Haberi hedef aldı ilaçları kabul etti
Aydınlık’ın gündeme getirdiği İstanbul Üniversitesi merkezli çalışma tartışma yarattı. Cinsiyet değişimi amacıyla 27 çocuğa ergenlik durdurucu, 15’ine çapraz cinsiyet hormonu uygulandı. Yazarlardan Doç. Dr. Melek Yıldız, ‘medikal tedavi’yi kabul etti.
İstanbul Üniversitesindeki çocukların cinsiyetlerine yönelik tıbbi müdahale ile ilgili çalışmanın yazarlarından Doç. Dr. Melek Yıldız Aydınlık'ın haberlerine "çarpıtma" dedi. Yıldız, “medikal tedavi uyguladıklarını” ise kabul etti.
Türkiye’de çocukların cinsiyetine tıbbi müdahale yapıldığı Aydınlık’ın haberiyle ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi merkezli çalışma,18 yaşından küçük 27 çocuğa ergenlik durdurucu, 15 çocuğa da çapraz cinsiyet hormonu uygulandığını gösterdi. Çalışmaya göre 17,5 yaşındaki 2 kız çocuğun memeleri alınmış, henüz 18 yaşına gelmemiş 4 erkek çocuğun ses ve yüzlerine kadınlaştırma, birine de meme büyütme ameliyatları yapılmıştı. Gazetemiz, hakemli dergi Journal of Clinical Research in Pediatric Endocrinology’de, hakem incelemesi tamamlanmadan çevrimiçi yayınlanan makaleye dayanarak olayı gündeme taşıdı ve makalenin yazarlarına çağrıda bulunarak yanıt hakkı tanıdı. 11 yazardan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Melek Yıldız gazetemize cevap ve düzeltme metni gönderdi.
‘AYRINTILI BİLGİLENDİRME SONRASI YAPILDI’
Haberlerin gerçek dışı olduğunu öne süren Yıldız’ın açıklaması şöyle:
“İstanbul Üniversitesi gibi köklü bir kurumda hukuka ya da tıp etiğine aykırı bir işlem yapılması söz konusu değildir. Tedavi için başvuran hiçbir çocuk ya da ergene makalede adı geçen hekimler tarafından hiçbir operasyon yapılmamış ve önerilmemiş, yasalara aykırı herhangi bir tıbbi tedavi yapılması da söz konusu olmamıştır. Hedef gösterilen akademisyenlerin hiçbiri cerrah değildir, herhangi bir hastaya ameliyat olması hususunda yönlendirme yapılması da mevzubahis değiIdir. Hastalara, kabul gören ulusal ve uluslararası rehberler doğrultusunda medikal tedavi yöntemleri uygulanmakta, bu yöntemler geri döndürülebilir nitelikte tedaviler olmakla, kalıcı etki bırakacak hiçbir işlem yapılmamaktadır. Kuruma aileleriyle beraber tedavi talebiyle başvuran hastaların sağlık durumları titiz bir şekilde incelenmektedir. Psikiyatri raporu ve ebeveyn onamı olmayan kişilerin tedavisine başlanılması mümkün değildir. Her şeyden önce bu kimselere ve ailelerine tedavi süreci, olası yarı etkiler, izlem yapılacağı gibi konularda gerekli ve detaylı bilgilendirmeler yapılmakta onayları alınmaktadır. Ayrıca süreç devam ederken hastalar psikiyatri uzmanlarınca gözlem altında tutulmaktadır. Cinsiyet değiştirme ameliyatının en önemli şartı 18 yaş üstünde bireyin mahkeme kararı ile bu hususta başvuru yapmasıdır. 18 yaş altında uygulanan medikal tedaviler tıp etiğine ve yasalara uygun olup Sağlık Bakanlığı onayı ile yapılmaktadır. Hormon düzenleyici ilaçların reçetesiz oIarak satılıyor olması sebebiyle sürecin tıbbi destek ve kontrol altında ilerlemesi son derece önem teşkil etmektedir.”
ÜNİVERSİTE DIŞINDAKİ MÜDAHALELER MAKALEDE NEDEN YOK
Tartışmaya neden olan makalede çocuklardan 5’inin İstanbul Tıp Fakültesine gelmeden önce reçetesiz hormon ilacı kullandığını ifade ediliyor. Aydınlık da bu bilgiyi ilk yaptığı 13 Ağustos’ta yayınlanan haberde yayımladı. Makalede, “Çalışmamızda beş ergende reçetesiz hormon ilacı kullanımı gözlemledik. Trans ergenler arasında uygunsuz hormon kullanımı sorunlu olabilir ve bu da genel sağlıklarını bozarak fiziksel ve ruhsal sorunlara yol açabilir.” ifadesi yer aldı. Ancak makalenin herhangi bir yerinde bu 5 çocuk dışında kalan diğer çocuklara tıbbi müdahalenin İstanbul Tıp Fakültesi dışında yapıldığına ilişkin herhangi bir ifadenin yer almaması dikkat çekti.
YASA DIŞI İŞLEM BİLDİRİLDİ Mİ?
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, söz konusu ameliyatların merdiven altı yerlerde yapıldığını çocukların daha sonrasında merkezlerine geldiğini açıkladı. Türkiye’de 18 yaş altındaki çocuklara cinsiyet değiştirme amacıyla ameliyat yapılması yasal değil. Bu durum Türk Ceza Kanununun 280’nci maddesinde yer alan “Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmünü akıllara getirdi. Haberlerin yayınlandığı 13 Ağustos’tan bu yana, üniversitede çalışan sağlık mesleği mensuplarının, yasa dışı bu işlemi saptamasının ardından yetkili makamlara bildirdiğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.