Hatay’daki İstanbullu hemşire anlattı: Yakınları göçük altında onlar görev başında

İstanbul’dan Hatay Dörtyol Hastanesi’ne gönüllü giden Hemşire Fatma Utkan: Bu hastane çalışanlarının çoğu buranın yerlisi. Bazıları yakınlarını kaybetti. Göçük altında yakınları olanlar var... Ama herkes canhıraş çalışıyor

Fatma Utkan, Hatay Dörtyol Hastanesi’nde. Pendik Devlet Hastanesi’nde yapılan organizasyonla oraya giden ve ilk günün akşamı oraya varan ekipten. Önemli bir sorunu dile getirdi: “Bu hastane çalışanlarının çoğu buranın yerlisi. Bazıları yakınlarını kaybetti, göçük altında yakıları olanlar var. Biz onların dönüşümlü gelmelerini, kısa süreli çalışmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Bütün afet bölgelerindeki sağlık çalışanlarını izne çıkarmak lazım. Çalışanların bir bölümüne de ulaşılamıyor.”

‘SİSTEMİMİZİ KURDUK EKSİĞİMİZ YOK’

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü organizasyonuyla ilk gün öğlen saatlerinde ekipler halinde havaalanına vardılar. Utkan, “Akşam sekizde Adana Havalimanı'ndaydık. Yüzlerce kişi. Acil tıp hekimleri AFAD'la Antakya'ya gönderildi, diğer tıp hekimlerimiz hastanelere sevk edildi, bizim ekibimiz de buraya…

“Gece on ikide ben Dörtyol’da nöbeti devraldım.” dedi.

“Biz sistemimizi kurduk her şeyi sağladık. Kriz masası da kuruldu.” ifadesini kullanan Fatma Utkan, şöyle sürdürdü: “Tırlarla yardım geliyor. Hayati malzemelerden eksiğimiz yok. Eksiğimiz olan şey ilk gün sağlık çalışanıydı, yirmişer üyeli iki ekip geldi, o da tamamlandı. Ameliyathane ekibi tam, yoğun bakım ekibi tam. Acil ekibinde biraz eksik vardı. O da tamamlandı. Malzeme de sağlandı.”

Fatma Utkan hastanelerin durumunu da şöyle anlattı: “Çevre hastaneler yıkılmış, kullanılamaz hale gelmiş burada. Ayakta kalan hastaneleri söylemek daha doğru: Mersin Hastanesi, Adana Şehir Hastanesi ve burası Hatay Dörtyol Hastanesi. En son Samandağ Devlet Hastanesi’ni aktif hale getirilmişler. Başka da ayakta hastanemiz yok. Hatay'ın merkez hastanesi A ve B blok olmak üzere iki hastaneymiş, yoğun bakımın olduğu blok olduğu çökmüş bütün hastalar ve personel enkaz altında.”

AĞIR VAKALAR…

Fatma Utkan ağır vakalarda çalışan bir hemşire. Anlattığı vakalar içler acısı… “Herkes elinden geri gelen çabayı gösteriyor. Yaralıların bundan sonraki yaşam kalitesi yükselsin diye çabalıyor bütün ekiplerimiz. İki başhekim yardımcımızla geldik buraya, başhekim yardımcılarımız kırk sekiz saattir uyumuyorlar. Ben uyudum, o uyumadı.” diyor. Yaralı akışının ilk iki gün yoğun olduğunu belirten Utkan şöyle sürdürüyor: “Şimdi gelen yaralılar kırk saat, elli saat enkazda kalan hastalar. Hastalara öncelikli serum desteği sağlıyoruz, sonra insülin desteği. Hastanın EKG'sini çekiyoruz, tahlillerini alıyoruz. Dahiliye ortopedi, kardiyoloji hastayı değerlendiriyor. Aslında uzuvlarının sağlamlığına göre doğrudan ameliyathaneye yönlendirdiklerimiz de oluyor. Normal şartlar altında hastalar üç saat diyalizde kalırken, diyalizde dört beş saat tutuyoruz ki bütün değerleri normale dönsün, bütün kan değerleri düzeltsin. Bu hastaların idrarları koyu kahverengi geliyor. Hastalar en az kırk sekiz saat burada kalıyorlar. Durumuna göre alçı yapıp sevk ediyoruz bazen hastalarımızı. Sarı alanda ayakta tedaviyle taburcu edilenler de var, uzak illere sevk ettiklerimiz de.”

‘TEK YETKİLİ KURUM BAKANLIĞIMIZDIR’

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, deprem bölgesindeki refakatsiz çocuklarla ilgili tek yetkili kurumun bakanlık olduğunu, çocukların bakanlık haricinde herhangi bir kişi ya da kuruma teslim edilmesinin söz konusu olmadığını duyurdu. Bakanlıktan, sosyal medyada yer alan "uluslararası bir yardım kuruluşunun deprem bölgesindeki refakatsiz çocukların teslimi ile ilgili çalışmalar yürüttüğü" iddialarına ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Deprem bölgesinde şu ana kadar ailelerine ulaşılamayan refakatsiz çocuklar konusunda tek yetkili kurum bakanlığımızdır. Çocukların bakanlığımız haricinde herhangi bir kişi ya da kuruma teslim edilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Vatandaşlarımızın bu tip paylaşımlara itibar etmemeleri önemle rica olunur."

‘İSİMSİZ BEBEKLERDEN GÖZÜMÜZÜ AYIRMIYORUZ’

“İsimsiz yetişkinler var. Tek önemli nokta bebekler, isimsiz bebekler var. ‘Bebek 1, bebek 2, bebek 3…’ diye isimlendiriyoruz. İsimsiz beş altı tane bebek var bizim hastanemizde… ‘Bebek kaçırıyorlar’ laflarına inanmayın. İsimsiz bebekleri gözümüzün önünden bir dakika ayırmıyoruz. Kayıtları defalarca kontrol ediyoruz. AFAD hastayı çıkarıyor, 112 sağlık ekibine teslim ediyor, onlar da bize… Bize teslim ederken ‘isimsiz, yakını yok’ diyor. Biz de öyle kaydediyoruz. İsimsiz olan hastayı en yakınımıza, en yakınımızdaki yatağa alıyoruz acil içerisinde. Yukarıda da zaten arkadaşlar en yakınlarında olan yatağa alırlar. Gözlerinin önünde olur.”

Sonraki Haber