Haydar Meriç dosyası bir FETÖ cinayeti
31 Mayıs 2011 tarihinde eve gelmeyince, ailesi polise, kayıp başvurusunda bulundu. 18 Haziran 2011 tarihinde Düzce’ye bağlı Akçakoca sahillerinde balıkçılar tarafından denizin 3 mil açığında elleri ve ayakları domuzbağlı şekilde cesedi bulundu, 5 Temmuz 2011 günü toprağa verildi. 54 yaşındaydı.
Hikmet ÇİÇEK
hikmetcicek01@gmail.com
Haydar Meriç cinayeti aydınlandı. Cinayete karışan FETÖ’cü 9 polis tutuklandı. Haydar Meriç, ya da Kırklareli’nin Haydar Hoca’sı, eğitimci, Kırklareli Erkek Yetiştirme Yurdu’nun eski müdürü, aynı zamanda iyi bir şairdi. 1978-1979 yılında Kepirtepe Eğitim Enstitüsü’nden hızlandırılmış eğitim görüp öğretmen olmuştu. O yıllarda Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin sempatizanı 21 yaşında bir gençti. Devlet memuru olduğu için İşçi Partisi’nin resmen üyesi olamadı, ama aidatını düzenli verirdi. Emekli olduktan sonra partiye üye oldu, yöneticilik yaptı, aynı zamanda Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Derneği’ni kurmuş ve başkanlığını yapıyordu. Derneğin yayın organı Rumeli 39 gazetesini çıkarıyordu.
TARAF’IN UĞURSUZ ROLÜ
Şimdi Google’a “Haydar Meriç” diye yazdığınızda yüzlerce haberle karşılaşırsınız. Fakat Meriç’in öldürüldüğü günlerde sadece Taraf gazetesinin bir “haberi” görülüyordu. Taraf, Haydan Meriç’in ölümünü 22 Ağustos 2011 tarihli haberinde “Meriç’in sırrı definede mi?” başlığıyla veriyor ve Haydar Meriç, “Hastalık derecesinde define arayıcılığına meraklı” olarak tanıtılarak şöyle deniliyordu: “Ama asıl tutkusu define arayıcılığıydı. Sürekli kayıp hazinelerle ilgili araştırmalar yapıyordu. Yakınları bulduğu bir define nedeniyle öldürülmüş olabileceğini iddia etti.” Taraf, Meriç’in kimler tarafından, neden öldürüldüğünü biliyor ve gerçeği karartıyordu.
BİR POLİS MUHBİRİ
İrfan Erbarıştıran, 2014 Ağustos ayında İzmir’in Basmane semtinde bir otelde ölü bulundu. Otopsi raporunda “kalp krizi” denildi. Ölümde kuşkulu bir durum saptanamadı. Erbarıştıran bir polis muhbiriydi, polisin haber elemanıydı. Polis kayıtlarında “TDKP militanı” olarak gösteriliyordu. Sol’daki çeşitli örgütlerle ilişki sağlıyor, buralardan aldığı bilgileri polise aktarıyordu.
Haydar Meriç’in Fetullah Gülen’in özel hayatına ilişkin bazı bilgileri Yüzyıl dergisine verdiğini polise ihbar eden İrfan Erbarıştıran’dı! Bilgileri, Yüzyıl’ın İstanbul merkezinde, Haydar Meriç’in de bulunduğu bir konuşma sırasında duymuş ve hemen polise iletmişti. Cumhuriyet gazetesinin 6 Eylül 2010 günlü haberine göre Erbarıştıran, İzmir'in Balçova ilçesindeki evinde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Ben devlet adına istihbarat elemanı olarak çalıştım, doğrudur. Barış Eser kod adını kullandım. Avcı kitabında, benim kod ismimi yazmış. Bu nasıl devlet adamlığıdır, anlamadım” diyordu.
GÜLEN’İ KOLLAYAN EMNİYET RAPORU
Emniyet İstihbarat Dairesi’nin Gülen’i kollayan raporu, Erbarıştıran’ın ihbarı üzerine yazılmıştı. Star gazetesinden Muammer Başkan'ın 20 Eylül 2016 tarihli haberinde, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın “Yüzyıl’ adlı derginin Fetullah Gülen hakkında yaptığı araştırmanın, aleyhinde habere dönüştürülmesini önlemek için ilgili birimleri ‘Çok Gizli’ damgalı gönderdiği resmi rapor”dan söz ediliyordu. Raporda, “… basında Fetullah Gülen’in hayatı ve ilişkilerini konu alan karalayıcı ve yıkıcı yayınlar yapılmasına karar verildiği” ifade ediliyor ve polisin teyakkuza geçmesi isteniyordu.
VE POLİS TEYAKKUZA GEÇİYOR
İstihbarat Dairesi’nin raporu 1 Kasım 1990 tarihini taşıyordu. Dört ay sonra, 5 Mart 1991 Salı gecesi Yüzyıl’ın Ankara Bürosu polis tarafından basıldı. DGM Başsavcısı Nusret Demiral, Yüzyıl’da “illegal örgüt” arıyordu. Derginin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Hasan Yalçın, Ankara İstihbarat Şefi Soner Yalçın, İdare Amiri Güner Tokgöz ve muhabirler Ertan Günçiner, Hikmet Çiçek, Selami İnce, Deniz Öğüt, Ali Gönenli gözaltına alındı. Önce “Birinci Şube”ye oradan da 12 Eylül döneminin kötü ünlü işkence merkezi DAL hücrelerine atıldılar. İşkenceden geçirildiler. Şimdi Yüzyıl baskınında yer alan polisler, FETÖ militanı oldukları gerekçesiyle soruşturma geçiriyorlar.
MERİÇ CİNAYETİ ŞİMDİ AYDINLANDI
Haydar Meriç'in öldürülmesinde rol alan FETÖ üyelerine yönelik bir dizi operasyon yapıldı. İstanbul merkezli 22 ilde yapılan operasyonda çeşitli rütbelerde bulunan 30 istihbarat polisi gözaltına alındı, 9’u tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 41 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Şüphelilerden 3'ünün cezaevinde olduğu ve birinin ise yurtdışında firari olduğu belirlendi.
Yakalama kararı listesinde usulsüz dinleme davasında da tutuksuz yargılanan dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlerinden Serdar Güldalı ve Lokman Kırcalı, Kırklareli Emniyet Müdür Yardımcısı A.K. ve daha önceden düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınarak görevden ihraç edilen eski istihbarat şube müdürü İ.Ş., dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisi ve evine böcek koyan ekipte yer alan ve hakkında açılan dava kapsamında her yerde aranan Enes Çiğci de yer alıyor. Dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü çalışanı Komiser Tolga G’de yakalananlar arasında. Tolga G.’nin Haydar Meriç'in ortadan kaldırılması için illegal olarak çalışma yürüten İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü personelinin irtibatlandırılması ve koordine edilmesi faaliyetinin içinde bulunduğu saptanmıştı.
Haydar Meriç, düzmece bir raporla sol terör örgütü kapsamına sokularak dinlemeye alındı Ankara ve İstanbul'dan 7 kişilik bir özel ekip Kırklareli'ne gönderildi. Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde çalışmalarına başlayan bu ekip göreve çıkarken peruk, sakal ve takma bıyık ile kamuflaj yapıyordu. Meriç’in yazdığı söylenen kitap aranıyordu. Ailenin olmadığı sırada çilingir ile evine girip Meriç’in bilgisayarının imajı alındı. Fakat bilgisayardan hiçbir şey çıkmadı. Meriç'in evine dinleme cihazı yerleştirildi ama bundan da sonuç alınamadı. Haydar Meriç, 31 Mayıs 2011'i 1 Haziran'a bağlayan gece aniden ortadan kayboldu. Kaçırıldığı gece kentteki MOBESE kameraları da kapatılmıştı. Son kez Kıyıköy Limanı'ndan bir tekneye bindirilirken görüldü, cesedi 18 Haziran 2011'de Düzce Akçakoca'da denizin 400 metre açığında bulundu. Meriç’in yazdığı söylenen kitap ise hiçbir yerde bulunamadı.