HDP’li Demir’in başvurusuna ret

Anayasa Mahkemesi, hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuki olmadığını iddia eden HDP’li eski Batman Belediye Başkanı Mehmet Demir’in yaptığı başvuruda, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verdi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimi sonucunda HDP’den Batman Belediye Başkanı seçilen Mehmet Demir hakkında PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasında yer aldığı iddiasıyla soruşturma başlatmıştı. Demir, İçişleri Bakanlığının 23 Mart 2020 tarihli kararıyla PKK ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldı. Soruşturma kapsamında 21 Temmuz 2020 tarihinde gözaltına alınan Demir ifadesinde, örgütle herhangi bir iltisakının bulunmadığını iddia etti. Başsavcılık, Demir’i, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanması istemiyle Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti. Demir buradaki sorgusunun ardından hakimlik kararıyla tutuklandı.

HAKKINDA DAVA AÇILDI

Demir’in tutuklama kararına yaptığı itiraz, Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 6 Ağustos 2020 tarihinde kesin olarak reddedildi. Demir de bunun üzerine 8 Eylül 2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Diğer yandan Demir hakkında açılan dava yetkisizlik kararıyla Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme 12 Şubat 2021 tarihli duruşma sonunda Demir’in tahliyesine ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve haftanın belirli günü kolluk birimine imza verme şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.

‘HAKİMLİK TEDBİRİ TEMELSİZ DEĞİL’

Demir’in, hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuki olmadığı iddiasıyla yaptığı bireysel başvuruyu ise Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü karara bağladı. Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi kararında şöyle denildi:

“Başvurucunun terörle bağlantılı bir suç nedeniyle tutuklanması dikkate alındığında Hakimliğin isnat edilen suç için öngörülen yaptırımın ağırlığını, işin niteliğini ve önemini de göz önünde tutarak başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı sonucuna varmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez.”

Sonraki Haber