Hafıza oyunlarını çözen psikolog

Bluma Zeigarnik (1900-1988) Berlin deneysel Psikoloji Okulu ve Vygotsky Topluluğu üyesi olan Litvanya kökenli bir Sovyet psikologdur. İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde deneysel psikopatolojinin Sovyetler Birliği'nde ayrı bir disiplin olarak kurulmasına katkıda bulunmuştur.

Bluma Zeigarnik, Zhenya Bluma Gerštein olarak şimdiki Litvanya’da Yahudi bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. Anadili Rusça olmasına rağmen Yidişçe, Litvanca ve Lehçe konuşabiliyordu.

1920'lerde hafıza üzerine, kesintiye uğrayan ve tamamlanan görevlerle ilişkili olarak hafızayı karşılaştırdığı bir çalışma yaptı. Şu anda Zeigarnik etkisi olarak bilinen, kesintiye uğramış görevlerin tamamlanmış olanlardan daha iyi hatırlandığını keşfetmişti. 1931'den itibaren Sovyetler Birliği'nde çalıştı. Moskova Devlet Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nün kurucularından biri olarak kabul edilir. 1983'te psikolojik araştırmaları nedeniyle Lewin Anma Ödülü'nü aldı.

SAVAŞ YILLARININ YARALARI

Zeigarnik'i ilk etkileyenlerden biri Kurt Lewin'di. Zeigarnik, Lewin ile 1924'te Berlin Üniversitesi'nde tanıştı. Bu süreçte Zeigarnik, öğretmen ve araştırmacı olan Lewin’in ilerici görüşlerini beğendi ve bilimsel kariyerine onun araştırma grubunda yer alarak başladı. Meşhur teorisi Zeigarnik etkisi'ni Lewin ile birlikte geliştirdi. Aynı zaman diliminde Alexander Luria ve Alexei Leontyev ile de çalışmaya başladı. Birlikte zihinsel yapıları ve genel psikolojiyi içeren konuları incelediler. Araştırmaları, Zeigarnik'in kendi psikoloji alanını yaratmasının ve adını vermesinin de yolunu açtı.

1940 yılında Zeigarnik, beyin yaralanmalarının etkileri üzerine çalışmalar yayınlamaya başladı. Ana ilgi alanı, askeriyede beynin frontal loblarının yaralanması durumunda yaşanan kendiliğindenlik kaybıydı. Hastanedeki diğer bir araştırma alanı ise, beyin sarsıntısı sonrası tepkisel sağırlık-dilsizlikti. 1940'ların sonunda, travma geçirmiş veya geçirmemiş askeri hastalardaki patolojileri karşılaştırabileceği, kayda değer miktarda bilgi topladı.

1959'da "Akıl hastalarında düşünme bozuklukları" başlıklı başka bir bilim doktoru tezi hazırladı. Zeigarnik tez çalışmasında şizofreni, epilepsi, serebrovasküler hastalık, beyin hasarı, zeka geriliği, ensefalit, ilerleyici felç, manik depresif psikoz ve kişilik bozuklukları teşhisi konan 710 farklı hasta ile yapılan bir çalışmanın sonuçlarını paylaştı. Hatta, aynı dönemde başka hastaların ve öz-düzenleme, davranış arabuluculuğu, sinir bozukluğu olan hastalar için tedavi organizasyonu, akıl hastalıkları gibi başka konuların yer aldığı çalışmalarda da bulundu.

ZEİGARNİK ETKİSİ

Zeigarnik, düşünme bozukluklarını üç ana kategoride ele aldı: 1) Genelleme sürecinin bozulması, 2) Düşünmenin mantıksal yapısının bozulması ve 3) Amaca yönelik düşünmenin bozulması. Bu üç ana kategorinin hangi alt kategorilerinin belirli hastalıkların özelliği olduğunu ve bunları en iyi nasıl saptayacağını araştırdı. Yalnızca teşhis edilmiş bir hastalığın özelliği olabilecek düşünme bozukluklarının olmadığı ortaya çıktı. 1940-1950'lerde Sovyetler Birliği'nde, büyük ölçüde Zeigarnik'in araştırması sebebiyle, daha sonra deneysel anormal psikolojinin temelini oluşturacak olan ve sonraki on yıllarda büyük ölçüde genişleyen, sistematik olarak oluşturulmuş geniş bir araştırma verisi dizisi birikimi vardı.

Zeigarnik, önemli olan noktanın deneyde değil, bireysel özelliklerin veya kişilik özelliklerinin ölçülmesi ve bunların karşılıklı ilişkide olduğu psikolojik araştırmaları eleştirdi. Bir dizi tekniğin kullanılmasının zorunlu olduğunu düşünüyordu ve patopsikolojik bir çalışmanın bir deney, hastayla görüşme, çalışma esnasında hastanın davranışlarının gözlemlenmesi, hasta kişinin yaşam öyküsünün analizi (bu, bir doktor tarafından profesyonelce yazılmış bir tıbbi öykü ve klinik bir kayıttır) ve deneysel verilerin hastanın yaşam öyküsüyle kıyaslanması gibi birkaç farklı bileşen içermesi gerektiğine inanıyordu. Zeigarnik'in bakış açısına göre, dinamik araştırma yapmak, yani aynı kişiyi bir veya iki yıl içinde görmek (her durumda mümkün olmasa dahi) çok önemliydi.

Psikolojide Zeigarnik etkisi, insanların kesintiye uğramış veya tamamlanmamış görevleri tamamlanmış görevlere kıyasla daha iyi hatırladıklarını beyan eder. Gestalt psikolojisinde Zeigarnik etkisi, Gestalt fenomeninin genel mevcudiyetini açıklamak adına kullanılmıştır: sadece algısal etkiler olarak var olmakla kalmaz, aynı zamanda bilişte de bulunur.

Sonraki Haber