölgelerimizi, topraklarımızı çok kötü etkileyecektir ve bu bölgelerimizde sorun çıkacaktır.

Seçimi Gürcü Rüyası Partisi kazandı

Moldova’da da benzer bir gündem varken, AB’nin NATO benzeri bir Rusya’yı kuşatma planı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Elbette. Şu anda Moldova'da olanlar ve genel olarak eski Sovyet coğrafyasında yaşananların nedeni budur. Bu olayların Batı'da çok iyi planlandığını ve Batı'nın eski Sovyet coğrafyasındaki planını metodik ve sistematik bir şekilde uyguladığını düşünürsek, Moldova ve Gürcistan'ın hedef tahtası haline geldiğini görebiliriz.

‘GÜRCİSTAN’IN UKRAYNA OLMASINI İSTEMİYORUZ’

Tabi Batı, yani ABD ve AB ihtilaflı meseleleri eski Sovyet ülkeleri etrafında Rusya'ya karşı kendi siyasi amaçları için kullanmak istiyor. Bundan sadece bu ülkeler zarar görür, Ukrayna şu anda acı çektiği için Gürcistan'da böyle bir durumun yaşanmasını istemiyoruz.

2012’de Gürcü Rüyası muhalif bir parti olarak kurulduktan sonra halk desteğini artırdı. Güvenlik ve ekonomik kaygıların yanında doğrudan veya dolaylı olarak komşu Rusya’nın etkisinden söz edilebilir mi? Gürcü-Rus ilişkileri nasıl bir dönemden geçiyor?

Rusya'nın Gürcü siyaseti üzerinde (manipülatif) hiçbir etkisi yoktur çünkü Rusya'nın Gürcistan'da özel birimleri ya da kendi medya kuruluşları yok. Rusya, Gürcistan'daki siyasi süreçleri finanse etmiyor. Gürcü Rüyası Partisi'nin kurucu lideri Bidzina Ivanişvili'ye gelince, o bu partiyi kurdu çünkü Gürcistan'da zor bir siyasi durum vardı. O dönem, (Gürcistan'ın Eski Cumhurbaşkanı) Miheil Sakaşvili'nin kanlı rejimini insanlar aslında değiştirmek istiyordu. Sonuçta Bidzina Ivanişvili milyarder bir iş insanı olarak ülkede sorunlar olduğunu görebiliyordu. Sakaşvili rejimini değiştirmek gerektiği gerçeğinin yanı sıra kendisi hükümete gelmek istedi ve bu partiyi kurdu.

‘GÜRCÜ-RUS İLİŞKİLERİNİN DOĞASI JEOPOLİTİK’

Yani Rusya'nın doğrudan (siyasi ve ekonomik) bir etkisinin Gürcistan'daki herhangi bir siyasi süreçte kesinlikle olmadığını söyleyebilirim. Küresel jeopolitiğin elbette ülke siyasetinde bir rolü var. Ivanişvili ve partisi Gürcü Rüyası, her şeyden önce (bölgesel jeopolitik) sorunları çözmeye odaklanmış bir parti olarak ortaya çıktı ve kendine bu sorunları Rusya ile beraber çözme görevi edindi.

‘HÜKÜMET BATI’YA TAVİZ VERSE DE YARANAMADI’

Yani Gürcü liderliği Rusya yanlısı olarak adlandırılamaz. Hatta iktidar partisi hiçbir zaman Batı ile flörtü bırakmayıp, her zaman Batı ile ilişkileri düzeltmeye çalışmıştır. Gürcü Rüyası her zaman Batı'yla bir anlaşmaya varmaya çalışmış ve sürekli olarak Batı'ya taviz vermiştir. Buna karşın bizzat Batılılar, İvanişvili'nin Gürcü Rüyası Partisi ve Gürcü liderliği ile çatışmaya girdi. Çünkü bizzat Batılılar Gürcü liderliğini Batı ile çatışmaya girmeye zorladı.

Seçimden sonra Macaristan Başbakanı Viktor Orban Gürcistan'a gitti.

AB Dönem Başkanı ve Macaristan Başbakanı Orban’ın Gürcistan ziyaretini, AB içindeki ayrışmanın büyüyeceği şeklinde okuyabilir miyiz? Sizce Avrupa’daki milliyetçi partiler, Ukrayna savaşı sonrası dönemde Atlantikçiliğe karşı güçlü ve tutarlı bir muhalefet sergileyebilir mi?

Viktor Orban'ın Gürcistan ziyareti elbette AB içinde çok ciddi ve güçlü anlaşmazlıklar olduğunu gösteriyor ve bu anlaşmazlıklar her zaman olmuştur. Viktor Orban, Gürcistan'daki meşru seçim sonuçlarını destekleyen bir Avrupalı lider ve bu da Gürcistan'daki sivil toplum arasında kutuplaşmanın çözülmesine yardımcı oluyor. Ancak (AB Dış Politika ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi) Joseph Borell, Viktor Orban'ı kınadı ve onun "Avrupa'yı temsil etmediğini" söyledi. Yani kendileri zaten AB içinde dönem başkanlığına seçilen Macaristan'ın egemenliğine hakaret ve ihlalde bulunuyor. Örneğin AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michele de her zaman siyasi nüfuzlarıyla Gürcistan'la ilgili yıkıcı politikalar izlemiştir. Zaten, bloğun tüm üyelerinin "aynı görüşe varabileceği" şeklinde bir yaklaşımın olmaması gerekir. Mesela AB ve NATO arasında da farklılıklar vardır.

Komşu Türkiye ve Azerbaycan’a bir mesajınız var mı?

Dostlarıma, kardeş ülkeler Azerbaycan ve Türkiye'ye seslenmek istiyorum; bu ülkelerin liderlerinin çok doğru bağımsızlık ve egemenlik politikaları uyguladığını belirtmek isterim. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a büyük saygı duyuyorum; o benim için bir vatanseverin nasıl olması gerektiğine dair bir örnektir.

‘TÜRKLER VE AZERBAYCANLILAR BATI DİKTATÖRLÜĞÜNE BOYUN EĞMEMELİ’

Bu yüzden Türkler olarak kendi ülkenizi sevmeli ve egemenliğinizi savunmalısınız. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev hakkında da aynı düşünceye sahibim, o da hiçbir şekilde eğilip bükülmeyen ve Batı'ya boyun eğmeyen güçlü ve bağımsız bir liderdir. Türkler ve Azerbaycanlılar geleneklerini, ülkelerini, dinlerini, tarihlerini savunmaya ve Batı'nın diktatörlüğüne boyun eğmemeyi sürdürmeli.

Irakli Kobakhidze

AGİT’ten itiraf: Çeşitli adaylar özgürce kampanya yürüttü

Seçimleri Gürcistan’da takip eden Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri, seçmenlere "genel olarak özgürce kampanya yapabilen" geniş bir aday seçeneği sunulduğunu itiraf etti. Öte yandan AGİT raporunda seçimin toplumda "yerleşik kutuplaşmanın ortasında" yapıldığı iddia edildi. Raporda "Kampanya mesajlarına jeopolitik konular hâkim oldu ve iktidar partisi kendisi ile muhalefet arasındaki seçimi barış ve savaş arasında bir seçim olarak çerçeveledi" argümanı öne sürüldü.

Savcılık seçimlerde hile iddiası üzerine soruşturma başlattı

Gürcistan’daki ilgili savcılık makamı soruşturmanın, Gürcistan Cumhurbaşkanı Zurabişvili ve bazı muhalefet partisi liderlerinin iddiaları nedeniyle başlatıldığını belirtti.

Hile iddiasının sahiplerinin elindeki tüm delilleri savcılıkla paylaşması istenildiği ve Cumhurbaşkanı Zurabişvili'nin 31 Ekim'de savcılığa çağrıldığı kaydedildi. Gürcistan Merkezi Seçim Komisyonu ise yaptığı açıklamada hile iddiaların aslı olmadığını ifade etti. Öte yandan ABD seçimlerin ardından soruşturma çağrısı yapmış ve ‘etki ajanlığı yasasını’ gerekçe göstererek ifade özgürlüğü, şeffaflık ve AB üyelik sürecinin askıya alınması konularında Tiflis’e gözdağı vermişti.

Macaristan’dan AB’ye Gürcistan tepkisi: İt ürür, kervan yürür

Macaristan Başbakanı ve AB Dönem Başkanı Viktor Orban, seçimden bir gün sonra Gürcistan'ı ziyaret etti. Macar liderin Gürcistan ziyareti, AB’nin Gürcistan’daki seçimleri anti-demokratik ilan etmesine karşı yanıt olarak görüldü. Ayrıca Macar Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto ise “13 Avrupalı dışişleri bakanı demokrasinin halkın iradesi olduğu gerçeğini hala hazmedemiyor, Gürcistan hükümetinin Brüksel'den atanmadığını, bizzat Gürcü halkı tarafından seçildiğini hazmedemiyor. İt ürür, kervan yürür” ifadelerini kullandı.

Türkiye: Seçimler Gürcistan ve bölgemize başarı getirsin

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tebrik mektubunda “Seçim sonuçlarının Gürcistan halkına ve bölgemize başarı getirmesini temenni ediyorum. Gürcü halkının iradesini ortaya koyan seçimlerin sakin ve güvenli bir ortamda gerçekleştirilmiş olmasından memnuniyet duyuyorum. Gürcistan halkına da refah ve mutluluk diliyorum” ifadelerini kullandı.

Venezuela: Dünya ülkeleri ABD’nin sömürgeleri değildir

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise açıklamasında Batı’nın hegemonyacılığını eleştirdi: Maduro, “Amerika Birleşik Devletleri ne diyor? 'Seçim sonuçlarını tanımıyoruz, sonuçların gözden geçirilmesini istiyoruz, Gürcistan'daki seçimlerin tekrarlanmasını istiyoruz'. Dünya halklarının kendilerine köle gibi, sömürge gibi davranmasını istiyorlar. 21'inci yüzyılda bir ülke kendisini gezegenin efendisi ve hükümeti görüyor. ‘Venezuela, seni tanımıyorum!’,‘Gürcistan, seni tanımıyorum! ‘Rusya, seninle savaşacağım!' dediğini hayal edebiliyor musunuz? Barışı, devletler arasında saygı ve eşitliğe dayalı yeni bir uluslararası düzeni inşa etmek için bir mutabakat var.”

Çin: Seçime saygı duyuyoruz

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian da yaptığı açıklamada "Çin, Gürcistan'ın seçimleri başarıyla gerçekleştirdiğini kaydetti. Çin her zaman Gürcü halkının seçimine saygı duymuştur ve Gürcistan'ın istikrarlı ve müreffeh bir ülke olmasını içtenlikle ümit etmektedir. Çin, Çin-Gürcistan ilişkilerinin sürekli gelişimini teşvik etmek için tüm taraflarla birlikte çalışmaya hazırdır" şeklinde konuştu.

Rusya: ABD ve AB Gürcistan’a ültimatom vermeye çalışıyor

Rusya Devlet Başkanlığı Sözcüsü Dmitriy Peskov gazetecilerin soruları üzerine “Hiçbir şekilde Gürcistan'ın iç işlerine karışma hakkımız, arzumuz ve niyetimiz yok. Biz bunu hiçbir zaman yapmadık. Ancak gördüğümüz şey, ABD ve AB’den gelen ve Gürcistan yönetimine kelimenin tam anlamıyla ültimatomlar veren akıl hocası benzeri açıklamalardır.” şeklinde konuştu.

Gürcistan’da renkli devrim isteyen ülkeler

Son seçimleri yasadışı görmelerinin yanı sıra başta ABD ve AB olmak üzere, Almanya, Finlandiya, Çekya, Danimarka, Estonya, Letonya, Litvanya, İzlanda’nın da arasında bulunduğu bazı Batılı ülkeler uzun bir süredir Gürcistan’da renkli devrimi hedefliyor. Haziran 2024’te Gürcü parlamentosunda çoğunluk oyuyla kabul edilen Batı ülkelerinin Gürcistan’daki sivil toplum kuruluşlarını ve LGBT derneklerinin faaliyetlerinin fonlamasını yasaklayan ‘etki ajanları yasası’ sürecinde söz konusu Batı ülkeleri Gürcü hükümetine karşı radikal muhalefeti sokaklara çağırarak renkli devrim hedeflerini ilan etmişti.

Sonraki Haber