‘Üretim ve ihracatla büyümeliyiz’

Denizli Sanayi Odası (DSO) Meclisi Haziran Ayı Olağan Toplantısını tamamladı. Meclis’in gündeminde ihracat, istihdam ve büyüme rakamları, göçmen iş gücünün entegrasyonu ve iş gücü ihtiyaçları, GSYH’nin yıllara göre seyri, Kamuda Tasarruf Paketi gibi önemli başlıklar vardı

Denizli Sanayi Odası (DSO) Meclisi Haziran Ayı Olağan Toplantısı, Müjdat Keçeci Meclis Salonu'nda yapıldı. Meclis’in gündeminde ihracat, istihdam ve büyüme rakamları, göçmen iş gücünün entegrasyonu ve iş gücü ihtiyaçları, GSYH’nin yıllara göre seyri, Kamuda Tasarruf Paketi gibi önemli başlıklar yer aldı.
Büyüme, ihracat ve istihdam rakamlarını değerlendiren DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu,

“Hane halklarının harcamalarının artmış olması bize iç talebin güçlü olduğunu gösteriyor. Artan hane halkı harcamaları, dayanıklı tüketim malları, giyim ve gıda gibi sektörleri olumlu etkiledi. Açıklanan rakamlara baktığımızda, inşaat sektörünün ve hane halkı tüketim harcamalarının temel belirleyici olduğunu görebiliyoruz. Bu konuda geçtiğimiz yılın şubat ayında yaşadığımız büyük felaketin sonuçlarını bir kenara atamayız. Ayrıca, bu rakamlarda yatırımların da büyümeye ciddi katkısı var.” diye konuştu.

Kasapoğlu, "Sanayideki büyüme yüzde 4,9. Bu her ne kadar üretim anlamında olumlu bir rakam olsa da genel ortalamanın altında kalması sebebiyle dikkat çekilmesi gereken bir sonuç. Büyümeyi refaha dönüştürebilmek için üretim ve ihracat şart. Ekonomimizin büyüme rakamlarını üretimden ve ihracattan almamız gerekiyor." dedi.

SOSYAL YARDIM REJİMİ

Gelir dağılımındaki değişime ve kalkınmaya dair göstergeleri bir kenara bırakmamak gerektiğini de belirten Kasapoğlu, şöyle devam etti:

“Açıklanan verilerle, Türkiye’de 2017 yılında 3,2 milyon hanenin sosyal yardımlardan yararlandığını biliyoruz. İstisnai bir dönem olarak pandemi sürecini hesaba katmasak dahi, bu sayı 2023 yılında 5 milyona dayanmış durumda. Buna göre her 5 haneden biri çeşitli düzeylerde sosyal yardım alıyor. Son 4 senede sosyal yardım alan hane sayısı 1,7 milyon artış gösterdi. Bu da yüzde 52 artış anlamına geliyor."

“Türkiye’nin sosyal güvenlik rejiminden bir sosyal yardım rejimi kurgusuna geçişi, bugünümüzü etkilediği gibi, geleceğimize de ket vurmaya aday bir durum yaratıyor. Bireylerin işgücü piyasasında yer almadığı her periyot, prim ödemesiz geçen uzun aralıklar, emekli aylıklarının düzeyi gibi konuları gündemden hiç çıkmamacasına önümüze bırakıyor.”

Sonraki Haber