Hatay’da 6 Şubat anması! Bakan Koca ve Özgür Özel'e protesto
6 Şubat depreminin yıl dönümünde tam o saatte Hataylılar bir araya geldi, sessiz yürüyüşle kayıplarını andı. Yürüyüşte hem Hükumete hem de yerel yönetime tepki vardı. Konuşmalar sık sık yuhalandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Özgür Özel ve Lütfi Savaş protesto edildi.
5 Şubat’ı 6’sına bağlayan gece, sabaha karşı 4 suları… Asi nehri kıyısındayız. Hatay Valiliği çağrısıyla depremin 1. yılı anısına sessiz yürüyüş yapılacaktı. Acılar paylaşılacak, dayanışma ve birlikten güç toplayacak, hayata tutunacaktık hep beraber. Bir de çeşitli grupçuklar vardı. Etnik temelde, siyasi temelde, Erdoğan’a karşı olma temelinde vs. toplaşmış, kendi başlarına yürüyeceklerdi. Bu hüzünlü anma gününde de yapacaklarını yapacak, “Bak biz başka, siz başka! Ayrıyız haa!” diyeceklerdi. Akın akın gelen vatandaşlar, Asi’nin iki yanından yürüyerek Valilik Anıt Alanı’nda buluştu. Şehir dışından gelenler, konteynerlerde kalanlar, genci, çocuğu, yaşlısı demeden binlerce kişiydi. Ellerinde karanfiller, defne dalları… Sessiz gözyaşları… Enkazların içinde orada ölen insanlar anısına yakılan mumlar, fotoğraflar, anılar…
Hava sisli, pusluydu. Alana doğru yaklaşırken sessizlik yerini huzursuzluğa bıraktı. Kalabalığın arasından birer ikişer “Kimse yok mu?” sesleri yükselmeye başladı.
BAKAN TESELLİ ETTİ
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başladı resmi anma töreni. Program açıklandı, önce dini önderler konuşacak, dua edeceklerdi. Ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bir anma konuşması yapacağı anons edilince öfke kabardı. Islıklar, yuh sesleri, homurtular başladı, “Hükümet İstifa” sloganı hemen taraftar buldu. Yetmedi! Sırada Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş vardı. “Lütfü İstifa” diye haykırdı kalabalık. Adeta “Yanlış anlaşılmasın” dercesine “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganları duyuldu ardından.
İl Müftüsünün, Hahamın, Ortodoks ve Ermeni Kilisesi Papazlarının konuşmalarına sıra geldi. İl müftüsü dua ederken yuh diyecekler oldu, etraftan “ayıptır, napıyorsun, sana yuh” diyenler susturdu. Din adamları vaazları ve duaları, Hatay’ın yarasına merhem olmayı bırakın, adeta yakmıştı. Homurdanmalar arttı, Din adamları öbür dünyaya hitap ediyor, bu dünyadakinin haline pek değinmiyordu. Vaazlardaki birlik ve beraberlik mesajları sessizce karşılandı. Onların ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca aldı söz, protestolar göğe yükseldi! Öfke öyle azıttı ki, sanki Fahrettin Koca eliyle gelmiş de yerküreyi sallamış, sanki Antakya’yı o yerle bir etmişti! Keşke Fahrettin Koca, bu sanrıyı görüp anlasaydı. Olmadı. Elindeki metni okumaya devam etti. Hazırladığı metnin ilk bölümünde baltayı taşa vurdu. Yoğun protesto sesleri arasında, depremde canı yananları “ahiretle” teselli etti:
“Kardeşlerim bugünden çok 1 yıl önceki gündeyiz. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı acılarımızı ve bu felaketi unutmuyoruz. Her yıl 6 Şubat, bu matemin simgesi olacak. Bir yanımız ölmüş olabilir ama unutmayın önümüzde ahiret var! Ağladığımız yakınlarımıza orada sımsıkı sarılacağız. Ölenlerle bir yanımız ölmüş gibidir. Fakat inanmış insanlarız. Önümüzde bir ebediyet var. Ölüm gerçekse ahiret ondan katbekat hakikattir. Şimdi rüyalarımızda kavuşup uyandıktan sonra ağladığımız yakınlarımıza orada sımsıkı sarılacağız.”
MUSTAFA KEMAL İÇİN GEÇ KALDI
Ahirette teselliye iyiden iyiye içerleyen ahali, artık çileden çıkmış gibiydi. Koca’nın sonraki akil sözleri fayda etmedi. Oysa Bakan, “Bizler bölgede ifa edilen görevler konusunda sorumlulukla hareket etmekteyiz. Sizlere bir evlat yakınlığındayız. Bizlerden ne talep edecekseniz evlattan talep eder gibi edin. Medeniyetler şehri Hatay’ımız ölümsüz bir şehir. Yeni bir Hatay yerinde kurulabilir. Hatay, vatandan ayrılık günlerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün kavuşacağız dediği sevgilisiydi. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve devletimizin iradesiyle deprem bölgesindeki her kentin ayağa kalkması için gücümüz yeterlidir.” diyordu. Konuşmasını protesto sesleri arasında zor tamamladı.
Hataylılar, Koca’ya öfkelenmekle yetinmediler. Lütfü İstifa diye slogana geçtiler. Bu esnada meydanda bulunduğu sonradan anlaşılan CHP lideri Özgür Özel ve perde arkası eşbaşkan Ekrem İmamoğlu da oradaydı. Kürsü yakınından Asi nehrine doğru giderlerken hepsi de protestolardan payını aldı. Ne konuşabildiler, ne görünebildiler. Rollerini ertesi güne sakladılar, İBB adına Hatay’da bir lisenin temelini attılar. Orada kürsüden kendi destekçileri olan gruba rahat rahat konuştular
‘6 ŞUBAT MATEMİN SİMGESİ’
Programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da şunları söyledi: “Kardeşlerim bugünden çok 1 yıl önceki gündeyiz. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı acılarımızı ve bu felaketi unutmuyoruz. Her yıl 6 Şubat, bu matemin simgesi olacak. Saatler 13.24’ü gösterdiğinde ise bir felaketle diğeriyle iç içe olduğunu hatırlamış olacağız. Bu dünyada her varlığın yeri dolar ama insanlığın yeri dolmaz.
"Geriye sadece hatıralar kalır. Hayaller, planlar düşünüldükçe kederimiz artır. Bizler bölgede ifa edilen görevler konusunda sorumlulukla hareket etmekteyiz. Sizlere bir evlat yakınlığındayız. Bizlerden ne talep edecekseniz evlattan talep eder gibi edin. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve devletimizin iradesiyle deprem bölgesindeki her kentin ayağa kalkması için gücümüz yeterlidir.”
KOCA'NIN KONUŞMASINA TEPKİ
Konuşma sırasında Koca’nın konuşması protestolarla kesildi. Eski futbolcu Gökhan Zan ve eşinin bulunduğu bir grup da "Biz bunları dinlemeye gelmedik. Bizim acılarımız var" diyerek tepki gösterdi. Polisle grup arasında gerginlik yaşandı. Emniyet yetkilileri araya girerek grubu sakinleştirmeye çalıştı.
Ardından protokol üyeleri ve vatandaşlar Asi Nehri’ne karanfiller atıp dağıldı.
ASİ NEHRİNDE DEVAM
Kalabalık zorlukla ağır ağır dağıldı. Protestolar yerini sessiz bir öfkeye bıraktı. Arada 5-10 kişilik bir iki grubun tek sıra halinde yürüyerek kalabalığa slogan attırmaya çalıştığı görüldü. 2-3 genç ellerinde “unutmayacağız, unutturmayacağız” yazılı dövizlerle yürüdü. Birkaçı “biz burdayız, siz gidin” diye bağırdı. Başkaca ortak bir slogan çıkmadı. Kalabalık Asi nehrine karanfil atmayı tercih etti. Gelin görün ki, Fahrettin Koca ve Özgür Özel de karanfil atmaya katılmak istemişti. Burada da öfke dinmedi, tekrar ateş aldı. Hükümete, yerel yönetime tepkiler ve sloganlar devam etti. Hani “Öfkeliler, kırgın ve sitemliler ama aynı zamanda umutlular” demiştik ya, dün gece bir örneğine daha tanık olduk.
Son birkaç not: Polisler, Emniyet güçleri çok sakinlerdi. Taşkınlık yapanlara sabırlı ve anlayışlı yaklaştılar. Kızılay gece boyunca çorba ve çay dağıttı. Bakan Koca’nın konuşmasının bir yerinde “Hamdolsun, hiç kimse aç açıkta değil” sözlerini bir yandan yuhladılar, bir yandan da çorbalarını içtiler.