HDP'nin bitişi ve yeni parti iddiaları

Güç toplama dönemini geri dönülmez biçimde ardında bırakan PKK’nın, her geçen gün erimesi önemli bir gelişme olarak kaydedilmelidir. PKK’nın hayalleri bitti, gelecek projeleri ise çöpe gitti. Ne Amerikancı “özerk Kürdistan” yaygaraları ve ne de “dört parçayı birleştirme” safsataları tutmadı. Eğer siz ABD/İsrail’in ipine sarılacak olursanız kör kuyularda çırpınmak dışında seçeneğiniz kalmaz. İran-Irak-Suriye ve Türkiye’ye ABD emperyalizminin askeri, siyasi ve ekonomik çıkarlarını korumak için silah doğrultursanız bu ihanet olur ve ihanetinde bir bedeli vardır ve de şu an o bedel ödenmektedir.

HDP kapatılmaya doğru yol alırken, iç parçalanma yaşaması ve sürekli kan kaybetmesi olumludur. Hatta bu saatten sonra HDP’nin daha da tecrit edilerek ve Kürdümüzü bu pratikten yola çıkarak aydınlanmalarına yönelik çalışmalarla birleştirmek çok iyi olur. Kapısına kara kilit vurulacağı ana kadar Kürdümüzden soyutlanması ve yılgınlıklarının artması birlik ve kardeşliği pekiştirmek açısından elzemdir. Evet, HDP kapatılana kadarki süreci iyi bir fırsata çevirmek ve zamanı iyi değerlendirmek gerekir.

Miadını esas olarak dolduran PKK/HDP’yi ne Babacan/Davutoğlu ikilisi, ne fitili tüketmiş SP, ne içi karmançorman İyi Parti ve ne de onu canhıraş savunan CHP kurtaramaz. Çünkü hepsi Amerikancı, hepsi İsrailci! Amerikancılıkta mangalda kül bırakmayan “Biden tayfası” kendilerini bu yaftadan kurtarmak yerine PKK/HDP’yi kurtarmaya yeltenmeleri komik düşüyor!

AÇILIMCI MUTABAKATÇILAR

HDP Sözcüsü Ebru Günay dün Diyarbakır’da düzenlediği basın toplantısında, "Ülkenin kurtuluşu Dolmabahçe Mutabakatı'na dönmekten geçiyor. Demokratik siyasette ısrar eden Öcalan’a kulak vermekten geçiyor" çağrısında bulundu. Basın toplantısını HDP binasında değil, onun yerine yedekte bekleyen Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) irtibat bürosunda gerçekleştirdi. Çünkü HDP’nin kapısında “başlarım sizin Kürdistan davanıza” diye haykıran anaların, babaların direnişi sürüyordu. Hani “Amed’den yola çıkıyoruz” sözlerinizin karşılığı nerede? Niye tuzbuz oldu? Diyarbakır’ımız size yüz vermiyor değil mi? İşin aslı bu.

HDP artık kendi binalarında bile basın toplantısı yapamaz haldeyken ona koltuk çıkmak CHP’ye düştü. CHP’lilerin PKK/HDP’yi ısrarla kollamaları, kol kanat germeleri ve her çıktıkları televizyon kanallarında Selahattin Demirtaş güzellemeleri yapmaları boşuna değil. Görüldüğü kadarıyla Amerikancılık, NATO’culuk CHP’yi tutsak aldı ve kullanılır hale dönüştürdü.

Mutabakatçılar kervanının destekçileri başta CHP olmak üzere İyi Parti, Deva, Gelecek ve SP’dir. Ağızlarını her açtıklarında “açılım”dan bahseden “Biden’ciler” PKK/HDP ile aynı saftadır ve zaten kendileri de bunu reddetmiyor.

HDP’nin zayıfladığını gören Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bu bölücü partiyi kurtarmak için yeni bir manevra yaptı. Güya, HDP’nin güçten düşmesi için iktidara yakın parti kurulacak. İlk önce şunu açıkça dillendirelim; PKK/HDP’yi zayıflatacak, darmadağın edecek her girişimi destekliyoruz. Bu iyi bir gelişme ve memleketin menfaatine olur.

YENİ KÜRTÇÜ PARTİ KURULACAK İDDİALARI

Hemencecik söyleyelim kurulabilir. Önlerinde hukuki bir engel yoktur. Ancak Türkiye’nin yeni bir HDP örneğini/yükünü taşıyamayacağını söyleyelim. Bırakalım HDP örneğini etnisiteyi esas alan bir partinin de uzun süre yaşaması mümkün değildir. HDP’nin parçalanması ve içinden yeni parti girişimlerinin olmasını kötü görmeyiz! HDP’nin darmadağın olması PKK’nın çok önemli bir mevziden yoksun kalması anlamına gelir.

AKP Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan 18 Kasım 2020 tarihinde Twitter hesabından, “HDP’ye karşı birleşen, terörü reddeden, mütedeyyin, muhafazakar, vatanın birlik ve beraberliğine tam destek veren Kürt siyasetçiler yeni bir parti kurup Cumhur İttifakı'na destek verecekler... Taze ve kesin bilgidir... Haydi hayırlısı...” açıklamasında bulundu. Benzer görüşlere özellikle de Barzanici sitelerde de rastladık. Kurulması düşünülen partinin PKK’dan ve HDP’den kopanları da sürece dâhil etmek istiyor ve bu yönlü çalışmaların sürdürüldüğü biliniyor.

Son olarak T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurulması düşünülen yeni parti için; "Gelen bilgi şöyle: İktidar HDP’yi yanına çekemeyince ikinci bir parti kurup HDP’yi parçalayabilir miyiz arayışı içinde. ‘Bunu İmralı üzerinden yapabilir miyiz, ikna edebilir miyiz’ yönünde bilgiler geldi. Sonuç almak mümkün mü bilmiyoruz. Selahattin beyin içeride tutulma gerekçelerinden birinin de bu olduğu ifade ediliyor. Selahattin bey cumhurbaşkanı adayı olabiliyor ama dışarı çıkarmıyor, siz de buna demokrasi diyorsunuz. Aklın alamayacağı bir şey. Cumhurbaşkanı adayı olabiliyorsunuz üstelik kararı veren de hakimler. Ama 'içeride kalacaksın' diyorlar. Yeni partiler kurulurken Millet İttifakı'nın parçalanmasını sağlamak saray ittifakının temel hedeflerinden birisi. Uğraşıp didindiler olmadı. İkinci olarak da 'çok parti kurdurarak buradan seçmenleri kaydırabilir miyiz?' diye düşünüyorlar, bu tuzağa demokrasiyi savunan kimsenin düşmemesi lazım. Buna herkesin dikkat etmesi lazım" dedi.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun tek derdi HDP’yi bu badirelerden kurtarmak ve ittifaka devam etmek. Sayın Kılıçdaroğlu “Millet İttifakı” denilen Amerikancı cephenin en önemli bileşeninin kaybolup gitmesine gönlü razı değil!

29 Kasım tarihinde Barzanici haber sitesi Nerinaazad yazarlarından Yahya Munis’in “Batan güneşe (PKK/HDP. Mİ) tapan Kürt siyasetinin iflası ve yeni güneşin doğması” başlıklı yazısı yayınlandı. Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’ın görüşleriyle örtüşen içeriğe sahip yazıda yeni parti girişimlerinin ipuçları veriliyor.

Kemalizme ve sosyalizme düşman olduğunu açıkça ilan eden ortaçağ zihniyetli Yahya Munis’in yazısında dikkatimizi çeken tespitlerine bakalım: “Değerli arkadaşlarımızla beraber başlatmaya çalıştığımız, yeni oluşumun, ulusal ve uluslar arası desteğini arkasına alarak, yeni bir barış sürecini başlatmak için ve adeta bu iş için ana karargah ve komuta merkezi işlevini göreceği, kurmaya çalıştığımız ve Türkiye'de yaşayan tüm Kürtleri; Kürt Toplumsal Sorunları Araştırma, Strateji Belirleme ve Çözüm Merkezi adıyla Kürt siyasetini yürütme merkezini kurma çalışmaları içerisinde iken, bilgi ve rızamız dışında beraber çalışmaya kara verdiğimiz arkadaşlarımızın listesini ( yeni bir parti kuruyormuş gibi, hem de Ak Partinin desteği ile notu da düşürerek) çarpıtılmış haberle basına sızdırıldı.”

Yahya Munis’in bu çıkışı kimi çevrelerce yeni partiye yorumlandı ve haksızda değiller. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasında Kürtçü menşeili parti ya da farklı kuruluşların oluşturulması Kürdümüze yapılacak en büyük kötülüktür. Kürt Türkten, Türk Kürtten ayrılmaz. Bunlar bütünü oluşturan kümelerdir ve birbirlerine sıkıca sarılmışlardır. Kürdümüzün ana karargâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir (TBMM) ve bunun dışındaki merkez arayışları ayrılıkçılığı körüklemekten başka bir işe yaramayacaktır.

PKK’nın çözülüşü Kürtçü çevrelerde hareketlenmeyi hızlandırdı. HDP’nin çıkmazı ise Barzanistancı umutları besliyor. Bu olguyu gören Yahya Munis, “Mevcut PKK/HDP siyasetinin iflası nedeniyle Kürlerin ne kadarda kazanmaya yönelik bir oluşum beklediklerine de şahit olduk. Şimdiden kamuoyu tarafından bu çalışmamızın HDP'ye alternatif bir konumda olduğunu, en azında olabileceğini kabulü yönünde Kürt milletinin zımnen kabul gördüğüne/edildiğine de şahit oluyoruz” tespitinde bulunuyor.

Birincisi, Türkler ve Kürtler İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet Devrimleri ile Türk Milletini oluşturdular ve tek bir millet haline esas olarak geldiler. Bazı sancıların yaşanması süreci tersine çeviremeyecektir. İkincisi, Kürdümüz Yahya Munis çizgisindeki gerici ve Türk milletini bölücü girişimlerini desteklemeyecektir. Bir avuç Barzanistancı Kürdümüzü peşine takıp sürükleyemez. Anadolu Kürdünün ağzı PKK’dan yandı Barzanistancılığı yemeyecektir.

“Kürt halkının elinden alınmış insani ve İslami haklarını elde etmek için herkes ile pazarlık yapabiliriz” sözlerini kullanan Munis Yahya “herkes ile pazarlık” yapacaklarını söylerken tarihten ders almıyor. Aynı sözleri PKK’nin “Kürdistanı kurmak için gerekirse şeytanla bile işbirliği yaparız” söylemlerini hatırlatıyor. Bununlada yetinmeyen Yahya Munis, “Birincisi; kendi kendimizi idare etmek, ikincisi; Erbil hükümetinin desteğini almak ve üçüncüsü de; Türk ve Kürt dini cemaatleri işin içine katarak çözüme katkı yapmalarını sağlamaktır” olarak amacını açıklıyor. Baştan sona yanlışlarla dolu itiraflarını okuduğumuz Yahya Munis ve destekçilerinin iyi niyetli olmadıkları açığa çıkıyor. “Kendi kendini yönetmek”, "Erbil hükümetinin desteğini almak”, “dinci örgütlerin desteğini almak”ta ne demek? Hangi çağda yaşıyoruz? Bu zihniyetle tarikat tipi parti kurarsınız ve zaten HÜDA PAR gibi partimsi tarikat mevcut!

Dikkat edilecek olursa bu girişimin sözcüsü Barzanistan’a bağlı olarak çalışacağını, dinciliği destekleyeceğini, Türk milletinden ayrılacağını alenen ilan ediyor. Böylesi çıkışlardan Kürdümüze zerre kadar yarar sağlamayacaktır.

ETNİSİTEYE BAĞLI PARTİ TUTMAZ

PKK/HDP’de sona yaklaşıldığını görenler yeni oluşumların arayışına girdiler. Özelliklede Türkiye’de ki Barzaniciler HDP’den boşalacak alana girmek için kolları sıvamaya ve “platform” adı altında girişimlere başladılar bile. Kürtçülerden İbrahim Güçlü PKK karşıtlığıyla bilinir. Barzanistanın baş savunucularından Güçlü, geçen günlerde yurt içi ve özelliklede yurt dışında yaşayan yüzlerce Kürtçünün imzaladığı PKK karşıtı ve Barzanistan savunucusu bildiriyi açıkladı. Bildiri içerik olarak manifesto gibiydi ve nabız yoklamaya yönelik mesajlar içeriyordu. Yahya Munis dışında da heveslerin arttığını ve ileriki günlerde yeni girişimcilerin açıklamalarıyla karşılaşacağız.

Türkiye gerçeği bize şunu gösterdi; etnik ve dini referanslı partiler, örgütler ya yolundan döner ya da en sonunda marjinalleşirler. ”Kürtçü menşeili ve isimlerini zikretmeye gerek duymadığımız legal alanda kurulmuş ve haklarında kapatılma davasıda bulunan Kürtçü particikler küçük tarikatlar olma dışında bir fonksiyonlarının bulunmadığını gördük. Bu türden partilerin Kürdümüzde bir karşılığı artık olmayacaktır. En radikallerinden PKK tutunamıyor, onlar nasıl tutunsunlar.

BÖLÜCÜLÜK MAYASI TUTMAZ

Türkiye, Anadolu ve Trakya coğrafyası üzerindeki sönmeyen meşaledir. Ona dokunan derbeder olur ve biter. Bölücülük illettir ve ülkemizin bünyesinden sökülüp atılacaktır. Bu ABD/İsrail imalatı virüs imalat edildiği merkeze iade ediliyor, edilecektir.

Yurdumuzda bölücülük mayası bozuk olduğu için tutmaz. Değişik kılıflar altında piyasaya çıkan Kürtçülük, Kürdümüze verdiği büyük acılardan sonra layık olduğu yere; tarihin çöp sepetine atılıyor ve doğru olanda budur.

Türkiye halkının birlik ve bütünlüğüne kastedenleri PKK/HDP’nin hazin sonu bekliyor. PKK çıkmazı değil birlik ve beraberlik kazandı.

Sonraki Haber