Hayal çadırları çocukların kalbine kuruldu

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın afet bölgelerindeki çadır kentlerde yürüttüğü çalışmalar, hem çocukları hem de yetişkinleri hayata bağlıyor. Geleneksel tiyatromuz, geleceği inşa sürecinde insan ruhuna dokunuyor

Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği (UNIMA), Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle depremzedeler için harekete geçti. UNİMA Türkiye’nin sosyal medya hesabından şu açıklama yapıldı; “Hayal Çadırlarını, çocuklarımızın kalbinde kurmak için bu hafta Hatay'dayız. Dün Hassa, Kırıkhan ve Serinyol'daydık. Hayal Çadırı "Destek Kumpanyası", çocuklarımızın yüzünde tebessüm, kalplerinde mutluluk oluşturmak için yolculuğuna devam ediyor." Hatay’daki çadır kentte önceki gün depremzede çocuklarla buluşan UNIMA Türkiye Milli Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Enis Ergün, projeyi Aydınlık’a anlattı.

Küresel salgın döneminde yaşananların bir benzeri olarak, depremde yıkılan binalar yeniden inşa edilmeden önce insanların yüreklerini, ruhlarını ve psikolojilerini iyileştirecek olan yine sanat olacak. İnsanın özünden ve yaşamın içinden üretilecek olan sanat, depremde yara almış olan insanımızı yeniden hayata bağlayacak. Geleneksel tiyatro, ortaoyunu, köy seyirlikleri, karagöz, meddah, bu bağlamda en öncü sanat türleri olarak öne çıkıyor. Geleceğin yeniden inşa edilmesi için başvurulması gereken bu değerlerimiz, hepimizin sorumluluğunda olan bugünlerin, yeniden yaşanmaması için insanımızın benliğinde olmazsa olmaz bir kaldıraç görevi görecek.

BÜTÜN İLLERİ GEZECEKLER

Hatay’daki çadır kentlerde bir düzenin ve sosyal alanların oluşturulduğunu belirten Enis Ergün, depremzedelere yönelik sanat çalışmalarını şöyle anlattı;

“Biz hem UNIMA Türkiye, hem de Karagöz Derneği olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü ve Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü’yle birlikte koordinasyon içinde olduk. Milli Eğitim Bakanlığının da psikososyal destek birimi var. Çocuklara yönelik çalışmalar yapmak için onlarla da koordine olduk. Bütün depreme uğrayan illeri planladık. Hangi ilde kaç tane çadır kentimiz var? Bunlara göre plan yaptık. Bakanlıkların yaptığı bu rehabilitasyon çalışmasında, depremzedelere sanatsal ve kültürel anlamda destek sağlamak için bir yola çıktık. Her hafta farklı bir şehrimizde olacağız. Birçok sanatçımız da hafta hafta gelecek. Birinci aşamalı planımız bu şekilde ilerliyor. Diğeri de; deprem bölgesinin dışarısında otellerin olduğu bölgelere veya yurtlara veya misafirhanelere yerleştirilen aileler var, çocuklar var. Sanatçıların oralara yönlendirilmesi anlamında çalışmalar yapıyoruz. Bir iki hafta içerisinde Antalya'daki otellere bir grubumuz gidecek.”

MİLLİ KÜLTÜR SEFERBERLİĞİ

Çocuklara karagöz ve hacivat hediye ettiklerini belirten Enis Ergün, yirmi bin tane Karagöz Hacivat’ın dağıtılacağı bilgisini verdi. Her çocuğun bir Karagöz Hacivat’ı olmasını istediklerini belirten Ergün şöyle devam etti; “Kurumlar olarak bizim yola çıkış amacımız, milli kültür seferberliği. Kendi kültürümüzü çocuklarımızla buluşturabilmek. Özel tiyatrolar girişimi de birçok destekte bulunuyor. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu da bu çalışmalarla destek veriyor. Bizim kurumlarımız genellikle kukla ve karagöz sanatçılarından oluşuyor. Ama ilerleyen haftalarda projeye farklı ekipler de eklenmeye başlayacak. Aslında buradaki amaç, insanların sekteye uğramış olan sosyal hayatını, kültürel hayatındaki boşluğu imkanlarımız çerçevesinde olabildiğince doldurmak. Sanatçılar çok büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Sabahtan akşama kadar oyunlar sürüyor.

‘YETİŞKİNLERİN DE İHTİYACI VAR’

Ergün, çocuklara yönelik oyunların, yetişkinler tarafından da ilgiyle karşılandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “Yeniden bölgede bir program yaparak yetişkinlere belki kamyon, gezici sahne gibi sahnelerle, havalar biraz daha ısındığında, akşamları alanlara kurulabilecek etkinlikler yapılabilir. Yetişkinlerin de ihtiyacı var bu noktada. Buradaki insanlarımız biz geldiğimiz zaman, evlerine misafir gelmiş gibi ağırlıyorlar. Bu çok büyük bir şey bizim için. Yani ellerinden gelen ne varsa onu yapmaya çalışıyorlar. Hem personeller hem de çadır kentteki anneler, babalar, çocuklar bu da çok tatmin edici bir duygu.

“Bu bölgede uzun süre kalmamız gerektiğini düşünüyoruz. İkinci etabımız da bayram sonrasında başlatacağız. Muhakkak her bir çocuğumuza özellikle ulaşma gayreti içerisindeyiz.

Onun için bize her zaman ulaşabilirler. Hem UNIMA Türkiye'ye hem Karagöz Derneği’ne hem de Kültür Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü üzerinden bize ulaştıkları zaman, imkanlarımız çerçevesinde her türlü desteği vermek isteriz.”

Sonraki Haber