HDP’nin iradesi PKK’nın iradesidir
HDP anayasamızdaki “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü” ilkesine karşı çıkarak bölücülük yapmakta ve milli iradeye karşı gelmektedir. Milli irade karşıtlığı suçtur. HDP kapatılmasın demek, ‘bölücülük yapmak serbest olmalıdır’ demektir
Son günlerde HDP’nin kapatılması kamuoyunun gündemi haline geldi. Sayın Hasan Korkmazcan’ın başlattığı kampanya çığ gibi büyüyor. HDP’nin kapatılması gerek siyasi partiler ve gerekse de toplum önderleri için bir turnusol kâğıdı işlevi görmeye başladı. Saflar netleşiyor. Milli kuvvetler kapatılmasını isterken Amerikancı cephe bilinen bazı bahaneler öne sürüyor. Tabii bu arada kafası karışık olanlar da var. HDP’nin kapatılması konusunda önemli görülen iki itiraz bulunuyor. Birincisi “Kapatırsak yenisini açarlar. Kapatmak çözüm değildir.” İkincisi ve bizim de tartışacağımız argüman ise “6 milyon oyu var. Milli iradeye karşı çıkmayalım.”
KURUCU İRADE
Kurucu irade, milli irade ve seçmen iradesi nedir?
Kurucu irade, bir toplumu ve onun devletini yeniden oluşturan iradedir. Kurucu irade eski devleti ortan kaldırarak, yeni devleti kuran iradedir. Kurucu irade hem gücünü toplumdan alır, hem de toplumu yeni rejime göre biçimlendirir (Ümmet toplumundan millet toplumuna). Kurucu irade yeniden şekillendireceği toplumun ve oluşturacağı devletin kurucu felsefesini, anayasasını ve onun değiştirilemez temel ilkelerini belirler.
Kurtuluş Savaşından sonra Cumhuriyet devletini kurarken Türk Milleti iradesini sadece sözle değil, canını dişine takarak eylemli olarak göstermiştir. 1921, özellikle 1924 Anayasası ve onu yapan TBMM kurucu iradenin en güzel örneğidir.
Millî irade ise milletin ortak arzuları, istekleri ve emelleridir. Milleti oluşturan bireylerin ortak arzularının, emellerinin bileşkesidir. Buradaki ortak istekten kasıt milleti ve devleti oluşturan temel ilke, istek ve ihtiyaçlardır. Milli irade bir toplumun stratejik kararlarıdır. Örneğin hangi rejimde yaşamak istiyoruz? Cumhuriyet mi? Meşrutiyet mi? Türkler, Kürtler, Boşnaklar, Çerkezler vb. bir devlet çatısı altında, tek bir millet olarak yaşayacak mıyız? Yoksa bölünecek miyiz? AB’ye katılacak mıyız? Katılmayacak mıyız? Yasama, yürütme ve yargı organlarının görev ve işlevini değiştirecek miyiz? Değiştirmeyecek miyiz? (Cumhuriyet Senatosunun kaldırılması, hükümet sisteminin değiştirilmesi gibi) vb konulardır. Yoksa her istek ve arzuda milli irade oluşmaz. Çünkü 80 milyon yurttaşın o kadar çok farklı fikirleri ve talepleri var ki. Bu farklılıklar ancak özgürlüğün ve demokrasinin gereğidir. Milli irade devletin ve toplumun bekasıyla ve geleceğiyle ilgili bir iradedir. Milli irade her gün, her ay ya da her seçimde değişmez. Seçimlerde değişen seçmen iradesidir. Milli irade uzun bir geçmiş tecrübeye dayanır. Gelecek için uzun erimli arzu, istek ve emellerden oluşur. O nedenle toplum her konuda değil ama, bekasını ilgilendiren temel konularda ortak bir irade ortaya koyar. Milli irade stratejik bir iradedir ve stratejik bir karardır. İşte milli irade budur.
MİLLİ EGEMENLİK
Gerek kurucu irade gerekse de milli irade, milli egemenlik ile birlikte bulunur. Çünkü sadece istemek yetmez onun gerçekleşebilmesi için egemenlik erkine ihtiyaç vardır. Milli iradenin egemenlik teorisi milli egemenliktir. Mutlakıyet ve meşrutiyet rejimlerinin egemenlik aracı ise kişi veya gurup yönetimleridir.
Milli irade geniş kapsamlıdır. Aslında kurucu irade de bir milli iradedir. Hatta en somut, en berrak ve en değerlisidir. Kurucu iradede toplum sadece oy vererek isteğini belirtmekle kalmaz gerektiğinde canını verir.
Seçmen iradesi ise genellikle seçimlerde partiler veya adaylar arasında toplumun yaptığı tercihtir. Seçmen iradesi kendini kurucu ve milli irade yerine koyamaz. Devletin kuruluş felsefesini ve temel ilkelerini değiştirecek yetkiye sahip değildir. Gerek anayasal ve gerekse de toplumsal değişiklikleri kurucu ve milli iradenin sınırını çizdiği hukuk içinde yapabilir. Eğer seçmen iradesi, anayasal ve toplumsal düzeni değiştirmek için kurucu irade olmak istiyorsa, ayrıca millete başvurarak onun milli iradesine dayanmak zorundadır.
DEĞİŞMEYEN MİLLİ İRADE
Kurucu ve milli irade nasıl ve ne zaman değişir?
Seçmen iradesi her seçimde değişkenlik gösterir. Hatta ertesi gün seçim olsa yine değişir. Ancak milli irade çok sık değişmez. Çünkü bu irade kader birliği etmiş toplumun ortak yaşam ve gelecek kararlarıyla ilgilidir. Milli ve kurucu irade 4 şekilde değişebilir:
1-Ükenin bilfiil işgal edilmesi halinde işgal kuvvetleri devleti ortadan kaldırır. Kendine bir işgal hükümeti atar ve yeni bir anayasa dayatır.
Osmanlı Devletine Sevr’in dayatılması, II. Dünya Savaşı sonrası ABD’nin Japonya’ya yaptığı anayasa ve işgalin ardından Irak’a yapılan anayasa buna örnektir.
2-Darbelerle meşru hükümet, parlamento ve anayasa rafa kaldırılır. Darbeciler milli iradenin sınırlarını çizdiği hukukla kendilerini bağlı görmezler. Yeni anayasa, yeni sistem darbecilerin iradesine göre şekillenir. 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri buna örnektir.
3-Devrimlerdir. Devrimler de milli irade gücünü milletten alır. Darbeler emperyalizmin işbirlikçileri tarafından millete karşı yapılırken, devrimler milletle birlikte yapılır. O açıdan en saf, en temiz, en değerli milli irade devrimlerle gerçekleşir. 1920 Türk Devrimi ve diğer ülke devrimleri milli iradenin gerçekleştiği en güzel örneklerdir.
4- Seçmen iradesinin milli iradeye dönüşmesidir. Yukarıda gördüğümüz üç olayda da milli irade ancak savaşla veya silahla değişmektedir. Ancak öyle zamanlar olur ki, toplum büyük kararlar verir ve bu kararlarını barışçıl yoldan gerçekleştirir. 29 Haziran 1939 tarihinde Hatay Meclisinin kararıyla Türkiye’ye katılması bunun örneğidir.
HDP KİMİN İRADESİNİ TEMSİL EDİYOR
PKK terör örgütü faaliyetini iki ana koldan yürütmektedir. Biri silahlı terör eylemleri, diğeri de yasal siyasi çalışmaları. HDP, PKK’nın siyasi koludur. Bu bizzat HDP yöneticileri tarafından defalarca dile getirilmiştir. Bu gerçeği bilmeyen Türk yurttaşı yoktur. Bununla ilgili yüzlerce kanıt mevcuttur. Hele bir Türk yargıcının veya hukukçusunun HDP’nin bölücü terör faaliyetinin odağı haline gelmesiyle ilgili kanıt istemesi abesle iştigaldir. O açıdan HDP milli iradeyi değil, PKK’nın iradesini temsil etmektedir. İsteyerek ya da istemeyerek HDP’ye verilen 6 milyon oyun varlığı, onun terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bütün partiler açısından milli iradeyi temsil etmenin iki temel kıstası vardır:
1-Kurucu iradenin felsefesine ve milli iradenin oluşturduğu anayasanın değişmez maddelerine bağlı olmak.
2- Milli irade veya seçmen iradesinin oluşumundaki demokratik, özgür, adil ve eşit seçim sistemini savunmak.
HDP hem anayasamızdaki “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” maddesine karşı çıkmakta, hem de seçimlere PKK’nın silahlı gücüyle müdahale ederek seçmen iradesini sakatlamaktadır.
MİLLİ İRADEYE KARŞI FAALİYETLER
23 Nisan 1920 Devrimiyle oluşan kurucu irade, 1921 ve 1924 Anayasalarını milli iradeye uygun olarak yapmış ve yeni Cumhuriyet rejimini kurmuştur. Cumhuriyet kurulduktan sonra milli iradeye ve onun oluşturduğu anayasaya karşı irili ufaklı 30’a yakın ayaklanma hareketi olmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır: 1925 Şeyh Sait isyanı, 1926 Ağrı isyanı, 1930 Menemen isyanı, 1937 Seyit Rıza Dersim isyanı, 1984 PKK isyanı.
Bu isyanlara öncülük edenler idamla yargılanmış ve infaz edilmiştir. Mustafa Kemal ve Cumhuriyet hükümetleri her zaman bu eylemleri milli iradeye karşı faaliyetler olarak görmüştür. Milli iradeye karşı eylem ve söylemde bulunmak, ya da milli iradenin özgürce oluşmasına karşı faaliyet yürütmek en ağır suçtur. Hiçbir suç cezasız kalmaz. “6 milyon oy alan HDP’yi kapatırsak milli irade sakatlanır” anlayışı safsatadır. Bu milli iradeyi savunmak değil teslim olmaktır. O zaman neden milli irade anayasa ve yasalar yapıyor ki? Milli iradeye karşı terör yapan parti kurmak serbesttir diyelim olsun bitsin. Aksine milli iradeyi savunmak demek, ona karşı çıkan ve onun seçimlerde özgürce oluşmasına silahla müdahale eden HDP gibi terör örgütlerini cezalandırmaktır.
SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ
HDP kapatılmasın demenin gerçek anlamı nedir?
ABD işbirlikçileri bilerek milli irade ile seçmen iradesini birbirine karıştırarak, iyi niyetli aydın ve yurttaşlarımızın kafasını bulandırmaktadır. Ama gerçekte olanlar şunlardır:
- Seçmen iradesi değişkendir, milli irade stratejiktir. HDP’nin aldığı oy bir seçmen iradesidir. Hatta seçmen iradesi bile değildir. Çünkü HDP seçmeni baskı, şiddet ve silahla korkutmakta ve seçmen iradesini sakatlamaktadır. Seçmen iradesinin özgürce oluşmasını önlemek suçtur. HDP kapatılmasın demek, seçimlerde antidemokratik yöntemler uygulanabilir demektir.
- HDP anayasamızdaki “Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü” ilkesine karşı çıkarak bölücülük yapmakta ve milli iradeye karşı gelmektedir. Milli irade karşıtlığı suçtur. HDP kapatılmasın demek, bölücülük yapmak serbest olmalıdır demektir.
- PKK olmadan HDP olmaz. HDP, PKK merkezi tarafından yönetilmektedir. PKK’nın yasal uzantısıdır. Terör örgütüne yasal planda yardım ve yataklık yapmaktadır. HDP kapatılmasın demek, terörü övmek, ona yardım ve yataklık yapmak meşrudur demektir.
- HDP’ nin 6 milyon oy alması ona milletvekilliği veya belediye başkanlığı kazandırabilir ama, suç işleme özgürlüğü kazandırmaz. Demokratik hukuk devletinde hiçbir unvanın suç işleme hakkı yoktur. HDP kapatılmasın demek, bazı seçilmişler suç işleyebilir demektir.
- Türk yargısı, iki HDP milletvekilinin PKK üyeliği ile ilgili hükmünü vermiş, yasa gereği TBMM de üyeliklerini düşürmüştür. HDP kapatılmasın demek, hukuk uygulanmasın, suç özgür olsun demektir.
- HDP/PKK’nın amacı sözde Kürt devleti, gerçekte ise ikinci İsrail devleti kurmaktır. HDP kapatılmasın demek, Türkiye bölünsün demektir.
- HDP/PKK binlerce sivil, asker, polis ve korucumuzu katletmiştir. HDP kapatılmasın demek Mehmetçik ölsün demektir.
Bunu kimse kabul edemez…