HDP kapatma davasında rapor yazımı sürüyor

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin kapatılması istemiyle açılan davada süreç devam ediyor. Daha önce davayı uzatmaya yönelik taleplerde bulunan HDP son olarak, 11 Nisan 2023 için belirlenen tarihte sözlü savunma yapmayacağını Anayasa Mahkemesi’ne bildirmişti. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu ise 11 Nisan’da yaptığı toplantı sonucunda HDP’nin savunma yapmayacağına ilişkin dilekçesinde belirttiği hususları yerinde görmemiş ve dosyayı esas hakkındaki raporunu hazırlaması için Anayasa Mahkemesi raportörüne göndermişti. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı doğrultusunda esas hakkındaki raporun yazılmasına devam ediliyor. Edinilen bilgiye göre Anayasa Mahkemesi raportörünün kısa süre içinde raporunu tamamlaması bekleniyor.

BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ

Bundan sonraki süreçte davaya ilişkin bilgi ve belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu tamamlayacak. Raporun Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek. Anayasa Mahkemesi üyeleri belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. Karar, toplantıya katılan üyelerin 3’te 2 oy çokluğuyla, yani 15 üyenin 10’unun oyuyla verilebilecek.

İDDİANAMEDEKİ DETAYLAR

HDP’nin kapatılmasına ilişkin açılan davanın iddianamesinde, 1990 yılından bu yana devam eden ve hemen hemen aynı kadrolar tarafından kurulup devam ettirilen HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP’nin, açılan davalar sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce kapatıldığı hatırlatılarak şöyle denilmişti: “Şimdi ise iddianamede sunulan deliller karşısında, kapatılan bu partilerin devamı niteliğinde olan Halkların Demokratik Partisi’nin de kapatılması gerekecektir.”

‘HDP KONGRELERİ PKK KONGRELERİ GİBİ’

HDP’nin daha önce Anayasa Mahkemesince kapatılan partiler gibi tamamen PKK-KCK’nın güdümünde olan ve PKK’nın legal görünümlü bir yan kuruluşu olduğu vurgulanan iddianamede şu ifadelere yer verilmişti: “Davalı partinin teşkilat kongreleri ve büyük kongreleri ile tüm gösteri ve toplantıları; Anayasa ve yasalara göre kurulmuş bir siyasi partinin olması gereken parti kongreleri ve toplantıları gibi değil de bölücü terör örgütü PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atılan alanlar haline getirilmiştir. Kongre salonları örgüt kampları gibi terörist fotoğrafları ve sözde terör örgütü bayrakları ile donatılmıştır. Davalı partinin kongreleri bir siyasi partinin kongresinden ziyade terör örgütünün propagandasının yapıldığı, ölen teröristlere saygı duruşlarında bulunulduğu, Anayasal düzenimize ve üniter devlet yapımıza yönelik açıkça düşmanlığın sergilendiği adeta ‘PKK kongreleri’ şeklinde cereyan etmiştir.”