HDP'nin Türkiye aleyhine faaliyetleri devam ediyor: Hukukçulardan Anayasa Mahkemesi'ne çağrı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açtığı HDP kapatma davası süreci devam ederken HDP’nin Türkiye aleyhine faaliyetleri de sürüyor. Hukukçular ise Anayasa Mahkemesi'nden bir an önce kararını vermesini bekliyor.

Aydınlık'a konuşan Hukuk ve Fikir Platformu Başkanı Avukat Faruk Keleştimur, "Bir hukuk devletinde varlığını sürdürmesi mümkün olmayan bu terör şebekesi hakkında tüm hukukî şartların oluştuğu alenidir. Bu şebekenin kesintisiz ve devamı gelmeyecek kararlılıkla son bulması Türk yargısının tarihi bir sorumluluğu ve hukukî vecibesidir. Temennimiz adaletin gecikmeksizin tecellisidir" dedi. Avukat Latif Cem Baran da HDP ile ittifak yapanların da suç ortağı olduğunu söyledi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Anayasa Mahkemesi'nde açılan HDP kapatma davası süreci devam ederken HDP yöneticilerinin Türkiye aleyhine faaliyetleri devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve HDP'li bazı milletvekillerinin katılımıyla Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesinde bir düğün salonunda gerçekleştirilen kongrede, terör örgütü PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı. Bunun üzerine HDP'nin 3. Olağan Gençlik Kongresi'nde "terör örgütü propagandası" yapıldığı gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında 16 şüpheli gözaltına alındı. HDP Merkez Yürütme Kurulu üyesi 26 kişi hakkında “Ermeni soykırımı” ifadelerini kullandıkları için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından fezleke hazırlanırken, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, PKK terör örgütüne yakın bir televizyon kanalında Türkiye’yi uyuşturucu satmakla suçladı.

Av. Latif Cem Baran

‘HDP İLE İTTİFAK YAPANLAR İÇİN DE…’

HDP’nin Türkiye aleyhine faaliyetleri devam ederken hukukçular da HDP hakkında açılan kapatma davasının bir an önce sonuçlandırılması gerektiğini söyledi. Aydınlık’a konuşan Birlikte İleri Hareketi Başkanı Avukat Latif Cem Baran, "HDP’nin durumu hukuken zaten belli. HDP’nin esas olarak diğer iş birliğinde olduğu siyasi partilerde de büyük sorun var. HDP’nin suç işlediğinin alenen tespit edildiği ortamda HDP’nin yanında olarak, HDP'yi ittifak içine sokarak meşrulaştırmaya çalışarak kendileri de suç ortağı olmuş oluyorlar. Kim HDP ile örtülü ya da açık ittifak yapıyorsa onlar hakkında da kapatma davası açılmalı. Bu, suç ortaklığıdır. Türkiye siyasetinde işlenen suçları halı altına süpüremeyiz. Türkiye'de halkımızın hukuka inancı bu şekilde daha da artacaktır. Ayrıca siyasetin içerisinde terörle iltisaklı kişilerin alenen olduğu bu ortamda hala HDP ile kol kola yürüyenleri kınıyorum. Ancak milletimiz buna izin vermeyecektir. Zaten tüm deliller Anayasa Mahkemesi önünde. HDP'ye gerekli süre verilmişti. Milletin maşeri vicdanında zaten kapatılmış olan HDP ile ilgili gönülleri hoş edecek kararı heyecanla bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

DELİLLERE GÖRE KAPATILMA ZARURET

Hukuk ve Fikir Platformu Başkanı Avukat Faruk Keleştimur da Siyasi Partiler Kanunu'nun 101. maddesinin, hiçbir ihtilafa mahal bırakmayacak ölçüde açık olduğunu bildirdi. Maddenin 'B' fıkrasında yer alan "odak" lafzının muhteviyatının HDP açısından tartışmasız bir şekilde ve çoktan oluştuğunu ifade eden Keleştimur, "İddianame sürecindeki deliller, objektif bilgi, belge ve bulgular, kapatılma kararının hukuken bir zaruret olduğunu ortaya koymaktadır. Son haftalarda İstanbul ve Diyarbakır'daki skandal görüntüler, bu terör şebekesinin menşeini bir kez daha kamuoyu nezdinde tescillemiştir. Nitekim Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmiş ve tahkikat başlamıştır. Yine son günlerde Ermeni yalanları üzerinden Türk devletinin haysiyetine mütecaviz ifadeler kullanan HDP MYK üyeleri hakkında 24 Nisan tarihli beyanları sebebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından fezleke hazırlanmıştır. Bu örnekler ve çok daha fazlası Anayasanın temel ilkelerinin, TCK 301. madde ile sair hükümlerinin yine Siyasi Partiler Kanunu 101. madde ile sair hükümlerinin HDP tarafından nasıl bir hoyratlık ve aymazlıkla ihlal edildiğini göstermektedir" şeklinde konuştu.

Av. Faruk Keleştimur

YARGININ TARİHİ SORUMLULUĞU

Keleştimur açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bir hukuk devletinde varlığını sürdürmesi mümkün olmayan bu terör şebekesi hakkında tüm hukukî şartların oluştuğu alenidir. Anayasa Mahkemesi'nden bir an evvel adaletin tecelli edeceği kararı tesis etmesini milli vicdan, sabırsızlıkla beklemektedir. Bu şebekenin kesintisiz ve devamı gelmeyecek kararlılıkla son bulması Türk yargısının tarihi bir sorumluluğu ve hukukî vecibesidir. Temennimiz adaletin gecikmeksizin tecellisidir."

Sonraki Haber