Harmandalı sakinleri bu kez banka faiziyle baş başa
İzmir’in bahtı kara mahallesi Harmandalı sakinlerinin başı şimdi de Oçakcı’yla dertte! Yıllarca İzBB’nin çöplük yaptığı bölgede, evlerinin sağlıklarının derdine düşmüşlerdi. Kurtuluş yolu diye saadet zinciri vaatlerine kandılar, banka faizleriyle ortada kaldılar.
İzmir'in Çiğli ilçesinde yüksek kâr vaadiyle 5 milyar TL üzerinde vurgunla suçlanan Sedat Oçakçı'nın mağdur ettiği kişiler son durumu Aydınlık ve Ulusal Kanal’a anlattı. Sisteme kredi çekip para veren birçok kişi çıkmazda! Mağdurların bir kısmı varını yoğunu satıp borcunu kapatırken çoğu ödeme zorluğu nedeniyle bankaların kara listesine girdi.
FETÖ ARTIĞI DOLANDIRICI İDDİASI
En çok mağdur İzmir Harmandalı’nda yer alıyor. Köyde her 10 kişiden 9’u sisteme girmiş ve parasını kaptırmış durumda. Harmandalı sakinleri sisteme Seçil Ocakçı’nın ailesi vasıtasıyla girdi. Köyde ‘saadet zinciri’nin pembe vaatleriyle sisteme girmeyen kişi sayısı yok denecek kadar az. Mağdurların gözü mahkemede. Yargılamanın bir an evvel sonuçlanmasını bekleyen Oçakcı Holding mağdurları biran evvel kaybolan paralarına kavuşmak istiyor.
Öte yandan yakalanan 32 kişinin 27’sinin "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve nitelikli dolandırıcılık" suçuyla tutukluluk hali devam ediyor. Saadet Zincirinin lideri olan Sedat Ocakçı’nın 2019 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'nden FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edilen üsteğmen olduğu ortaya çıkmıştı.
‘ŞEKER HASTASI OLDUM’
Harmandalı mahallesinde Ocakçı’nın çarptığı mağdurlar Aydınlık’a başlarına geleni anlattılar.
Ali Solak: Ben 2012 model Symbol taksimi sattım, üstüne kredi çektim ve 3 milyon liraya yakın para vermiştim… Kimse görmesin diye burada içerden alırdı parayı. En son kredi borcuyla başbaşa kaldık, aylık 25 bin liralık borç derdi kaldı, şeker hastası oldum! Benim oğlanların gözüne bakıyorum, akşam gelsinler de para versinler diye. Oysa bugüne kadar kimseden 50 kuruş borç para istemedim… Bizi bitirdi, ocağımızı söndürdü.
Ocakçı, bir de üretim sözü vermiş komşularına! “Yağsız tuzsuz jeneratör işi yapacağım. Sonra da drone fabrikası kuracağım. Türkiye bunu görecek, paraları bana yatırın, korkmayın” demiş. Ali Solak, karşıdaki manavı gösteriyor, o da mağdurlardan biriymiş: “Manav her gelişinde bir kamyon malzeme getirir satardı. Şimdi getirdiği meyve-sebze çöpe gidiyor, alan yok! Kimsede para yok! Herkes bitti. Kimsenin konuşmaya dermanı yok.”
YAKINDA İCRA KAĞITLARINI GÖRÜRÜZ
Garip Kardaş: Emekliyim, çalışıyorum. Kredi çekip sisteme yatırmıştık. Bir ay geri ödeme alabildik, sonrasını ödeyemiyoruz. Komşum ‘tanırım, güvenirim’ dedi. Peşinden gittik. Evini arabasını satan var. Şikayetçi olduk tabi, yargılamayı bekliyoruz.
İbrahim Şendur: Sistemde paramızın yüzde 15 gelir olarak geri ödemesini vaat ettiler. Geçen yıl tarlamı sattım, yaklaşık 500 bin lira verdim. Sonra biraderimle beraber ortak şekilde 5 milyona tamamladık. İkimizin beraber 3 milyonu tamamen içeride kaldı. Fabrika kuracaktı, biz de paramızı işlesin dedik. Ama böyle olacağını bilmiyorduk. Köyün durumu zaten kötüydü, daha kötüledi. Kredi çekenler çok zordalar. Birkaç ay sonra bu muhtarlıklarda icra kağıtlarını görürüz.
Peki vazgeçerlerse ne oluyor? Böyle bir seçenek var mı, diye soruyoruz. Yanıt, var ama yok! Şöyle açıklıyor Kardaş: “Para akışını kesmek istemiyorlardı. Paranı geri almak istersen de biraz gözlerini korkutmuşlardı, hiç kimse sistemden çıkmak istemiyordu. Ama son dönemlerde herkes parasını çekmek istedi. Kasım ayında ise hiç para vermediler. Bir iki ay sürekli oyalama yaptılar. Şimdi avukatlarla anlaşma yoluna gitmeye çalışıyorlar. Başka türlü de çözüm yok. En azından asıl paraları geri vermelerine razı geleceğiz.
‘BÜTÜN PARAMI YOK ETTİLER’
Murat Oran: Ben de kredi çekenlerden biriyim. Hiçbir kâr payı almadan bütün paramı yok ettiler… Paranın nereye gittiği de belli değil. Bankadan bir yıl vadeli 350 bin lira çektik, 3 aydan 3 aya ödemesi vardı. Günü geçti, daha ödeyemedik parayı… Tekrar bir kredi çekip tekrar yapılandıracağız, yani 5 yıl falan geriye gitmişliğimiz var. Davanın sürecini bekliyoruz. Sonuçta 3 bin mağdur var, belki daha fazlası olabilir. Biz de kanıtlarımızı sunduk mahkemeye, değerlendirmelerini bekliyoruz. Adalete güveniyoruz bakalım…”