Hafize Gaye Erkan tartışması: Asıl sorun sıcak para bağımlılığı
TCMB Başkanı Erkan’ın üç hafta boyunca ABD’de kalması kamuoyunda tartışma yarattı. Erkan’ın ABD’de yabancı yatırımcılarla görüşme amacıyla bulunduğu dile getirilirken Aydınlık’a konuşan Bartu Soral, asıl konuşulması gerekenin sıcak para bağımlılığı olduğunu söyledi
Bir Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) çalışanının CİMER’e yazdığı şikayet dilekçesinin ortaya çıkmasının ardından; TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ailesinin Banka yönetimine gayriresmi bir şekilde dahil olması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Erkan’dan rahatsızlıklarının olduğu, görev değişikliği olabileceği iddiaları dile getirilmeye başlandı. Kamuoyundaki bir diğer tartışma konusu ise Erkan’ın, yılbaşından Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısına dek, üç hafta boyunca ABD’de olması. Erkan’ın yabancı yatırımcılarla görüşmek amacıyla yurt dışında olduğu belirtilse de yurt dışında yatırımcılarla görüşmenin Merkez Bankası Başkanlığının görev tanımına girip girmediği, üç hafta gibi bir süre yurt dışında görüşmeler yapmasının uygun olup olmadığı tartışılıyor.
Aydınlık’a konuşan kalkınma ekonomisti Bartu Soral, TCMB Başkanı’nın üç haftadır yurt dışında olmasının ilginç olduğunu söyleyerek, şu vurguları yaptı:
“İnsan kedisi, köpeği kaybolduğunda dışarı çıkar, arar. Para böyle yolda aranmıyor? İlişkiler var, görüşme tarihleri bellidir. Bunun için 3 hafta yurt dışında kalmanıza ihtiyaç yok. O açıdan enteresan bir süreç. Asıl tartışılması gereken, Türkiye'nin bu kadar sıcak para bağımlısı olması. Biz enflasyonu nasıl kalıcı olarak düşürebiliriz? Bunun yolu açık: Türkiye'nin dış ticaret açığını kapatması; üretim eksikliğini, teknoloji açığını ve eğitimdeki zayıflığını giderebilmesiyle mümkün. Bunun yıllardır, AKP’nin 22 yılında ve ondan önce başarılamadığını görüyoruz. Fakat ne yazık ki tartışılmıyor.”
DEVLET TECRÜBESİ EKSİKLİĞİ
TCMB çalışanlarının, sorunlarını aktarmak için Başkan’ın ailesi ile neden konuştuğu sorusunu soran Soral, sözlerini şöyle tamamladı:
“Merkez Bankasını bilirim, tanırım. Merkez Bankasında bir görevlinin, başkanın babasını ve annesini bulduğu, onlarla konuştuğu, bir kumpas yapılacağını anlattığını söylüyorlar. Bu bile bir gariplik olduğunu gösteriyor. Benim babam yıllarca Merkez Bankası’nda yönetim kurulu üyesi idi. Politika yapıcı, karar alıcı düzeyinde yöneticiydi. Ne babasıyla, ne annesiyle ne eşi ne de bizlerle randevu alıp görüşebilen personel oldu. Personelin, annesinin telefonunu bulması, mesaj atması ile Gaye Hanım savunulurken bile bir garipliği ortaya koyuyorlar. Bir personelde başkanın anne-babasının cep telefonu numarasının ne işi var? “Gaye Hanım daha ABD’den getirilirken şunu söyledik: Merkez bankacılığı teknik bir iştir. Ancak Merkez Bankasında yetişen bürokratlar bunu layıkıyla yapar. Hafize Gaye Erkan’da devlet terbiyesi, tecrübesi yok. Bürokrasinin nasıl işlediği hakkında bilgisi yok. Burayı bir babasının çiftliği sanmış. AKP'nin devlet kurumlarına ve bürokrasiye bakışı memurlara, uzmanlara, bürokratlara davranışı da zaten bu. Şaşırtmadı Hafize Gaye Erkan’ı getirmiş olmaları.”
KEMAL DERVİŞ BENZETMESİ
TCMB Başkanı Erkan’ın üç hafta ABD olmasının geçmişte Kemal Derviş’in ortadan kaybolmasına benzettiğini kaydeden iktisatçı Prof. Dr. Cem Başlevent, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, ‘Kemal Derviş Amerika'da ama şu anda nerede onu ben de bilmiyorum.’ demişti. Gaye Hanım’ın durumu bana onu çağrıştırdı. Enteresan bir şey. Aslında o görev tanımında olmayan bir şey. Türkiye'ye sermaye girişini sağlamak için görüşmeler yapması kulağa tuhaf geliyor ama iyi niyetli bir çaba da olabilir. Ön yargılı olmamak gerek. Gerçekten de döviz girişine ihtiyacımız var. Yabancıların güveninin çok azaldığı ve kalıcı finansal yatırımların Türkiye'yi pek tercih etmediği bir dönemi bitirmeye uğraşıyoruz. O yönde çabalar da söz konusu olabilir. Perşembe günü Para Politikası Kurulu yeni faiz kararını açıklayacağı için gelmesi gerekiyordu ve gelmiş durumda.”
‘GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ ÇALKANTI YARATMAZ’
Erkan ile ilgili bir problem ve kan uyuşmazlığı olduğunun görüldüğünü ifade eden Başlevent, şöyle devam etti:
“Farklı kesimler kendisinin bazı davranışlarından hoşnutsuz. Banka içindeki personel ile sorunları olduğu düşünülüyor. Mehmet Şimşek ile arasının çok iyi olmadığına dair yorumlar var. Seçim öncesi bir mecburiyet olmazsa görevine son verileceğini sanmıyorum. Seçimi de atlattıktan sonra kendisiyle istişare edilerek görevden ayrılmasının uygun olacağı tebliğ edilebilir. Belki o da çok mutlu değildir. Arzu ettiği ortamı bulamamış olabilir. Dolayısıyla seçimden sonra piyasaları da fazla çalkantıya sürüklemeyecek şekilde bir görev değişimi olabilir.
“Görev değişikli mutlaka bir cuma gece yarısı açıklanır. Eş zamanlı olarak kendisinin yerine gelecek olan kişinin de ismi paylaşılır. Eğer açıklanacak yeni isim de piyasalara güven verecek, mevcut Merkezi Bankası politikalarını devam ettirecek birisi olarak algılanırsa problem yaratacağını sanmıyorum. Zaten şu anda içeride çok fazla yabancı yok. Naci Ağbal kararında olduğu gibi bir anda panik yapıp ya da hayal kırıklığına uğrayıp Türkiye'yi terk edecek büyüklükte fonlar yok Türkiye'de. Türk yatırımcılar, yerli piyasa oyuncuları da kimin ne olduğunu biliyorlar. Piyasada çalkantı ortaya çıkmadan atlatılır diye düşünüyorum.”