Harekât öncesinde PKK çevresinden son bilgiler

Türkiye-Irak, Türkiye-İran ve Türkiye-Suriye yakınlaşması ABD/İsrail’in kâbusudur. Bu kâbusu işbirlikçi PKK/PYD’de yaşıyor. Dört ülke arasındaki dostane ilişkiler hem Filistin’e en büyük destek olacaktır hem de ABD/İsrail kaynaklı terör sorununa çaredir.

PKK’nın başını çektiği, yönettiği Irak-İran-Suriye’den bazı irili ufaklı örgütlerin içinde yer aldığı Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK-Kongreya Neteweyi ya Kurdistane), 24 Mayıs 1999 yılında Hollanda'nın Amsterdam kentinde kuruluşunu ilan etti. Abdullah Öcalan’ın tutuklanması sonrası oluşturulan yapılanma, PKK’nın Avrupa’da rahat hareket etmesini sağladığı gibi diplomasi alanındaki çalışmalarını da örgütlemektedir.

PKK, 1990’lı yıllarda sayısız isimler altında örgütlenmelere gitti. “Kürdistan Ulusal Meclisi”, “Sürgünde Kürdistan Parlamentosu” adı altında faaliyetlerini devam ettiren PKK, en sonunda KNK’da karar kıldı.

Sözde Kürdistan Ulusal Kongresi, 21 Nisan 2024 tarihinde Hollanda’da 22. Genel Kurulu’nun ara dönem toplantısını yaptı ve “Artık Birlik Zamanı” başlığı altında bir Sonuç Bildirgesi yayımladı.

YENİ KANDİL SÜLEYMANİYE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bağdat ve ardından Erbil ziyareti, PKK cenahında telaşı artırdı. Türkiye-Irak ortak askerî operasyonu korkusu örgütte alarm zillerinin çalmasına neden oldu. PKK medyası günlerdir farklı isimli örgütleri aracılığıyla Irak Hükûmeti’ne sıcak mesajlar gönderiyor. Cemil Bayık, Duran Kalkan ve diğer PKK önderliği sık sık Türkiye ve Kuzey Irak (IKBY)’ı, özellikle de KDP’yi tehdit eden açıklamalarda bulunuyor. Bu olgu KNK’nın Sonuç Bildirgesi’ne de yansıdı.

PKK, Öcalan’ın yakalanmasının ardından Suriye’den Irak’ın kuzeyine güçlerini çektikten sonra Kandil’i ana karargâh olarak kullanmaya başladı. Türkiye sınırına yakın Gara, Metina, Avaşin, Zap, Basyan, Kandil, “Medya Savunma Alanları” olarak ilan edildi ve uzun yıllar sınırlarımızdan sızmalar, adı anılan yerlerden yapıldı. Ancak TSK’nın Kandil’e yönelik açıklamaları ile operasyonlarının ardından örgüt ana siyasi çalışma merkezini Süleymaniye yakınlarındaki kırsal alana taşındı. PKK’nın Cemil Bayık başta olmak üzere ana kadroları Süleymaniye içine çekildi ve sürekli yer değiştirerek hedef olmaktan kurtulma uğraşısı içindeler.

KNK AĞZINDAN TÜRKİYE’YE TEHDİT VE SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI

Sözde dört parçada Kürtlerin ulusal birliğini sağlayacak olan KNK’nın toplantısı KDP’yi düşman ilan ederek sonuçlandı. Uzun zamandır IKBY ve KDP ile görüşmeye çalışan KNK, her defasında eli boş dönmüştür. Bunun üzerine kurulda konuşan KNK Eş Başkanlarından Ahmet Karamus, “KDP, Kürt birliğinin önündeki en büyük engeldir.” dedi. 24 Nisan itibarıyla da Suriye’nin kuzeyindeki esas olarak KDP’nin yönlendirdiği ENKS, PYDK, PDK-S’nin bürolarına PKK/YPG tarafından eşzamanlı saldırı gerçekleştirdi ve gerginlik sürüyor. Yine, PKK’nın askeri kanadı HPG’nin silahlı kadın kolu YJA’nın sözde komutanı Şerda Mazlum, Gabar MedyaHaber’e yaptığı açıklamada, Türkiye-Irak yakınlaşmasını hedef aldı ve KDP’yi tehdit etti. KDP’nin işbirlikçi olduğunu ve bunun bedelini ödeyeceğini belirtti.

Diğer Eşbaşkanlardan Zeyneb Murad ise Türkiye’nin operasyonlarına karşı çıkarak, “Kürdistan topraklarının işgalcilerin hegemonyası altına girmesine izin vermeyeceğiz. Bu savaş geniş ve topyekûn bir savaştır. Bu nedenle kapsamlı, topyekûn ve seferberlik tutumuna ihtiyaç var. Bu nedenle halkımızın ve işgale karşı duran özgürlük savaşçılarının direnişini tüm sesimizle destekliyoruz.” diyerek Sonuç Bildirgesi’ni okudu:

“Toplantı, Türk devletinin Başûr ve Rojavayê Kürdistan’a yönelik tehditlerine, saldırılarına ve operasyon hazırlıklarına acilen tüm Kürdistanlıların ve Kürt dostlarının dikkatini çekmekte ve tüm Kürdistan güçlerini ve Kürt dostlarını bunlara karşı çıkmaya çağırmaktadır.”

“Kürdistan Ulusal Strateji Belgesi’nin 4. maddesi şöyle diyor: ‘Kürdistan’daki bir güce veya Kürdistan’ın bir parçasına karşı işgalcilerle her türlü işbirliği kırmızı çizgidir ve ulusal düzeyde kınanmalıdır.’ Genel Kurul bu hususu bir kez daha vurgulayarak, KDP yetkililerine Türk devleti ile işbirliklerini durdurmaları ve işgale karşı çıkmaları çağrısında bulunmaktadır.”

“Toplantı, Irak hükümetine Türk devletinin Irak’taki saldırı ve operasyonlarına karşı çıkma, askeri üsleri kaldırma ve Türk ordusunun işgaline son verme çağrısı yapıyor.”

“Toplantı, Türk devletine bu tehdit ve saldırıları durdurması, barış diyalogu ve siyasi çözüm sürecine geri dönmesi çağrısında bulunuyor.”

7 Ekim 2023 tarihinde HAMAS’ın İsrail’e karşı başlattığı direnişin ardından PKK rahatlamış görünüyordu! Zannedildi ki Türkiye dikkatlerini Irak ve Suriye’nin kuzeyinden Filistin’e odaklayacak ve bir süreliğine de olsa operasyonlar duracak. Bu ise örgütün hazırlıklarını yapmasına fırsat verecekti. PKK özellikle de eylül ayından itibaren zaman zaman küçük gruplar halinde silahlı elemanlarını ülkemiz içine taşıyor ve yerleştiriyordu. 7 Ekim HAMAS eylemi sonrası ise taşımayı hızlandırdılar. Şırnak Valiliğinin, Güçlükonak ilçesi sınırlarında bulunan Gabar Dağı bölgesi ile Silopi ve Cizre ilçeleri sınırlarında bulunan Cudi Dağı bölgesinin 9 Mayıs’a kadar ‘özel güvenlik bölgesi’ ilan etmesi yerindedir. PKK, sadece kırsal alanda değil aynı hazırlığı metropollerde de sürdürüyor.

PKK/KNK’lı Zeyneb Murad’ın “Bu savaş geniş ve topyekûn bir savaştır. Bu nedenle kapsamlı, topyekûn ve seferberlik tutumuna ihtiyaç var.” sözleri bu bağlamda anlam kazanıyor.

Bildirgede kısaltarak sıraladığımız maddeler açık. Irak ve Türkiye’nin arasını bozmaya yönelik ABD/İsrail planını hayata geçirmek için her yol deneniyor.

Türkiye Irak, Türkiye İran ve Türkiye Suriye yakınlaşması ABD/İsrail’in kâbusudur. Bu kâbusu işbirlikçilerinden PKK/PYD de yaşıyor. Dört ülkenin silahlı işbirliği hem Filistin’e en büyük destek olacaktır hem de ABD/İsrail kaynaklı terörü kökünden çözmenin tek yoludur.

PKK’NIN AĞLARI

Amerikancı PKK, partilerden derneklere, spor kulüplerinden aşiretlere, yayınevinden medyanın her alanına, solumsu oluşumlardan tarikatlara ve bazı sahte Alevici örgütlere, yurtiçinden yurtdışına geniş bir ağa sahiptir. 1984’den bu yana geçen sürede pek çok tecrübe edinmiş ve ABD/İsrail tarafından eğitilerek beslenmiştir. O nedenle HDP’nin kapatılması, DEM hakkında kapatılma davasının açılması ve sonuçlandırılması önemli bir adımdır ama sonuç değildir.

SONUÇ YERİNE

Irak ile varılan anlaşma olumludur. Ancak, Irak’ın ulusal bütünlüğündeki zaaflar, iç cephede istikrarın oturmaması, Irak ordusunun yanı sıra “sivil” silahlı grupların varlığı ve etkisi, Sünni/Şii-Arap/Kürt bağlamında Irak’ın birliğinin tamamlanamaması, ABD’nin konumu ve IKBY-KDP’ye karşı hâlâ PKK’ye gösterilen “esneklikler” gibi sorunlar göz önüne alınacak olursa zorlukların aşılması için büyük çaba gerekiyor. Türkiye-Irak arasındaki işbirliğinin pekişmesi Bağdat’ın güçlenmesine ve sorunlarını çözmesine de yardımcı olacaktır.

PKK’nın uluslararası ilişkilerinin ve gücünün kırılarak marjinal bir örgüt haline getirilmesinde Irak ve İran’ın yanı sıra Suriye’de kilit ülkedir ve kilidin açılması için Suriye­­­ ile ilişkiler yeniden rayına oturtulmalıdır.

Sürenin uzaması üç komşu ülkenin ve bizim aleyhimizedir.

Sonraki Haber